Paylaş
Kısa adı BAUKEM olan bu merkezin başlattığı bir çalışmaya önceki gün dahil oldum ve bu sayede hayli akademik bir gün geçirdim.
Çalışmanın adı iddialıydı doğrusu:
Türkiye’de kültür-sanat ve eğlence trendleri...
BAUKEM’ciler (aynı zamanda İletişim Fakültesi Dekanı olan Prof. Dr. Haluk Gürgen ve yardımcısı Volkan Aytar), bu konu kapsamında sektörün etkili isimleriyle bir araya gelip sorularını yöneltiyor.
Bana da bir sürü şey sordular. Dilim döndüğünce yanıtladım.
Araştırmanın sonucunu merakla bekliyorum tabii.
Onların gözünden eğlencenin alt metnini okumak eminim çok yararlı olacak.
Peki biz neler konuştuk? Çok şey!
Ama BAUKEM’cilerin en çok üzerinde durdukları şeylerden biri, eğlence hayatında şu an var olan insan tipleriydi... Onları tek tek tanımlamamı istediler, ben de şu kategorilere ayırdım:
- DOKSANLILAR: Gece hayatının yeni yüzü artık onlar.
İkiye ayrılıyorlar. Ya alternatif takılıp tamamen Asmalımescit, Karaköy, Beyoğlu civarında sosyalleşiyorlar. Ya da popüler takılıp La Boom, Anjelique, W Lounge, Sess, Limonçello gibi mekanlara sıkça uğruyorlar.
Belki bir sezon önce onlara alışılamamıştı. Ama artık nesiller arası bir kaynaşma yaşandı. Doksanlılar var diye kimse bir mekandan kaçmıyor.
- ‘BABAM OLMADAN ASLA’CILAR: Doksanlıların alt kategorilerinden biri. Ailelerinin derya deniz maddi durumundan dolayı rahatlar. Çok para harcadıkları için mekanlar onların peşinde.
Ama aynı zamanda sıkça kavga-gürültüye sebebiyet verdikleri için mekanlar onlardan çekiniyor da...
- KARİYER KADINLARI: Yeni işe başlamış ya da iş hayatında beş-altı yılı doldurmuş kariyer kadınları genelde bir arada geziyor. Dışarıdan bakınca amazon kadınları gibiler. Ama hayır, erkeklere kapalı değiller.
Sadece kadın kadına, kalabalık vaziyette sosyalleşmeyi seviyorlar.
Aşk arıyorlar, ama bir gecelik ilişkiye de kapalı değiller, bu konuda özgürler.
Onlar genelde finansçı, halkla ilişkilerci ve turizmci.
En büyük zevkleri her hafta yeni restorana gitmek. Oranın yemekleri hakkında fikir edinmek. Yani gurmecilik oynamak. Sonra da geceyi ya Türkçe pop ya da Türkçe rock çalan bir barda sonlandırıyorlar.
- BOHEM BURJUVALAR: Münferit, Bej, Delicatessen, Lucca, Mangerie, Off Pera, Unter; onların mabetleri.
Özel partilere daha çok gidiyorlar. Çünkü oralarda görünmeyi cool buluyorlar. Çılgınca dans etmekten çok sohbet etmeyi seviyorlar. Güncel sanat yeni ilgi alanları.
Bu alandaki sergi açılışlarını hiç kaçırmıyorlar. Eskiden roze şarap içerlerdi. Şimdilerde cin tonik ve jagermeister içmek en büyük zevkleri.
- 30’LUK VE 40’LIKLAR: Doksanlı yıllarda Ceylan Çaplı’nın mekanlarını görmüş, Godet’nin en parlak zamanlarını yaşamış, Sortie’nin Pasha olduğu dönemi bilen bir kitle bu. Eğlence hayatının en uzun soluklu müdavimleri. Yorulmadılar ama daha sakin takıldıkları ortada. Öyle sabah yedilere, sekizlere kadar eğlenmeleri kalmadı.
Yemek yiyip evlerine çekiliyorlar. Sıkça da “Gece hayatı bitti” diye şikayet ediyorlar.
- LİBERAL MUHAZAFAKÂRLAR: Sadece kendileri için düşünülmüş, tasarlanmış yerlere değil; popüler mekanlara gidip yemek yemeyi de çok seviyorlar.
Mesela yazın Reina ya da Sortie’de türbanlı eşiyle yemeğe gelmiş bir liberal muhafazakâr görebilirsiniz.
Kendi çevrelerinde, “Alkollü yerde ne işiniz var?” şeklinde eleştirilmeyi de göze alıyorlar tabii.
Belki de bu yüzden bu mekanlardan en geç 23.00 gibi ayrılıyorlar.
Sosyal sorumluluğu yüksek iki gece
İlki, Nilüfer’in 13 Düet konseri.
17 Nisan’da İstanbul Kongre Merkezi’nde yapılacak konserde Zakkum, Mor ve Ötesi, Gripin ve Emre Aydın gibi solist ve gruplarla beraber sahne alacak Nilüfer.
Geçen yıl olduğu gibi bu yılki konserin geliri de Aile İçi Şiddet Acil Yardım Hattı’na bağışlanacak.
O yüzden çok önemli bu konser.
İkinci önemli gece ise bugün!
LGBT aktivizminin en genç sivil toplum kuruluşu SPoD’un Roxy’de yapılacak partisinde DJ KITT ve Sarp Dakni gelenleri coşturacak. Birçok ünlü isim SPoD’a destek vermek için bu gece orada olacak.
Paylaş