Paylaş
Aradan 12 yıl geçiyor.
Evet, tam 12 yıl!
Ve bu grup yeni bir albümle aniden gün yüzüne çıkıyor.
Ama bu çıkış öyle bir çıkış oluyor ki, albüm yayınlanır yayınlanmaz herkes büyük bir heyecan ve hevesle şarkılara sarılıyor, “Kaldığımız yerden devam ediyoruz” diyor, 10 yeni şarkının sözlerini sular seller gibi sindirmeye başlıyor.
Vega’dan bahsediyorum.
“Delinin Yıldızı” adlı albümleri olay olan Vega’dan.
Doğrusu bu ya, her şeyin çılgınlar gibi hızlandığı, duyguların akşamdan sabaha değiştiği, söylenen sözlerin/şarkıların ertesi gün unutulup değersizleştiği şu dönemde gördükleri ilgi kesinlikle incelenesi.
Tamam, grubun eski albümleriyle sıkı bağ kurmuş dinleyicisi yeni albümle beraber o günlerine ışınlanmış oldu. Bunun da etkisi var.
Ama sadece bu mu?
Bana kalırsa Vega’nın gizli gücü şunlarda saklı:
Tamamen organik samimiyeti...
İnce ince işlenmiş sözleri...
İddiasız iddiası...
Kendi halindeliği...
İçten romantizmi, içten yalnızlığı...
Ve Deniz Özbey’in özlenen vokali...
Daha çok şey yazılır çizilir söylenir elbet, ama fazlası da işin değerini azaltır diye Vega’nın o en popüler şarkısındaki gibi:
Tamam, tamam sustum!
Ne taytmış
Popüler evlat Oğulcan çöl ortasındaki bir festivalde tayt giydi.
Aradan haftalar geçti, ama tayt hâlâ dillerde.
Bu tayt mevzusundan yola çıkarak Oğulcan röportaj verdi.
Derken babası onu savunmak durumunda kaldı, oğlunun çok üzüldüğünü belirtti.
İlk başlarda lakırdısı
iyiydi hoştu, ama bu kadar üzerinde durulacak denli büyük bir mesele mi bu?
Şu taytı üzerimizden çıkarsak artık...
‘Dost’ benzetmesi
Dünkü Kelebek’te Mustafa Ceceli’nin eşi Selin İmer’in, yazdığı dini kitaplarla tanınan ve sık sık sohbet toplantıları yapan Ahmed Hulusi’yle çekilmiş fotoğrafları vardı.
Fotoğrafı görünce yıllar önce (2003’te) Çelik’le beraber patlamış, lideri İhsan Güven olan Dost’çular aklıma geldi.
O zaman çok konuşulmuştu Dost.
Şimdi de Ahmed Hulusi gündemde.
Acılar içinde bir Lady Gaga
Lady Gaga’nın Netflix’te yayınlanan belgeseli “Five Foot Two”yu izledim.
En çok aklımda kalan şeyler şu iki sahne:
Babaannesine yeni şarkısını iPhone’undan dinleten ve çoğunlukla ağrıdan kıvranan bir Lady Gaga.
Malum, ünlü şarkıcıda vücudunda inanılmaz ağrılara yol açan fibromiyalji hastalığı var.
Belgeseli izleyince bu hastalığın etkilerini
daha çok fark ediyorsunuz.
Gaga’nın ağrıları bazen o kadar çok artıyor ki durmadan masaj ve iğne yaptırıyor, yüzünden düşen bin parça oluyor, kendine güveni azalıyor.
Herhalde bir dönem atıştıkları Madonna’yla aralarındaki en büyük fark bu:
Madonna ne kadar acı çekerse çeksin, yerlerde sürünürse sürünsün, tüm belgesel boyu bu halini yaya yaya göstermek istemezdi.
Paylaş