Paylaş
Koronavirüs ülkemizde görülmedi ama gribin diğer çeşitleri her yerde vızır vızır.
Bu yüzden sürekli tekrarlanan cümle ne?
Tabii ki şu: “Bağışıklık sisteminizi güçlü tutun.”
Nasıl tutacağız? Hepimizin az çok bildiği şeyler işte.
İyi beslen, C vitamini al, filan filan...
Bugün size biraz Osman Müftüoğlu, Mehmet Öz kıvamında bir sır vereceğim o zaman, hazır olun.
Zaten epeydir çevremdeki herkese söylüyorum, buraya da yazayım:
Isırgan otu çayı için!
Ben annem sayesinde içmeye başladım.
Bir gün dedi ki; “Sana memleketten ısırgan göndereyim mi biraz, kaynatır içersin. Biz babanla hep içiyoruz...”
“Aa” dedim; “Neye iyi geliyor?”
Annem birkaç faydasını sıraladı, sonra ben açıp internetten ısırgan üzerine her şeyi okudum.
Ohoo, meğer yararları destan kadarmış ısırganın.
İçeriğinde yüksek C vitamini varmış bir kere. Ayrıca demir.
Vücuttaki toksinlerin atılmasına da yardımcı oluyormuş.
Onlar atılınca zaten bağırsaklar daha iyi çalışıyor, malum.
Antioksidan yani.
Yanı sıra kalbe, damarlara, böbreklere ve hatta kemiklere bile yararı varmış.
Saymakla bitmez işte, açın okuyun.
Genelde sıkılırım ben böyle şeyleri okumaktan.
Hatta abartılı bulurum.
O yüzden direkt kendi üzerimdeki sonucu söyleyeyim:
Hiç hasta olmadım. (Tahtalara vurun bakiyim!)
Ayrıca daha çok enerjik olduğumu hissediyorum.
Unutmadan:
Sabahları aç karna içiyorum ısırgan yapraklarıyla demlediğim çayımı.
Güne öyle başlıyorum.
Olay bu. O zaman kıssadan hisse: Anne tavsiyesi candır, her zaman işe yarar arkadaşlar...
Rüyalarda buluşuruz
Sevdim ben bu işi deyip sağlıklı yaşam öğütlerime çılgınca devam edesim var.
Lakin heyhat, sıkıcı olmak da var işin ucunda.
O zaman ilgilendiğim başka bir konuya atlamak istiyorum: Rüyalar!
En son rüyalarla ilgili “Falling Water” adlı diziyi de izleyince bir kez daha rüya meselesine daldım.
Meseleye dalmanın çarpan etkisi galiba, gördüğüm rüyalar da arttı.
Rüyaları uyanır uyanmaz not almak gerekiyor aslında.
Ama bir türlü yapamıyorum.
Peki rüyadayken rüyada olduğunu bilmek farkındalığı?
İşte o müthiş bir ayrıcalık. Yapabilenlere imreniyorum. Öğrenilen bir şey olduğunu da söylüyorlar ama kendiliğinden olsa fena olmazdı hani.
Son olarak: “Falling Water” uyanık halle rüyalar arasında ince bir çizgi olduğunu iddia ediyor. Ve bazı insanların o çizgide bir oraya, bir buraya bazen kafasına göre gidip gelmekte ustalaştığını...
İlginç ve ürkütücü değil mi?
Bizden kim böyle performans yapar?
Shakira ve Jennifer Lopez’in 15 dakikalık çılgın tempolu Super Bowl performansını izledikten sonra düşündüm, “Bizden kim ya da kimler buna benzer bir performansı yapabilir?” diye.
Aklıma sadece iki isim geldi:
Çok çalışırlarsa eğer Edis ve Aleyna yapabilir. Ama cidden çok çalışırlarsa...
Nasıl bir döneme
denk geldik?
Siz de mutlaka duymuş ya da kendiniz bizzat söylemişsinizdir bu cümleyi.
Özellikle son virüs olayından sonra ben daha çok duymaya başladım.
Her duyduğumda da şöyle diyorum:
“Acaba 70’ler ya da 30’larda yaşayanlar da ‘Nasıl bir döneme denk geldik?’ diye hayıflanıyor muydu? Yoksa bu hayıflanma sadece bu zamana mı özgü?”
Paylaş