Paylaş
Önce sıkıldım sonra bir anda çılgınlar gibi tavsiye yazdım. İçimden tavsiye canavarı çıktı!O yüzden bir kuplesini buraya aldım, devamı yarın hurriyet.com.tr’de olacak. Buyrunuz...
BAKIŞ AÇINIZ OLSUN
* Bir felsefeniz, hayata bakış açınız olsun. Uzaktan size bakınca ilk akla gelen marka kıyafetiniz ya da dış görünüşünüz değil, “O bu konuda şöyle düşünür” cümlesi olsun. Bu sizi özgün kılar. Sürüden ayırır.
ÖNYARGILI VE TUTUCU OLMAYIN
* Toplumun önyargılı ve tutucu ağına takılıp kalmamak için elinizden geleni yapın. Unutmayın, fazla önyargı ve tutuculuğa teslimiyet depresyon yapar!
VAROLANIN DIŞINA ÇIKIN
* Sistemin dayattığı hayatın dışına çıkmak için sık sık seyahat etmeye çalışın. “Param yok, hele bir işe filan gireyim o zaman bakarız” demeyin, zaman pırrr diye akıp geçiyor.
ŞIMARIK OLMAYIN
* N’olur şımarık olmayın. “Ben artık marka oldum” demeyin. Dünyanın en sıkıcı ve insanları soğutan şeyi, “Ben oldum” tavrıdır.
EĞLENİN!
* Artık eğlenmekten ne anlıyorsanız! Çünkü bizde gençlerin eğlencesine hep karışılır, ayıplanır. Bunlara kulak asmayın. İçinizden geldiği gibi eğlenin. Yaş ilerleyince pişman olursunuz, emin olun.
DEVAMI YARIN...
Bu kadar yeter! Daha fazlası ve diğer yazarların tavsiyeleri için YARINI bekleyin...
Seyahat atlası
* DÜŞÜNCE... Seyahat hakkında bin tane iyi şey söylenebilir. Ama ben en çok Alain de Botton’ın Seyahat Sanatı kitabındaki şu cümleleri seviyorum:“Yaşamımıza hükmeden mutluluk arayışıysa, bu arayışın dinamiklerini bütün hararetiyle açığa çıkaran nadir etkinliklerden biri seyahatlerdir.Seyahatler, ayakta kalma mücadelesinin ağır koşullarından sıyrıldığımızda nasıl bir yaşamımız olacağını, istediğimiz gibi yaşamaktan ne anladığımızı ortaya koyar.”
* YENİLİK... Uzun uçuşlarda canlı müzik dinlemek ister miydiniz? Lufthansa, geçen haftaki New York uçuşlarından birinde bir caz grubunu konuk etmiş. Grubun performansı ne kadar sürdü bilmiyorum, ama bence hoş bir etkinlik. THY de pekala deneyebilir.*
DENEYİM... Yazın Mykonos’ta başıma gelen rötardan dolayı Atlas Global’e fazladan köpürdüysem de şu gerçek değişmiyor:Hâlâ en dakik havayolu onlar.Geçenlerde yurtiçi uçtum ve AHL’deki onca hava trafiğine rağmen tam zamanında kalktılar, bravo!Dahası, her zamanki gibi uçaktaki kabin ekibi güler yüzlü, bakımlı ve gayet ilgiliydi.Bazen öyle kabin ekipleriyle karşılaşıyoruz ki, bilirsiniz işte, yüzlerinden düşen bin parça oluyor. Oysa yukarıdayken insan ekstra ilgi ve uçuş stresini unutturan bir ekip bekliyor. Atlas’ın bu konuya ehemmiyet verişi takdir edilesi...* KEŞİF... Yakın zamanda yolu Milano’ya düşecek olanlara bir öneri: Mutlaka 45 dakika uzaklıktaki Bergamo’ya gidin ve eski şehrin en iyi restoranlarından biri olan Da Mimmo’da yemek yiyin. Uzun zamandır zevk alarak yemek yediğim tek yer orasıydı.
Ayşe’ye üzüldüm ama...
Hani Ajda şarkısında söylüyor ya, “İçime attım ne varsa, anlamaya çalıştım herkesi” diye.Ayşe Özyılmazel’in de yıllar sonra yeniden eski defterleri açıp (bakınız: yetenek sizsiniz Ali Taran) içini dökmesi bunun gibi bir şey olmuş.Ayşe samimi bir şekilde söylenmiş, “Hayatımın içine edildi, dört yıldır depresyondayım” diye.Oysa dışarıdan bakınca Ayşe o dönemi atlatmış görünüyordu. Demek ki o sadece vitrinine yansıyanmış. Bu yüzden üzüldüm.Ama röportajındaki “Türkiye’de kadın olmak zor” cümlesini keşke sarf etmeseydi.Onun durumuna bu cümleyi pek uyduramadım.Sonuçta evliliği boyunca ona en çok laf söyleyen, onu nefret objesi haline getiren yine kadınlar değil miydi?
Şehirde en son neler oldu
* GALA... Yeni Bond filmi Spectre’nin galası Zorlu’nun sinema katında Ayşe Kucuroğlu ev sahipliğinde yapıldı. Film başladıktan 15 dakika sonra filan sürekli salondan (ben de dahil) çıkıp tekrar girenler oldu.Hayır, filmi beğenmediklerinden değil, mecburi çiş molasından ötürü!Eh, ne de olsa kokteyl üstü film izlemek kolay bir şey değildi!Bond ise bildiğiniz Bond’du.Yine ülke ülke gezdi, yine yer gök patlasa dahi şıklığından ve kasıntı yüz ifadesinden ödün vermedi. Ben şahsen en çok Sam Smith’in seslendirdiği şarkıya bayıldım: Writing’s On Wall..
* AÇILIŞ... Karaköy’de kapanan Sofra’nın yerine perşembe gecesi şaşaalı bir partiyle Alaçatı’dan tanıdığımız Madeo açıldı.Gittim gördüm ve yarım saat sonra mekandan çıktım!Çünkü sonuç -en azından şimdilik- hayalkırıklığı.O düğün salonu dekorasyonla hiç oynanmamış, aynen bırakılmış.Yeni mekanın eski mekanın aynısı olması bence hiç de iyi bir şey değil.
‘Bizde olmaz’ açıklaması
H&M’in olaylı Balmain daveti üzerine yazdığım yazıda sosyetik bir kadının, “Ben önceden çizmeyi ayırtmıştım” ifadesine yer vermiştim. Markanın iletişim müdürü Pelin Atay Kuran aradı, “Böyle bir şey bizde asla olmaz” deyip şunun da altını çizdi: “Demokratik moda anlayışıyla moda severlerle buluşturduğumuz tasarımcı işbirliklerinde kimseye ayrıcalık tanımıyoruz.” Ne diyeyim, ben de duyduğumu yazdım.
Paylaş