Paylaş
DETOKS VE ENERJİ
Sadece kadınların değil, erkeklerin de dilinden düşmüyor detoks ve enerji meseleleri...
En iyi detoks programları karşılaştırılıyor.
Sıvıyla beslenmeyi ön planda tutan detokslar iyi değil diye konuşuluyor.
Ardından, “Şu enerjiciye git, hangi iç organında enerji eksik, nerende ne var söylüyor” cümleleri havada uçuşuyor.
YENİ BİR HAYAT
Yeni bir hayat projesi...
Kimisi ülkenin haline artık dayanamıyordur, “Gideceğim buradan, yetti” der. Kimisi, “Fransa’dan ya da Yunanistan’dan ev alacağım galiba” diye hava atar. Kimisi daha naif takılır:
“İşi bırakıp biraz başka bir şehirde mi yaşasam?”
Ama bugünlerde yeni hayat projelerinde en çok konuşulan belli:
Gitmek, gitmek,
ne olursa olsun
gitmek...
Üstelik bu kez gayet somut projeler konuşanları duyuyorum.
SNAP ZIPIRLIKLARI
Snapchat fenomenleri ilgiyle izleniyor, haklarında yorumlar yapılıyor. Ama snapchat hâlâ “ergen işi” olarak görülüyor.
Çok fazla snap atanlara da “işi gücü yok galiba” gözüyle bakılıyor...
Çelişkili durumlar yani.
İLİŞKİLER, BOŞANMALAR
Kafe konuş-malarının olmazsa olmazıdır:
Kafelerde yolunda giden bir şey üzerine konuşulmaz.
Arızası bol ilişkiler ya da boşanmak üzere olan çiftlerin dertleri baş tacıdır.
Geçenlerde peş peşe bu türden iki masaya düştüm.
Birinde psikopat sevgiliden vazgeçemeyen kız, “Ne yapsam da kendimi kurtarsam?” diyordu.
Diğerinde yıllardır evli olan bir adam, “Karım instagram’ına seksi pozlarını yüklemeye devam ederse boşanacağım” diye coşuyordu.
Böyle demişler ama olmamış!
* Uğurkan Erez, “Çok manken yetiştirdim ama 100 senede bir Çağla Şıkel gelmez” demiş. Çağla Şıkel başarılı olabilir Erez’in gözünde ama “100 senede bir” lafıyla durumu fazlaca abartmış, olmamış...
* “Miş Miş” şarkısıyla tanınan Simge iyi bir hit avcısı olduğundan bahsedip şöyle demiş: “Sağ kulağım halk kulağı sol kulağım müzisyen kulağı. Konservatuvar okudum ama ben sağ kulağımı tercih ediyorum.”
Bu durumda Simge farkında olmadan hem halkın sevdiklerini (yani kulağına iyi gelenleri) küçümsemiş hem de bir konservatuvarlı olarak kendi kulağını...
Bu da pek olmamış yani...
Şehirde en son ne oldu
* Köklü müzayede evi Christie’s mayısta Cenevre’de sunacağı vintage ve modern saatlerden oluşan seçkisini Soho House’da koleksiyonerlere gösterdi. Ama ne gösterim!
İçeride sergilenen saatlerin toplam satış değeri 6 milyon İsviçre frangı tutarındaydı.
* İstanbul Film Festivali sessiz sedasız başladı.
Geceyarısı seansı sevenler İblis, Elm Sokağı’nda Kabus ve Paris 05:59 filmleri arasında gitti geldi.
Paris 05.59’un 18 dakikalık sevişme sahnesi en çok dile düşenler arasındaydı...
Sezen dedi ki...
Tam da bu yeni köşe fotoğrafının yayınladığı günlerde Sezen Aksu arayıp dedi ki, “Çok fazla beni beğenin pozu olmuş bu. Beni dinle, değiştir.”
“Evet doğru, haklısın” dedim, “Ama bana bir haller oluyor, fotoğraf çekilirken poz poz oluyorum. Hem biraz kalsın bu fotoğraf.”
Günler geçti, Sezen yine bir sabah aradı.
“Değişmemiş fotoğraf” dedi meşhur kahkahasını atarak...
“Seyahate gittim, fotoğrafçı Emre’nin de işi çıktı” filan dedim, ama Sezen dinlemedi tabii:
“Valla sonunda ben gelip çekeceğim.”
Yani demem o ki, Sezen’le fotoğraf polemiğimiz eğlenceli bir şekilde sürüyor.
Ben tembellik yapıyorum, o işin peşini bırakmıyor.
Yakında yeni bir fotoğraf görürseniz burada şaşırmayın hani..
Paylaş