Paylaş
Kesin olan şey bu vaziyetlerin bir karakter, bir öz olduğu.
Ya görgüsüzlüğe meyillisinizdir ya da değil. Ama galiba o eski mütevazı, görgülü haller de yavaş yavaş mazi raflarına kaldırılıyor.
En son yıllarını oyunculuğa vermiş bir ismin, Zerrin Sümer’in, bir TV programında söylediklerini dinledim.
Sümer 22 yıllık sevgilisiyle 8 ay önce evlenmiş.
Kimsenin de bundan haberi olmamış.
“Çünkü ben bunları söylemem” diyordu Sümer.
Diyeceksiniz ki, “Mutlu bir haber, neden söylememiş ki?”
Belki çok yakınlarıyla paylaşmıştır ama herkesle paylaşıyor olmayı gereksiz ve anlamsız bulmuştur. Çünkü bazen mutluluğun, hatta acının da gösterişi yapılabilir.
Nitekim her iki durumu kullanarak insanların duygularını kolayca hizalayabilirsiniz.
Kullanmamayı seçmek çok başka bir erdem.
O yüzden Sümer’in tavrına bayıldım.
Öyle bir hayatım var ki...
Bir başka gösteriş biçimi, sen hiçbir şey sormadan tüm hayatını en ince detayına kadar anlatma görgüsüzlüğü.
Geçtiğimiz günlerde başıma geldi.
Oturduğum masada yeni tanıştığım biri şöyle detaylarla hayatını anlattı bir anda:
∆ Bizim ev üç katlı, inip çıkması öyle zor oluyor ki...
∆ Bahçem öyle büyük ki, bir gün gelip görmeniz lazım...
∆ Evde çok boş alan var diye sanat almaya karar verdim, var mı bildiğiniz bir yer?
∆ Kayağa Megeve’e gidiyoruz, çünkü yurtiçindekiler hiç kesmiyor...
Benzerlerini daha önce izlemiştik
Sebastian Fitzek’in 2006’da yayınlandığında dünya çapında 8 milyon kopya satmış kitabı “Terapi”den uyarlanan aynı isimli diziyi izledim.
İlk başta çok ilgimi çekti ama sonra diziden soğudum.
Dizinin ana damarı olan iki meselenin benzerini daha önce başka yapımlarda gördüğüm için...
İlki, Leonardo DiCaprio’lu “Shutter Island” filmi.
Diğeri ise Amy Adams’ın başrolde olduğu “Sharp Objects” dizisi.
Her iki yapım da kitabın yayınlanmasından sonra çekilmiş.
Yani “Terapi”den etkilenmiş olmaları muhtemel.
Ama işte yıllar sonra “Terapi”nin dizisini izlemek aynı etkiyi yaratmadı.
Paylaş