Şu sıralar Digitürk’teki E! Entertainment kanalına sardırdım.
Sabahtan akşama kadar aralıksız magazin yayını yapıyor bu Amerikan kanalı.
Bir başladınız mı izlemeye, durduramıyorsunuz kendinizi.
Geçen gün mesela Lindsay Lohan’ın tüm hikayesini, nereden nereye geldiğini anlatan bir program vardı (Bir tür magazin belgeseli olan True Hollywood Story).
Lohan’ın yakın çevresiyle röportajlar, ani parlayışı, kokain ve alkolle tanışıp rehabilitasyon merkezlerinde soluğu alması...
Kısacası Lohan’ın yaşamı didik didik ediliyordu. Ama yaptıklarını yargılamadan, neden böyle oldu diye gereksiz bir ahlakçı tavır takınmadan.
Mesela bizde niye bu tür magazin belgeseli yapılmaz ki?
Şöyle derli toplu bir Gülben Ergen ya da Hülya Avşar belgeseli baştan sona ilgiyle izlenmez miydi? Ya da Tarkan, Sibel Can? Hatta şimdi tam gündemdeyken bir Müjde Ar.
Hem izlemek eğlenceli hem de bir ünlünün nereden nereye geldiğini görmek ilginç.
Zaten yerli magazin programlarında bir değişime ihtiyaç yok mu?
Yıllardırdır aynı tarz grafikler (dan, dan, dan, aha yakalandılar filan gibi), aynı söylemler, aynı görüntüler sıkmadı mı?
SİLİKONLU VE PENİSLİ NOT: Bahsettiğim kanalın "Dr. 90210" diye bir programı daha var. Ameliyat-reality şovu! Geçenlerde rast geldiğimde bir kızın göğüslerine nasıl silikon yerleştirildiği apaçık gösterildi (silikonu kızın göğsüne yerleştirip sonra balon şişirir gibi şişirdiler!).
Bir diğer ameliyat da, göbeği yüzünden penisi deri içine gömülüp gitmiş olan ve bu yüzden ereksiyon olamayan bir adamın ameliyatıydı. Meğer adam bu nedenle 49 yıl boyunca cinsel ilişkiye girememiş!
DİP 5
Arada bir (zırt pırt) bu köşebentte karşınıza çıkan bıktıranlar listesi yerine artık Dip 5 var. Dibe sürüklenenler yani, hızla... Buyrunuz.
5. Hakan Aysev: Kadir Çöpdemir’in programında "Kadınlar venüsçe, erkekler marsça konuşmasın, aynı dili konuşsun" diye dahiyane bir öneri getirdiği için... Ha bir de Ebru Destan’la çok fena/sıkıcı/uyumsuz bir ikili oldukları için.
4. Facebook mesajlarından haber yapmak: Bakınız en son Erkin Koray’ın kızı Damla Koray’ın başına geldi. Profiline yazdığı Barış Akarsu’lu yazı, "intihar notu" gibi algılanıp haber yapıldı!
3. Bülent Ersoy: "Üçümüz Bir Divayla" programında en abuk şarkı sözleri seçilirken, "Bunlar musiki değil" deyip bir zamanlar kendisinin söylediği "Sefam Olsun" ve "Ablan Kurban Olsun Sana" adlı abuk sözlü şarkılarını unuttuğu için.
2. Tamer Karadağlı: Sadece ve sadece "Fedai" adlı o dizideki "sertim ben" pozları nedeniyle.
1. Demli çay bulunmayan cafeler ve kahve merakı: Mansur Forutan’ın cumartesi yazısında yazdığı gibi, bir kahve cumhuriyetinde yaşamaya başladık. Adım başı cafe açılıyor ve güzelim demli çay çoğu zaman servis edilmiyor buralarda. Poşet çay veriliyor. Oysa iyi demlenmiş bir çay gibisi yoktur. Nedir yani bu son yıllarda pörtleyen kahve merakı?