Hemen (hayali) magazin sözlüğünü açıp bakalım. ‘Ç’ harfine gelelim.
‘Çıtayı yükseltmek’ deyimini bulalım.
Ne demekmiş, okuyalım: ‘Geniş kitlelere hitap eden popüler kişi, hem bu vaziyetten hoşnuttur hem de biraz daha ağır takılmak ister. Bu amaçla entelejansiya ile yakın temasa geçer. Temaslar olumlu sonuç verirse artık popüler kişi kendini başka bir yere konumlandırmış olur, yani çıta atlamıştır’.
Ve işte şimdi o iki kadının, artık aralarındaki ‘elektrik’ten sıkıldığımız Hülya ve Gülben’in, ‘çıtalama’ savaşlarına sözü getirelim...
Ocak’ta çıkaracağı yeni albümü için Mete Özgencil’den beste aldı Gülben Ergen. Malum, Özgencil’den beste almanın dayanılmaz bir ağırlığı var piyasada. (Ama herkes Candan olabilir mi?)
Hülya Avşar da şimdiye kadar yaptığı tüm albüm kaydını çöpe atıp Metin Arolat’ı aradı, ‘Beraber çalışalım’ diye.
Akıllıca tabii; hem klibini çekecek Arolat hem beste verecek. Ayrıca Gülben’in Mydonose’da yaptığı albüm tanıtım konseri (anımsayın havalarda uçmuştu) tamamen onun eseriydi. Aynı şeyi belki de Hülya’ya yapacak.
Yani çıtalama hadisesi sürüyor, sürecek. Ama şimdilik Gülben daha önde görünüyor. En azından o, ‘Erkek çaktırmadan aldatmalı’ gibi ‘özsüz’ vecizeler yumurtlamıyor. Hakikaten, tüm bu son dönem açıklamalarına Hülya’nın, akıl hocası olduğu bilinen Güler Sabancı ne diyor?
Liseli kızların ‘tiki’ testi
‘Bir trend hali olarak oruç’ yazım üzerine Senem Selimi adlı okurdan ilginç bir yorum geldi. Doğrusu yazdıklarının hem haber değeri var hem de ‘anlamak’ için gençleri ideal örneklerden. Aktarıyorum kısaltarak:
‘Her şeyi duymuştum, ama bir trend uğruna oruç tutulduğunu ilk defa duyuyorum. Maalesef tiki olarak bilinen kesimin başka konuşacak konuları olmuyor. Bir trend tutturulmuş gidiyor...
Yazınızı okuyunca arkadaşlarımın benimle paylaştığı bir konuyu yazmak istedim. Ben İTÜ’de mastır yapıyorum. Dün sınıfta arkadaşlarla sohbet ederken ilginç bir konu gündeme geldi. Bir arkadaşımız yolda yürürken liseli kızların konuşmasına kulak misafiri oluyor.
Kızlar bir erkek arkadaşlarının trendleri takip edip etmediğini Starbucks’daki ‘ayın ürünü’nü sorarak test ediyorlar! Bilemediği için de tiki olmamakla suçlayarak hor görüyor ve kınıyorlar!
Tanık olan arkadaş bir an için arkasını dönüp ‘salaklar’ diye bağırmak istemiş. Ben ‘78 sezonu gençlerindenim. Bizim zamanımızda kimse kimseyi hor görmez ya da giydikleri, gittikleri yerleri baz alarak yargılamazdı. Şimdi bakıyorum yeni liseli ya da ortaokullu kesime hepsi makyaj ve giyimleri ile benden büyük gösteriyorlar’.
Yeşim Salkım Hanım’ın taneleri...
İki gün önce Sema Denker’e, yeni sevgilisi İlker İnanoğlu’yla beraber verdiği düet röportajı okumuşsunuzdur Salkım Hanım’ın. İki yıl evli kaldığı Arben İçli’nin ardından ‘Aşık değildim, yalan söyledim’ diyordu.
Uzan’lı dönem için ise hep aynı şey: ‘O sırça köşkte, kraliçeler gibi oturan kadın ben değildim.’ (Araya o eski Tarkan şarkısı girsin: Kimdi, kimdi? Kimdi ah kimdi, söyle!)
Böyle ‘buz tutmuş’ taneler sırasıyla. Acaba Yumurcak’la yeni film projelerinin promosyonu şimdiden başladı mı, meraktayız...
ŞEHİR ATLASI
ŞA’ŞAA İSTANBUL’A GELİYOR: Ankara’daki Şa’şaa, Kuki House ve Cafemiz’in sahibi Gamze Cizreli Üner’i geçen kış tanıdım. O zamanlar Şa’şaa’yı yeni açıyordu. Tuğralı tişörtlerden modern çizgideki kaftanlara kadar her şey vardı etnik mağazasında. Ve şimdi Şa’şaa’yı, Nişantaşı’nda açıyor Üner. Bayram sonrası faaliyete geçecek mekanda oryantalist atmosferde bir de kafe yer alacak.
KOKOSH BAYRAMDA AÇILIYOR: Cahide’nin altındaki Asmalı Meyhane bayramın ikinci günü itibariyle Kokosh oluyor. Geçen yıl Meridian Ice’ın işletmeciliğini yapan Ergun Yıldız’ın başında olacağı mekanda haftada üç gece Nazan Öncel’in kızkardeşi Pınar ve eşi Cihat canlı müzik yapacak.