Paylaş
* TARKAN
İskender Paydaş’ın albümü için yazılmış/söylenmiş yeni şarkısı “Hop De”nin klibinde yanlardan sıfıra vurdurulmuş saçı, leopar desenli yeleği ve siyah gözlükleriyle huzura çıktı.
İşte o an “Kuzu Kuzu” dönemini hatırladım.
O klipteki uzun saç ve Çingene tavır anında kopyalanmıştı sokaktaki delikanlı tarafından.
Her yerde birer Tarkan kopyası vardı.
Oysa bu yandan kazıtmalı saç çoktandır dolaşımda.
Yeni değil. Sokakta kopyalanacak bir durumu kalmadı.
Hatta Beyoğlu’nun en meşhur berberi Birol Şenel bu saçı yıllardır yapıyor müşterilerine.
Yelek desen zaten demode. Leopar deseni ekstra fena.
Bir star imajıyla/tavrıyla hep önde olmalı değil mi?
Ancak o zaman tam olarak heyecan yaratmaya devam edebilir.
Peki tüm bu dalgayı geçersek şarkı nasıl?
Hemen söyleyeyim:
* Sözleri pek otoriter olsa da “Hop De”nin dilime düşen, en sevdiğim bölümü şu oldu: Sen senin hakkından eğer gelemiyorsan, seni izin ver de ben yola getireyim o zaman.
* “Kır Zincirlerini” şarkısını anımsatan cüretkar/şehvetengiz vokaller ise şarkının diğer bir dikkat çeken yanı. Özlenen Tarkan erotizmi.
* En baştaki klasik Tarkan “Oooo”larını geçelim, n’olur duymamış olalım.
* Yine de Tarkan’ın bitmeyen kredisi nedeniyle 5-10 dinleme sonrası bu hop’lu kop’lu kap’lı şarkıya alışılacak, sevilecektir.
* KAYA ÇİLİNGİROĞLU
Yıllar önce (2008), “Normal misin” programında, “Oğlumun ileride eşcinsel olduğunu öğrenirsem evlatlıktan reddederim” demişti Kaya Çilingiroğlu.
O zaman bu yanıta sebep olan soruyu soran bendim.
Yıllar geçti, 2014’e geldik. Bu kez muhabirler Hülya Avşar’ın, “Zehra eşcinselim dese başımın üstünde yeri var” açıklamasını sormuş Çilingiroğlu’na.
“Bu konu hakkında bir şey demek istemiyorum, sinirlerimi germeyin” yanıtını vermiş.
Ama Fransızca.
En azından bir değişim var!
Türkçe’den Fransızca’ya geçilmiş, ayrıca o çok sert “evlatlıktan reddederim”den vazgeçilmiş.
Bu da bir şey...
* TUĞÇE KAZAZ
“Toprak ne kadar temizse yetişen besinler o kadar kaliteli olur. Kadın da tarla gibi temiz olmalı, kendini kirletmemeli” diyen Tuğçe Kazaz’ın tarlalı bu cümlesi kendisine pek yakıştırılamadı, eleştirildi, “Ne diyor bu kadın?” denildi.
Oysa Kazaz’ın son hayatına (sürekli birden farklı yaşam tarzıyla karşımıza çıktığı için böyle diyorum) göz atarsak neden böyle dediği çok net anlaşılıyor.
2013 ağustosunda Milliyet Pazar’a bir röportaj vermişti Kazaz.
O röportaj sayesinde Ankara civarında bir çiftlikte “topluluğum” dediği bir grup arkadaşıyla beraber yaşadığını, sabah altıda kalkıp dört saat tarlada çalıştığını, kalan zamanını ise arkadaşlarıyla hayat üzerine sohbetler edip Thai Chi ve Aikido yaparak geçirdiğini öğrenmiştik.
Hatta o röportajda tarlasından topladığı domatesler için şöyle konuşuyordu Kazaz:
“Bu domateslerin dibinde çıkan ayrık otları ilaçlanmadan temizleniyor, lezzeti ondan bozulmuyor.”
Yani Kazaz’ın tarlalı cümlesi/kafası bir süredir çiftlikte yaşadığı bu son hayatından dolayı...
* AYLA ALGAN
Filmstudio Dergisi’ne meşhur Actors Studio’da eğitim aldığı günleri anlatmış ve o günlerden şu ilginç detayı paylaşmış:
“Funny Girl filmindeki Brice rolü Barbra Streisand’dan önce bana teklif edilmişti. Ama Colombia Pictures, Funny Girl filmi için sekiz senelik kontrat imzalatmak istiyordu.
Marlon Brando bana, ‘Colombia Pictures’dan hâlâ kendimi satın alamadım’ dedi.
Sekiz senelik kontratı imzalattı mı, ne istiyorsa oynatıyor, porno bile! Bu nedenle kabul etmedim.”
Bu açıklamadan sonra iki şeyi merak ettim.
* Algan şimdi Brando’nun gururuna kapıldığı için pişman mıdır?
* Ve Barbra Streisand acaba hangi Colombia pornosunda oynadı da biz kaçırdık?
Paylaş