Paylaş
Günümüzde oyun havası gibi algılansa da aslında hazin bir ağıttır bu Tokat türküsü.
Çanakkale Savaşı sırasında yaşı 15’le 18 arasındaki erkek çocukların da askere alınmasına karar verilir.
Ve erken yaşta askere gitmek zorunda kalan bu çocuklara o dönem kısaca 15’liler denilir.
İşte Hey 15’li türküsü de Tokat’ın bir köyünden kalkıp o savaşa giden çocuklardan birinin ardından yazılmıştır.
Pek yakında bu türküyü tüm dünya dinleyecek.
Çünkü Russell Crowe’un çekimleri halen İstanbul’da süren The Water Diviner filminde Cem Yılmaz’ın bu türküyü seslendirdiği bir bölüm yer alıyor.
Tıpkı Av Mevsimi filmindeki Hayde gibi Hey 15’liyi de çok etkileyici söylemiş Cem Yılmaz.
Nereden mi biliyorum?
Çünkü film ekibi için pazar gecesi Nu Pera’da verilen partide bu türküyü hem prova kayıtlarından
dinledim hem de Cem Yılmaz’ın ağzından canlı canlı...
Türkünün filmde yer alması zaten onun fikriymiş...
Peki özel partide başka neler oldu?
O da sonraki yazıda...
Özel partide neler oldu
* Nu Pera’ya girdiğimde ortalık darbuka sesinden yıkılıyordu. Meğer saz ekibi çağrılmış ve tabii ki dansöz.
* Russell Crowe oyun havalarına eşlik etmedi. Hatta gece boyu oturduğu yerden hiç kalkmadı.
* Cem Yılmaz ve Yılmaz Erdoğan’ın karşılıklı oynamalarının akabinde saz ekibi mekanı terk etti ve DJ müziği başladı.
* DJ müziğinin başlamasıyla kalabalık dört bir yana dağıldı.
Cem Yılmaz, Ozan Güven’le sohbetteydi.
Yanlarına gittiğimde ilk kez tanıştığım Ozan Güven gülerek, “Sen beni sevmiyorsun değil mi?” diye serzenişte bulundu. Tüm insanlığı ve hatta evreni eşit olarak sevip saydığım mesajını veren bir konuşma yapmış olabilirim. Net anımsamıyorum...
* Cem Yılmaz ise geceyle ilgili ne yazacağımı merak etti. Aslında bu soru partide beni görüp şaşıran herkesin yüz ifadesine de yansımıştı. Sonuçta partide sadece film ekibi vardı, az kişi davet edilmişti.
* Gecenin en sükselisi ve en iyi dans edeni Belçim Bilgin Erdoğan’dı. Özellikle DJ çalmaya başladıktan sonra...
* Filmin co-producer’ı, Nu Pera ve aynı zamanda Mars Entertainment’ın ortağı Muzaffer Yıldırım ise filmin ilk 12 dakikalık bölümünü izlediğini ve gözlerinin dolu dolu olduğunu anlattı.
* Russell Crowe ise filme çok inanıyor, 2015’te Oscar alacaklarının altını çiziyor...
* Partide sadece film ekibi olunca ortaya nasıl bir iş çıktığına dair konuşmalar yapılıyordu haliyle.
Konuşmalardan anladığım kadarıyla şu ana kadar herkes en çok Yılmaz Erdoğan’ın arkasındaki orduya bakıp “Allahuekber” diye bağırdığı sahneden etkilenmiş. Bu sahne ise Avustralya’da çekilmiş.
* Film ekibi deyip durdum ama filmin esas starı Olga Kurylenko partide yoktu. Meğer Kurylenko yarın geliyormuş İstanbul’a.
Mazaallah hepimiz nemfomanyak olabilirdik!
5 Ocak tarihinde bu köşenin başlığı şuydu:
Lars Von Trier’nin Nympho-maniac’ı, yani yılın en seksi filmini izleyebi-lecek miyiz? Ve işte sonuç: Sinema kurulu oy çokluğuyla filmin vizyona girmesine izin vermedi! Ne yalan söylemeli, filmin vizyona gireceğini düşünüyordum. Çünkü Trier zaten buzlanmış sahnelerin olduğu versiyonu biz ve bizim gibi ülkelere göndermişti.
En fazla yaş sınırlaması alır diye düşünüyordum.
Ama işte Başbakan gibi çok safmışım, yanılmışım.
Üç bakanlık temsilcisi, bir psikolog, bir sosyolog ve bir çocuk gelişim uzmanından oluşan kurul bu filmi izlememizi uygun görmedi.
Mazaallah koca koca yetişkin adamların/kadınların aniden nemfomanyak olmasından filan korktular herhalde...
Çok yazık...
Paylaş