Bu iş birliği güzel olmuş, nokta nokta...

Günümüzü anlatan şahane anahtar kelimelerinden biri de bu: İş birliği.

Haberin Devamı

Elbette influencer’ların Instagram’da yaptığından çok daha büyük ölçekli iş birliklerinden bahsediyorum.

Mesela yeni yılla birlikte çok fazla konuşulan bir iş birliği var.

Ünlü Japon sanatçı Yayoi Kusama ile Louis Vuitton markasının iş birliği.

Aslında iki tarafın ilk bir araya gelişi değil bu.

2012 yılında da ortak bir koleksiyon hazırlamışlardı.

Ama şu an tanıtımına start verilen bu ikinci iş birliğinin koleksiyon tanıtımı çok daha büyük tantanayla başladı.

Louis Vuitton, Kusama’nın yaptığı koleksiyonu duyurmak için satışın olduğu mağazaları tabandan tavana sonsuz noktalar ve büyük metalik kürelerle kapladı.

Yetmedi, mağaza vitrinine Kusama’nın bire bir ölçülerde kinetik heykellerini koydu ve bu heykellerin Kusama’nın meşhur puantiyelerini vitrine çizmesini sağladı.

Haberin Devamı

Tüm bunlar tabii ki insanların sosyal medyasına çekip koyması için tasarlandı.

Bu iş birliği güzel olmuş, nokta nokta...

NOKTALAR, NOKTALAR...

93 yaşındaki Yayoi Kusama ikonik bir isim.

Hem eserleri hem de hayat hikâyesiyle.

Daha çocukken halüsinasyon görmeye başlayan ve halen bir psikiyatri kliniğinde yaşadığı bilinen Kusama’nın en bilinen serisi Sonsuzluk Ağları.

Bu eser müzayede evi Christie’s’te 2008 yılında açık artırmaya sunulmuş ve 5.1 milyon dolara alıcı bulmuştu.

Toplam 450 parçadan oluşan Yayoi Kusama & LV koleksiyonundaki ana çizgi de belli: Noktalar, noktalar, noktalar...

HALUK AKAKÇE YAPABİLİR

İşin polemik yönü de var. İkonik bir sanatçıyla ikonik bir markanın bu iş birliğini gayet yerinde, doğru ve çok güncel bulanlar ile bu vaziyeti “sanata ihanet” olarak görenler arasında...

Oysa sanat zaten çok uzun süredir sadece sanat değil ki... Keza Kusama’nın karakteri ve yaptığı işler de sadece sanat kapsamında değerlendirilmemeli. O da bir marka. En az LV kadar etkili ve güçlü. Bu arada bizden kim böyle bir iş birliği yapsa güzel olur diye düşündüm.

Aklıma gelen ilk isim Haluk Akakçe oldu. Akakçe’nin çizgileriyle hazırlanmış bir Les Benjamins koleksiyonu gayet şık olurdu mesela.

Haberin Devamı

White Lotus etkisiyle Sicilya planı yapanlara

Şu an “The White Lotus”un ikinci sezonuna kaptırmış gidiyorum. Dizi üzerine analiz yapılacak bin tane şey var, onlar ayrı. Ama bugün konumuz dizinin muhteşem görüntüler eşliğinde pazarlamasını yaptığı Sicilya. Herhalde diziyi izleyen herkes aynı refleksi gösterip Sicilya’ya bilet bakmaya başlamıştır. O zaman bu refleksi gösterenlere bir mini rehber gelsin:

* Dizideki karakterlerin ana mekânı olan otel San Domenico Palace, Taormina şehrinin eski bölgesinde yer alıyor ve nefis bir körfez manzarası var.

* Adanın güneydoğusuna üç barok kent var: Ragusa, Modica ve Noto. Harper ve Daphne’nin de bir günlük kaçamak yaptığı Noto, mimarisiyle diğerlerinden ayrışıyor.

Haberin Devamı

* Catania’dan Noto’ya giderken harika bir öğle yemeği arıyorsanız, Brucoli’deki I Rizzari tavsiye.

* Noto’nun merkezindeki Caffè Sicilia’da buzlu kahve deneyin. Ayrıca Ristorante Manna Noto’ya uğrayın.

* Noto’da kalacak yerlerin başında ise Seven Rooms Villadorato geliyor. Aynı otelin bir de şehrin on dakika kadar dışında bir kır oteli var: Country House Villadorato.

* Palermo’dan iki restoran tavsiyesi: Castello a Mare ya da L’Ottava Nota.

* Palermo’ya 1 saat uzaklıktaki Cefalù, kıyı şeridinin en eğlencelisi. 

* Adanın güney batısındaki Scala dei Turchi, yani Türk Merdivenleri adı verilen beyaz kayalıkların hikâyesi ise ilginç. Zamanında Sarazen Korsanları buradan adaya çıkıp köyleri yağmalarmış. Sarazen, Hıristiyan olmayan demek. Ancak ada halkı bu korsanları Türk sandığı için bölgeye Türk Merdivenleri ismini vermiş.

 

 

Yazarın Tüm Yazıları