Kadınların en çok alışveriş yaptığı markalardan biri Mango.
Sanırım şu sebebten: Hem kreasyonları iyi hem de fiyatları makul.
Ama gel gör ki, eğer Mango’nun sonbahar-kış koleksiyonundaki ayakkabıları bir kadın arkadaşımın ayağında filan görürsem, hemen yanından son sürat kaçarım.
Çünkü Mango’nun kışlık ayakkabıları, hele hele o parlak botları korkunç.
Nereden mi biliyorum? Çarşamba gecesi Esma Sultan Yalısı’nda yapılan yeni sezon defilesinde maalesef hepsini görme şanssızlığına eriştim.
Ayakkabıların hepsi dolgu topuk denen türden, ki çok fena.
Moda filan olabilir, ama kötü duruyor bu dolgu topuk, artıkvazgeçilsin...
Botları ise üniversiteli solcu kızlar giyebilir ancak.
Hiçbir cazibesi yok, sıradan, bot bot işte.
Açıkçası kıyafetlerde de öyle parlak bir şey yoktu.
Bu yüzden olsa gerek, kıyafetlerden çok davetliler daha çok birbirini süzdü defile boyunca.
Nitekim öyle bir oturma düzeni yapmışlar ki sağolsunlar; davetliler birbirinin yüzüne bakıyor, ayrıca dip dibe oturuyorlardı (Sırt yaslayacak yer yoktu. Şahsen sırtıma ağrılar girdi).
Peki Mango’ya koleksiyon hazırlamış, Penelope Cruz’un kopyası kız kardeş Monica Cruz o sıradane yaptı?
Tam karşıma denk düştüğü için epeyce Monica’yı kestim ben.
Kırmızı elbisesini, kırmızı rujunu, tıpkı Penelope gibi arkadan azıcık toplanmış, ama laf olsun diye dağınık bırakılmış saçlarını inceledim.
Herhalde o da sıkılmıştır bu ayakkabılardan diye düşünüyorum.
Nitekim onun giydiği ayakkabı gayet hoştu: Feminendi, dolgu topuk değildi, has topuktu.
Mango partisinde neler oldu
Mango’cular ve tabii Monica ve tabii bizim ünlüler (mesela Ayşe Hatun Önal, mesela Tuba Ünsal, mesela Ali Karacan) defile sonrası Reina’daki "after party"de aldı soluğu.
Her zamanki gibi Ayşe Hatun’a "Yeni albüm ne zaman çıkacak?" diye sordum.
Bu yıllardır kendisine fiks sorum.
Önce, "Nasılsın, iyi misin?" diyorum. Ardından, "E, albüm ne oldu?"
Zaten o da artık ben sormadan söylüyor yanıtını, alıştı.
Bu kez "kasım sonu" dedi. Bilemiyorum artık, umarım öyle olur Ayşe.
Bu arada Mango’nun İspanyol patronu Isak Andic’le Türkçe konuşmuş Ayşe.
Bu kadar iyi Türkçe bilmesine şaşırmış. Meğer adamın kökeni eski İstanbul Yahudilerine dayanıyormuş.
Çocukken ayrılmış İstanbul’dan.
Tüm bunlar olup biterken, Tuba’ya (Ünsal) "Mango’nun yeni yüzü sen olmalısın, Monica da kimmiş canım?" derken, Isac’ın yakışıklı oğlundan, "Bence Avrupa’da kesinlikle bir şeyler yapmalısın" önerisi geldiğini söyledi Tuba.
Gayri resmi bir iş teklifi yani.
Hani bu kadar da içim temiz gördüğünüz gibi...
Bir İbrahim Tatlıses deneyimi
Çarşamba gecesi iki arada bir derede Sortie’de sahne alan İbrahim Tatlıses’e de gittim. Daha önce hiç sahnede izlemedim diye, ayrıca Sortie gibi bir yerde İbrahim Tatlıses deneyimi nasıl olur diye...
Ve saat 23.30 civarı, İbo’nun orkestrası "beyaz kelebekler" misali bembeyaz giyinmiş vaziyette çıkıp geldi.
Ardından İbo gözüktü ve kitle coştu.
Şu erotik türküyü söylerken ise tüm Sortie hop hop dans etti: "Neresinden neresinden, tuttum memesinden".
Böyle bir şeydi yani, bazı kelimeleri anlayamadım.
İlerleyen dakikalarda İbo Bey, "Yalnızım Dostlarım"ı söyledi mi bilmiyorum, ama bence en iyi şarkısıdır yıllar öncesinden.