Paylaş
Everything is Love albümünden çıkan ilk single Apeshit ona buna (Grammy’den Superbowl’a ve de kazandıkları paraya laf edenlere) gönderme yapan sözleri kadar videosuyla da şahaneydi.
Hatta bir süre sonra videonun kendisi daha çok ön plana geçti.
Paris’teki ünlü Louvre Müzesi’nde çekilen klip, estetik kareleriyle, sanat tarihi dersi gibi oluşuyla, “Hocam aslında burada bunu demek istemişler” diye diye yazılıp çizilecek bin tane mesajı/sembolüyle tekrar tekrar izlenmeyi hak ediyor kesinlikle.
Şu ana kadar herhalde videoyla ilgili bir sürü açıklama metni okumuşumdur.
Hepsi de ünlü çiftin videoda kimlere/neye laf attığını çözmekle, tabloların önünde verilen heykel gibi pozların derin alt metnini kavramakla meşgul.
Ama en zevklisi de bu işte.
“Alt tarafı bir klip” deyip geçemiyorsun. Tekrar tekrar izleyip içinde kayboluyorsun.
Bu arada çiftin pazarlama konusunda eline kimse su dökemez herhalde.
Her şeyi “aniden” piyasaya sürüyor ve bir anda herkesin gündemini meşgul ediyorlar.
Taner Ceylan klip çekse güzel olmaz mı?
Bir şarkıya çekilen video pekala sanat eseri de olabilir mi?
Beyonce ve Jay-Z’nin videosu sanki bunun kanıtı gibi.
Peki biz bu anlamda neredeyiz ve kimlerleyiz?
◊ En anlamlı videoları yine hip hop solistlerimiz çekiyor. Onların videolarında “gerçek hayatı” görüyorsun.
◊ Pop şarkıcılarının videoları mesajdan öte güzel ya da yakışıklı görünme kaygısı taşıyor. İki zıp zıp dans, iki işve iki naz, oldu bitti. Ne yönetmeni üzerinde uğraşıyor, kafa yoruyor ne de pop şarkıcısı. Tek bildikleri, “Çok para harcadık, öldük bittik çok yorulduk” söylemine tutunmak...
◊ Peki bir çıkış noktası var mı? İşi klip çekmek olmayan, piyasa dışından birine klip çektirirseniz neden olmasın? Biraz cesaret biraz vizyon lazım. Mesela ünlü ressamımız Taner Ceylan neden bir video çekmesin ki?
Çok acayip çok konuşulacak bir iş çıkmaz mı ondan?
Yahut Haluk Akakçe ve Aykut Cömert’ten?
Ve 2016 Contemporary’sinde yaptığı heykel çok konuşulup tartışılan Ali Elmacı’dan...
Kısacası isim çok.
Kainatlar farklı
Aslında Türkiye’deki popüler kültürle modern sanat dünyası arasında muazzam bir kopukluk var.
İki taraf da birbirine uzak duruyor. Mesafeli takılıyor.
Uç bir örnek vereyim:
Ebru Yaşar’la Taner Ceylan’ı aynı mekanda görmeniz bile mümkün değil.
Dünyalar hatta kainatlar farklı, o derece.
Bu bir yere kadar normal, bir yerden sonra değil.
Popüler kültürün gözde simaları sadece koleksiyoner olarak modern sanat dünyasıyla ilişkide.
Mesela Cem Yılmaz ve Kenan Doğulu.
Oysa bu iki farklı dünya bazen bir araya gelse, herkes kendi kabuğundan çıksa, ortaya bambaşka bir şey çıkabilir.
Bu hayal de bugünün ütopik dileği olsun bari :)
Paylaş