Yonca Lodi’nin geçen hafta çıkardığı "Yeter" adlı dijital single’dan sonra şimdi de bu haftanın "popüler görüşme" kahramanı (bakınız iç sayfalar) Gülşen aynı yolu izlemiş.
O da yeni şarkısı "Yapamazsan Yok"u ttnet’in sitesinden satacakmış.
Yani müzik marketlerde CD ya da kaset formatında gözükmeyecek yeni single.
Son moda bu. Çünkü şarkıcılar biliyor ki tek şarkılık single satmaz. Boşuna para harcanmış olur. Aslında tek şarkılık single da olmaz. Aynı şarkının en az iki farklı versiyonunun da eklenmesi beklenir. Adet budur.
Sonuçta, şarkıyı internetten satarak hem az da olsa kár etmiş oluyorlar hem de klişe tabirle "yazı kaçırmamış" oluyorlar.
Çünkü yazı kaçırmak demek sürüyle konser ekstrasını, bilmem ne festivaline çıkmayı kaçırmak demek.
Yine de bu dijital single modası birkaç taneyle sınırlı kalmayacak gibi, giderek tabana yayılacak.
Trenler, Monocle ve Taylor Brule!
Türkiye’yi 1 Temmuz’dan itibaren dolaşacak "Hürriyet Hakkımızdır" treninin ilanını görünce Monocle dergisinde gördüğüm bir yazı aklıma geldi. Yazıda giderek hızlanan, değişen, konforu artan süper lüks trenlerden bahsediyor ve çeşitli ülkelerden örnekler veriyordu.
Hatta derginin sayfalarının çoğu tren ulaşımına ayrılmıştı diyebilirim.
Ki yakın gelecekte uçaktan çok trenle ulaşımın ön plana çıkacağından bahsediliyor Monocle’da.
Derginin aynı sayısında İstanbul’dan Van’a trenle yapılan yolculuğun bol fotoğraflı detayları da var.
Orada yine görüyorsunuz zaten bizim trenlerin acıklı durumunu. Geri kalmışlığını.
Diğer ülkelerin çekimleri yapılan gıcır trenleriyle bizimkilerin uzaktan yakından alakası yok.
Oysa en iyi ulaşım araçlarından biri tren. Ama en yakın mesafelere giderken bile kullan(a)mıyoruz.
Bu arada Monocle hakkında bilgi vermem lazım: Monocle ansiklopedi gibi bir life style dergisi. Ele aldığı konuyu süper ayrıntılı işliyor, en ince detayına kadar. Üstelik hepsi araştırmaya, verilere dayalı. Peki dergiyi çıkaran kim? Meşhur stil gurusu Tyler Brule!
Evet Monocle, Brule’nin son numaralarından biri. Malum, Wallpaper’ı yaratan da oydu.
Monocle ise Wallpaper’dan daha farklı. Sadece dizaynı, tasarımı anlatan/gösteren bir dergi değil.
Basbayağı siyasetten arındırılmış bir haber dergisi gibi. Tavsiye ederim yani.
Cenazede Gucci gözlükler dağıtılırsa...
Tasarımcı Emre Ertürk’ün babası Tali Ertürk’ün cenaze töreni için Yeşilyurt camisindeydik önceki gün.
Ayşe Arman’ın önceki gün yazdığı gibi, gerçekten tabutlarımız çok özensiz. Boyasız ve kötü bir tahtadan yapılma.
Tek kelimeyle sıradan. O gün hepimiz bir kez daha fark ettik bu durumu.
Neyse ki Emre babasına bir hoşluk yapıp tabutun üzerini güllerle donatmıştı. Çünkü çiçekleri çok severmiş babası.
Neredeyse gül bahçesiydi gibiydi tabut. Çok güzeldi.
Cenaze sırasında "Ben ölürsem arkamdan şunu yapmalarını isterim" sohbetleri de yapıldı ister istemez.
Bir arkadaşımız, "Cenazemde Tom Ford ve Gucci’nin siyah gözlükleri dağıtılsın herkese. Tören sonrasında da şampanya patlatılıp suşi yenilsin" beyanatında bulundu. Ben de "Oha" dedim tabii, "Ne masraflısın yahu!"
"Ben öldükten sonra bana ne masraftan" dedi. Benim isteğim ise gayet mütevazı oldu.
"Madonna’dan Vogue çalsın ve herkes malum dansı yapsın!" dedim. Başka atraksiyona gerek yok!