Paylaş
Sosyal medyadaki yorumlara bakarsanız Şafak’ın tek derdi gündem yaratmaktı.
Hatta “Nobel’e zar atıyor” diyen bile vardı.
Elbette Şafak bunun gündem olacağını, konuşulacağını öngörmüştür.
Ama sırf gündem olsun diye de böyle bir itiraf yapacağını düşünmüyorum.
Şafak’ı tanıdığımdan, huyunu suyunu bildiğimden değil. Aksine hiç tanımıyorum.
Sadece herkes gibi bu toprakların huyunu suyunu biliyorum.
Elif Şafak da öyle.
Bu yüzden şimdiye kadar çekinmesine yol açan hisleri sıralamış ya:
Alay, nefret, karalama, damgalama...
Herhalde bunlara kimsenin sözü olamaz.
Bırakın cahil olanı, bazen en medenimiz bile bunları yapabiliyorken...
Belki de tek sorun şudur:
Elif Şafak tamamen Türkiye’de yaşıyor olsa ve havalı, şık, korunaklı, ultra anlayışlı TED Talks arenasında değil de İstanbul’da herhangi bir yazar konferansında aynı konulardan konuşsaydı...
Yine aynı itirafı yapar mıydı?
Hiç ama hiç sanmıyorum... Sessizliği bir ömür sürerdi.
Madem inanmadı neden boşandı
Hande Bermek, Posta’ya verdiği röportajda demiş ki:
“Murat ile Burcu’nun cinsel ya da duygusal birlikteliği yok. Amca-yeğen ilişkisi bu.”
İyi de madem öyle, neden apar topar boşandı Hande Hanım?
Böyle bir birliktelik yoksa neden koca bir ülke haftalarca bunu konuşurken tek bir kelam etmedi? Bu inancını dile getirmedi?
Gerçekten tuhaf!
Herkes kendi gerçekliğini yaşar yarim
Teknede çekilen fotoğraflara inanmadığını da söylemiş Hande Bermek.Hadi diğerlerini geçtim, iki insanın tutkuyla öpüşürken çekilmiş fotoğraflarına bakıp buna inanmamanın tek bir yolu var: Kendine başka, alternatif bir gerçeklik yaratmak.
Sonra da bir kelimesini değiştirmek suretiyle şu algı şarkısını mırıldanmak: “Herkes kendi gerçekliğini yaşar yarim, dünyadan sonra bir hayat daha olsa.”
Osho çıkıp gelse böyle derdi
Öte yandan Hande Bermek pek yakında bir spiritüel, kişisel gelişim kitabı filan çıkarsa yeridir. Sıkça kullandığı şu cümle onun hayat ışığı gibi:
“Ben hayatta her şeyin bir deneyim olduğuna inanıyorum.
Herkes her şeyi yaşayabilir”.
Çok doğru, asla dalga geçilesi bir cümle değil.
Lakin kanaatim odur ki, Hande Hanım etrafındaki kişilerin başrolde olduğu deneyimlerle şekillendiriyor hayatını. Habire onlarla sürüklenip alabora oluyor.
Oysa insanın kendisinin başrolde olduğu gerçek deneyimleri olmalı.
Valla Osho rahmetli görse öyle derdi.
Yazım hatalarından bıktık
Ünlülerin yazım ve imla hatalarıyla dolu sosyal medya mesajlarını hoşgörüyle kabullenmek zorunda mıyız? Bence hayır.
Çünkü şarkı söyleyen, dizide/filmde oynayan, yani üreten bir ünlü, yazım hatasız cümlesini yazmalı, yazabilmeli.
Soru eklerini birbirinden ayırabilmeli.
Onlardan bunu beklemeye hakkımız var.
En azından bu kadarını becersinler...
Hele şarkı yazan birinin kelimeleri yanlış yazması daha da korkunç.
Paylaş