Medyanın Madonna’sı

Çünkü Ayşe Arman en az Madonna kadar fotoğraf prodüksiyonlarında cesur.

Haberin Devamı

Arman’ın Hello! Dergisi’ne verdiği özel pozları görmüşsünüzdür Nihat Odabaşı “şık erotik” bir iş çıkarmış.

Her şey dozunda, film karesi gibi. Asla ucuz değil.

Ve Ayşe Arman bu şık erotik fotoğraflarda kendisinin de dediği gibi, “bambaşka biri”.

Nihat onun içinden başka birini çekip çıkarmış ve fotoğraflamış.

Eh, Madonna da çoğu fotoğraf prodüksiyonunda öyle değil midir?

Her fotoğrafta başka bir kılıkla başka bir ruhla karşımıza çıkar, her karede başka bir kadındır.

Bunu yapmak da sanıldığı kadar kolay bir şey değildir.

Bir ortak özellik daha: ıkisi de şaşırtmayı ve konuşturmayı seviyor. O yüzdendir ki, başarılı röportajlarının yanı sıra Ayşe Arman, medyanın Madonna’sı bence.

Hangi gazeteci böyle pozlar vermeye cesaret edebilir?

Bırakın gazetecileri sanatçı dediğimiz insanlar bile yanaşmıyor böyle şeylere. Korkuyorlar.

Haberin Devamı

Korkarak da bir şey olmuyor maalesef.
NOT 1: Ajda’nın bacaklarından sonra bir süre de Ayşe’nin bacaklarını konuşacağız galiba.

Bacaklar taş çünkü!
NOT 2: Derginin kapağına bakarken bir şey dikkatimi çekti. Arman’ın sol göğüs ucu sanki

fotoşopla silinmiş gibiydi. Çünkü orada bir leke vardı belli belirsiz. Nihat Odabaşı’na telefon açıp sordum. “Hayır” dedi, “Fotoşop yok, ayrıca göğüs ucu da sandalyeye yaslandığı için zaten görünmüyor”.

“Yanıt hakkı” diyarı

ÖNCE NAİM DİLMENER...

“Ajda’yı kazıklayan Serdar ve Sezen mi” yazım üzerine sevgili Naim Dilmener’in yanıtı: “Vitrin/ıklim ile Resim/Çerçeve metaforlarından ilki, gerçek bir edebi dizedir. Pekkan’ı iyi tanıyan ve kadrini-kıymetini bilen biri tarafından yazılmış hem de. Diğeri ise ÇAKMA (şiir değil) bir mani. Bengü’nün önüne atsanız dahi söylemeyeceği kadar ÇAKMA!

Serdar Ortaç’ın yazdıklarının gerçekten Sezen Aksu’nun yazdıkları ile en ufak bir bağı yok. Bu nedenle bir gün öyle/bir gün böyle konuşmuş değilim. Vitrin/ıklim metaforu, Ajda Pekkan kitabının finaline alacak kadar taptığım bir dizeydi.”

ŞİMDİ DE MODA TASARIMCILARI...

 “Türk modacıları neden kazıkçı” yazısı üzerine Moda Tasarımcıları Derneği Başkanı Bahar Korçan’ın gönderdiği açıklamadan bir kısım:
“... Galatamoda bugüne kadar yaklaşık 50 bin kişi tarafından ziyaret edilmiş ve 16 bin parça satışına ulaşan bir grafik izlemiştir.
Bu etkinlikler düzenlenirken satış rakamlarının mümkün olduğu kadar çok insana hitap etmesi önceliklerden biri olarak gözetilmiştir.
Ancak ürün gruplarına göre farklı fiyat uygulanması kaçınılmaz olup fiyatlandırma her tasarımcının kendi iradesine bırakılmıştır.
Bu anlamda bazı tasarımcıların fiyatları daha farklı yerlere de gelmiş olabilir.”

Haberin Devamı

Bilmeceler çözülsün

Çarşamba günkü yazılarla bağlantılı yazmaya devam ediyoruz.

Çünkü o gün herkes sordu, “Yahu bilmece gibi yazmışsın. O modacı kim? Peki ya o mekan hangisi?” diye. Hak verdim gerçekten.

Anlayan anlasın diye öyle yapmıştım.

Neyse, sadede gelelim.

1- Bebek şenliği’nde tasarladığı ceketi 1500 liraya satan modacı Elif Cığızoğlu’ydu.

2- Sitemde yayınlanan, “Püreden ip çıktı” şeklindeki okur şikayeti üzerine sonu kibar bir şekilde “ayağını denk al” mesajıyla biten maili gönderen mekan ise Çapamarka’cılardı. Mailin malum kısmını aktarıyorum: “Unutulmasın ki, püreden çıkan ip esprisi bu müesseseye asla zarar vermez. Ama zamanla bazılarının boynuna (tabii mesleki açıdan) dolanabilir.

Yazarın Tüm Yazıları