Paylaş
Yanlarında Bartu Küçükçağlayan ve onun eşi Merve Özgüle de varmış.
Bir arada tatil yapan genç çiftlerin fotoğrafının bu denli gündem olmasının nedeni ise şu: Öykü Karayel’in yaklaşık yedi yıl önce Bartu Küçükçağlayan’la bir ilişki yaşaması...
Tüm bunlar üzerine Can Bonomo gayet olgun bir açıklama yaptı,
“Evet birlikte tatile çıktık. Bir şey söylememe gerek yok. Bartu yakın arkadaşım. Öykü de canım eşim” diyerek...
Bu toprakların malumu:
Erkekler genelde bu tarz Buddha tavırlar, eşleriyle tatile çıkan Bruce Willis-Demi Moore halleri pek sergilemez.
Daha çok “Olur mu öyle şey” der, sürekli yanlış anlar, “Kime baktın sen” diye höt zötlenir, bin tane arıza çıkartabilir.
Bu nedenle Can Bonomo’nun söyledikleri bin kilometre öteden ışıldayan elmas filan gibi, koy çekmeceye sakla kategorisinden...
Tamam, iki erkeğin eşlerini de es geçmemeli.
Onlar da bu olgun tavrın mimarı olabilir.
Yine de Can Bonomo’nun hakkı Can Bonomo’ya.
Çünkü samimi ve hesapsız.
Çünkü gerçekten medeni.
Çünkü şu lafında da gayet haklı:
“2020 yılındayız. Sonra kadına şiddet, kadın cinayetleri diye ağlıyoruz. Yapmayalım o yüzden.”
Gürültülü bir hayal kırıklığı: Tenet
Christopher Nolan’ın son filmi “Tenet”ı uzun süreden beri bekliyordum.
Pandemi nedeniyle filmin vizyona çıkışı sürekli erteleniyordu.
Nihayet film gösterime girdi ve önceki gün “Tenet”ı Zorlu Center’da izledim.
Koca salonda, üstelik akşam seansında benden başka sadece dört seyirci vardı. Film başlamadan önceki reklamlar sadece iki dakika filan sürdü.
Herhalde kişi sayısının az olmasıyla bağlantılı bir durum...
AVM’nin aksine salonda klima da çalışıyordu. Hatta bir ara soğuktan üşüdüm.
Peki film nasıldı?
Aman dikkat, şimdi yazacaklarım azıcık ipucu içerebilir, ona göre okuyun...
◊ Onca bekleyişten sonra “Tenet” tam bir hayal kırıklığı!
Filmin ana teması olan “zaman” kavramı üzerine yeni ve kafa karıştırıcı bir şeyler söylemesini bekliyordum.
Hiç öyle bir şey olmadı.
Paralel evrenler üzerine daha önce izlediğimiz bin tane dizi ya da filmin üstüne çıkan bir durumu yok “Tenet”ın.
Sadece olaya bir “geri adım” şıklığı eklenmiş. O sahneleri izlemek biraz keyifli gelebilir, o kadar.
◊ “Tenet” aynı zamanda uzun ve ruhsuz bir bilgisayar oyunu gibi.
Sanki bilerek öyle tasarlanmış, çekilmiş. Filmin temposu bu nedenle aşırı hızlı. Karakterleri robot gibi, duygularını pek az gösteriyorlar.
◊ Bir de gürültülü bir film. Müzik kullanımı o denli baskın ve dozu yüksek ki, film bittiğinde “Oh be!” oldum, “Nihayet bir tutam sessizlik!”
Şehirden notlar
◊ Uzun bir süreden sonra ilk kez gece vakti Boğaz hattında trafiğe takıldım.
Arnavutköy deseniz, tüm mekanlar doluydu.
◊ Arnavutköy’de dolanırken Angelo Grande’de soluklandım.
Sanki bu tarafın Lucca’sı gibi olmuş mekan.
◊ Oligark içindeki Ringa’dan dolunay nefis görünüyordu. Bu arada Memet Özer mekanın yemek danışmanı olmuş.
◊ Nişantaşı’nda yeni bir konsept dükkân keşfettim: Tags Design. Benim gibi dekorasyon meraklılarına yönelik hem ithal hem de kendi üretimleri olan objeler var dükkânda.
◊ Chill-Out Festival bu cumartesi Garden Fiesta’da yapılacakmış. Orası da neresi diye baktım. Zekeriyaköy taraflarındaymış.
Unutmadan: Festival ekibi birbirine mesafeli şekilde kurulacak 2, 3 ya da 4 kişilik oturma gruplarıyla dip dibe olunmasının önüne geçmeyi hedefliyormuş.
Bu da iyi bir şey.
Paylaş