Lokantalara sahip çıkma zamanı

Gastronomi yazarı Cemre Torun, İstanbul restoranlarının özel tariflerini bir araya getirdiği bir kitap çıkardı: Restoranlar Evde.

Haberin Devamı


100’ü aşkın restorandan alınmış tariflerin derlenmesinin önemli bir amacı var:
Yeme-içme sektörüne destek olmak.
Çünkü kitaptan elde edilen gelir, TURYİD aracılığıyla restoran çalışanlarına aktarılacak.
Zaten kitabın sloganı da bu: İstanbul’un lokantalarına sahip çıkma zamanı!
Pek farkında değiliz ama, karantina süreci ve sonrasında İstanbul’un çoğu lokantası ya kapandı ya da kapanma noktasında.
Mesela kapananlardan biri memleketin gerçek anlamdaki ilk vejetaryen lokantası olan Beyoğlu’ndaki Zencefil oldu.
Hali hazırda varlığını sürdüren restoranlar da eski normal günlerindeki gibi doluluk oranlarını pek göremiyor.
Dolayısıyla iş yine müdavime düşüyor.
Müdavimin dört bir koldan kendi lokantasına sarılmasında...

Bu açıklamadan ne anladık

Hafta sonunun en sıcak konularından biriydi Netflix.
Önce çekimine başlanmış yerli yapımını iptal etmesi, ardından Cüneyt Özdemir’in YouTube yayınında dile getirdiği Netflix ve RTÜK arasındaki restleşme iddiaları çok konuşuldu.
Doğal olarak Netflix’in bir açıklama yapması bekleniyordu.
Nitekim beklenen açıklama önceki gün geldi.
Gel gör ki açıklama hayli “Stranger Things”, hayli “Dark”.
Onca iddiaya yönelik doyurucu bir yanıt yok, sadece “Seyirciye derinden bağlılık ve yeni çekimlerine başlanacak projeler için heyecan”ın ifade edilmesi var.
Belki bir gün olan biteni bir Netflix belgeselinde ya da Hasan Minhaj’ın programında filan izleriz, belli mi olur?

Haberin Devamı

Haluk Levent’in o tweet’i

Eski sevgilisi tarafından öldürülen Pınar Gültekin’in ardından Haluk Levent bir tweet attı:
“İlişkinizin ilk günlerinde erkek arkadaşınız az da olsa size şiddet uygularsa hoş görmeyin.
Hatta bazıları gibi bunu sosyal medyada gösterip erkeğim benim demeyin.
Şiddeti meşrulaştırmayın. Yoksa ölürsünüz”.
Haluk Levent çok geçmeden “Biraz abartmış olabilirim” diye yazdıkları için özür diledi ama tweet’inde farkında olmadan açığa çıkmış şu eğreti bakış açısı aslında çoğu erkek ve kadında maalesef var: “Kadına şiddetin sorumlusu erkekten çok, bu şiddeti zamanında kabul etmiş kadındır.”
Yani dönüp dolaşıp Haluk Abiler’in de tavsiyesiyle şu klişe hikayeye bağlanıyor sonuç:
“Arıza erkeklerle ilişki yaşamayın.”
Tıpkı Ozan Güven’den dayak yiyen Deniz Bulutsuz’a da bu şekilde yorumlar yapıldığı gibi...
Şiddetin kaynağını ve tüm yaşanan süreci buna indirgemek çok kolaycı bir yaklaşım değil mi?

Yazarın Tüm Yazıları