Bıkkınlık verenler listesi

1. Meltem Cumbul’un L.A macerası: Tamam, bir yıldır orada yaşıyor olabilir. Ünlü oyuncu koçlarından dersler alıyor da olabilir.

Ama yurt içi topraklara her gelişinde bunları anlatması, üstelik aynı cümleler ve "kendimi keşfediyorum" klişesine sığınarak, doğrusu sıkıcı olmaya başladı.

2. Eda Taşpınar’ın bilmem nereden alınmış kıyafetleri: Nurettin Hasman’ın sevgilisi olarak tanıyıp bağrımıza bastığımız Eda Taşpınar’ın Paris’ten Milano’dan aldığı cicileriyle arz-ı endam eylediği davetlerde çekilmiş fotoğrafları da bıkkınlık verdi.

3. Artık "yolu egodan geçenleri buluşturan" Kayahan: Önce, "şarkılarımı artık söyleme" diye Nilüfer’e dava açtı. Sonra Nilüfer onsuz bir albüm yapıp başarılı oldu diye demediğini bırakmadı. "Bu da başarı mı?" diye.

Oysa Nilüfer tüm bu kavga dövüş anlarında bile edebini bozmadı. Sert atışmaktan kaçındı.

Peki nedir hálá Kayahan’ın Nilüfer’den alıp veremediği, anlaşılmaz. Ego? Hasetizm? Ne olursa olsun, bu hadise de kabak tadı verdi.

4. Barbaros Şansal’ın programını kendi kendine "kült" ilan etmesi: Zaten "programımı izlemeyin" diyordu, ama yine de bir merak, bakılıyordu programına.

Geçmiş Mayruk defilelerinden görüntüler ve birtakım feylesof - zorlama metinlerin Şansal tarafından seslendirilmesi fena halde sıkıcı olsa da...

"Enteresandı" deyip geçebilirdik. Ta ki Şansal’ın kendi ağzından şöyle bir cümle dökülene kadar: "Bana başvuran üniversiteler ve öğrenciler programın kopyasını alıp underground bir kült olarak üniversitelerde çoğaltabilecek" (16 Nisan 2006 / Gala / Dilek Dallıağ röportajı).

Underground mı? Kült mü? Hani insan biraz mütevazı olur.

Ne zaman kült oldu "Toplu İğne", bilen var mı?

Onlar uçtu, bizim boynumuz tutuldu

Genç Turkcell’in (gnctrkcll) birinci yaşı sebebiyle İstanbul’a getirdiği dünyaca meşhur "De La Guarda" gösterisinin başlangıcında adeta bir korku filmi atmosferi vardı.

Tuhaf ses ve ışık efektleri eşliğinde, üstümüzdeki kağıttan tavana bakıp bakıp klostrofobik duygulara kapıldık hafiften.

Sonra o kağıt tavan vahşice yırtılıp halatla uçan dansçılar üzerimizde dört dönmeye başladı.

Bir ara yere indi dansçılar ve kendileriyle beraber uçmak isteyenleri halata bağlayıp şöyle kısa bir tur attırdılar.

Hemen ardından bu kez dansçıların üzerine sular seller akmaya başladı.

Endişeye mahal yok, üzerinize birkaç damla sıçrıyor sadece. Söylendiği gibi sırılsıklam filan olmuyorsunuz.

Sonrası? Az çok bu minvalde bir saatiniz yukarılara bakarak (az biraz boynunuz tutularak) geçiyor. Ama gerçekten dansçılardaki deli enerji müthiş.

Onların seline kapılıp biz de zıpladık bir süre sonra.

Bu yüzden derim ki, halen Park Orman’da süren bu şahane gösteriye bir gece mutlaka dahil olun. Hatta dansçılardan biriyle yukarlarda uçun. Adrenalin patlaması yaşayacağınıza şüphem yok.

UÇAN ÜNLÜLER NOTU: De La Guarda gösterisini izlediğim gece ünlü simalar da havalara uçuruldu. Ceyda Düvenci de onlardan biriydi. Ve Düvenci’yle ilgili hayırlara vesile bir haber: Sevgilisi İsmail Hacıoğlu’yla evlilik hazırlığı yapıyormuş. Bu yaza. Evlilik sezonu açıldı yani.

Cüneyt Özdemir’i de yazdık geçenlerde, evlendi bile. Mehmet Günsür ve şimdi Ceyda sırada...

Türk usulü ananas krizi

Geçen haftalarda yazmıştım. Supper Club yazın Sortie’nin içinde açılıyor diye.

Sortie’nin içindekini henüz göremeden Bodrum Türkbükü’nde de Supper Club açılacağı haberi geldi (Supper Club’ın Türkiye haklarını satın alan Erol Kaynar gayet hızlı davranıyor).

Peki nereye açılıyor Bodrum Supper Club? Eren Talu’nun Evotel’inin beach’ine (aslında bu beach kelimesi yerine iskele demek daha mantıklı. Çünkü Türkbükü’nde plaj yok. İskelelerden zıplıyorsunuz denize).

Eren Talu’nun Evotel’i demişken, burada yaşanan ananas krizini de yazmadan olmaz.

Olay şu: Evotel’ciler gelen müşterilerinin odasına -güzellik olsun diye- birer ananas koyuyorlar.

Ama gel zaman git zaman bakıyorlar ki, bu ananaslar öyle bıraktıkları gibi kalıyor odalarda.

Kimse ananaslarına dokunmuyor, yemeye yanaşmıyor.

Misafirlere soruyorlar, çoğunluk "Kesmek zor, şimdi kim uğraşacak" tarzı yanıtlar veriyor.

Tabii bu, bir beyaz yalan. Kimseler o canım ananasın ince ince kesilip yeniden birleştirilmiş olduğunu anlamıyor! Evotel’cilerin yaptığı süper "incelik" çakılamıyor bir türlü.
Yazarın Tüm Yazıları