Sibel Can kafası

Her zamanki yarı keder yarı cilve karışımı yormayan sesiyle...
Şarkılar bana hitap etmedi ama yine de Sibel Hanım hoş geldi.
Çünkü onun enerjisi yüzde yüz Türkiye’nin enerjisi, o yüzden kendisine kayıtsız kalınamaz.
Türkiye gibi arada bir çok iyi oluyor, zayıflıyor, forma giriyor, mükemmel görünmek için uğraşıyor.
Sonra hoop yeniden kilolar alınıyor, Türkiye gibi kendini anında salıveriyor.
Sürekli bir iniş çıkış hali yani.
Çünkü biz tam da buyuz:
Enerjimiz çok sibelcanayzır.
En cool’umuzun içinde bile bir tutam var.

Bağdat kafası

Bağdat dediysem, bugünlerde kadınların diline pelesenk olmuş Bağdat şarkısından bahsediyorum. Şarkıyı Ayla Çelik söylüyor ve nakaratta şöyle diyor:
“Ben dünyanın en büyük aşığı olabilirim, koynunda yüz sene bin sene durabilirim.”
Bu iddialı romantik komedi tavır bir şekilde kadınların kanına girdi.
Çünkü geçenlerde en cool kadın arkadaşım bile durdu durdu, “Ayy Bağdat’ı dinledin mi? Çook güzel” deyiverdi.
Yani Ayla Hanım başarılı olmuş durumda.
Bugünlerin gizli hiti budur!

Tolga Karel kafası

En anlamadığım kafa da bu.
Çünkü Tolga Karel bir şöyle haber oluyor:
“Param yok nasıl düğün yapacağım.”
Bir de böyle:
“Tolga Karel düğün için Playa Las Ballenas adasını bir haftalığına kiraladı.”
Çelişkiye çay demle!
Ayrıca: Düğün için bir haftalığına ada kiralamak nasıl bir şeydir? Nedendir?
An itibariyle, pek yakında Cunda’da evlenecek olan Kenan İmirzalıoğlu-Sinem Kobal çifti adına üzüldüm.
Bir adaları bile yok...

Beyonce kafası

Beyonce’nin yeni albümü Lemonade ünlü şarkıcının önceki albümü kafasında.
12 şarkı, dinle dinle bitmiyor.
Üstüne bir de Lemonade’ın görsel versiyonu olan uzun metrajlı klibi/filmi, o da izle izle bitmiyor.
Dahası, hepsini telefona indirince çok yer kaplıyor!
Beyonce’yle beraber bu kafaya alıştık.
Bitmeyen, birbirine yapışık, aşırı konsept konsept, hem bohem hem kitlesel olmaya çalışan, yanı sıra her şarkıyı kliplendiren, görsellendiren kafaya...
Güzel mi güzel.
Ama şarkılar geri planda kalıyor sanki.
NOT: Bir saatlik Lemonade filminden favorim, Beyonce’nin sapsarı fır fır elbisesiyle sular taşarken görkemli bir şekilde binadan çıktığı ve sokaktaki her şeyin camını çerçevesini yere indirdiği sahneler...

Lüks ağaç ev kafası

Yok, Antalya Olimpos’taki salaş ağaç evler, bungalovlar aklınıza gelmesin. Hatta onları unutun!
Bunlar başka türlü bir şey.
Bunlar tasarımın ve konforun dibi.
Hem doğanın ortasında hem de hayranlık uyandırası otel odaları bunlar.
Benim öteden beri radarımda olan iki tanesi var.
İlki, İsveç’teki Tree Hotel.
Ormanın içinde, hepsi ağaçların arasına tutunmuş odaları var Tree Hotel’in.
Onlardan en seksi olanı ise bu:
UFO şeklindeki bu oda!
Radarıma takılan diğer ağaç ev oteli ise Phuket’teki Keemala.
Keemala gerçekten rüya gibi bir yer.
Özellikle Bird’s Nest adındaki ağaç ev villaları muhteşem.
Bizde hâlâ böyle yaratıcı, doğayla uyumlu oteller yapılmıyor ya, hayret ediyorum...

Bunlar da başka kafalar

◊ Yakışıklı bir adam olup çıktı Rüzgar Erkoçlar.
Bir de çok iyi giyiniyor. “Tarzı var” derler ya, tam öyle.
Ama niye illa buradaki yapımcılardan teklif bekliyor ki? Öyle dert yanmış çünkü, “Teklif gelmiyor” diye...
Oysa yurtdışına kendini anlatsa, sunsa, mesela bir YouTube kanalı açsa daha iyi olmaz mı?

◊ İzmir Torbalı’da bir adam Cumhurbaşkanı’na sürekli hakaret ediyor diye eşinden boşanmış.
Dahası, eşi hakaret ederken ses kaydı da almış, mahkemeye sunarken delil olsun diye...
Hani The Twilight Zone (Alacakaranlık Kuşağı) diye klasikleşmiş bir dizi vardı.
Bu olay, en az o dizideki olaylar kadar sıra dışı ve ürkütücü.

◊ Dünya üzerindeki milyonlarca şef aşçıdan biri Adrian de Berardinis.
Peki farkı ne? Çıplak yemek yapması!
Şaka değil, Adrian sadece ön kısmını minik bir önlükle kapatıyor, poposu filan tamamen meydanda.
Üstelik çıplakken yaptığı yemeklerin videolarını kendi bloguna koyuyor, zaten bu şekilde adı duyuluyor ya: www.bearnakedchef.com
Adrian’a kızmayın, günümüzde bir işi “iyi” yapıyor olmak artık çekici bir unsur değil.
Üstüne başka bir şey daha eklemek zorunda kalıyorsunuz.
Tamamen dikkat çekmek adına...
Eh Adrian’ın da vücudu var. Bari yemek yaparken kaslarımı, popomu estetik bir şekilde sergileyeyim demiş.
Unutmadan, Adrian’ın bu işe soyunmasının sebebi eski erkek arkadaşıymış.
Meğer mutfakta beraber çıplak yemek yapmaya bayılırlarmış.