İlk ben duyurduğuma göre İclal Aydın-Tuna Kiremitçi aşkını, bir çift kelam etme hakkını buluyorum kendimde bu ilişki hakkında. (Hani utanmasam, ilerde bu aşkın bir meyvesi olursa, adını ‘Kırmızı Hat’ koysunlar filan diyeceğim...)
1. Malum, yazar aşkları (bakınız, geçmiş bahar mimozaları gibi tarihe) genelde bol fırtınalı olur. İşte ilk aklıma gelen Sylvia Plath ve Ted Hughes (Bu süper gelgitli ilişkinin sonunu bilmeyen var mı?) Diyeceğim, Kiremitçi ve Aydın hazır mı negatif dalgalanmalara? Ona, buna, şuna...
2. Tabii bizde dalgalanmalar Türk usulü oluyor. İşte ilk tsunami, eski eş Kemal Başbuğ’dan geldi bile: ‘Bir anneye yakışıyor mu?’ diye. Yahu, anneler aşık olamaz mı? Bu nasıl -Kill Bill tarzı- bir savunma mekanizmasıdır?
3. Maalesef camiada ‘Kim daha çok aşık?’ tartışması başladı bile. Hatta en son Kiremitçi’yle röportaja giden bir kadın gazetecinin gözlemi şu olmuş: ‘Yok, bence az aşık!’
4. Ve gamzeler... Ben ‘beyaz dişş’ filan diye yırtınırken olayın seyri gamzelere döndü. İşte bu ilişkinin sırrı, bir çift gülen gamzededir arkadaşlar. Ki bu da kanıtlandı. Edebiyatın magazini Picus’un son sayısına İclal Aydın’ın kitabı hakkında yazdığı yazıya şöyle başlamış Kiremitçi: ‘Çok güzel gülümser İclal.’ (Cemaat tekrarlar: Biliriz, biliriz...)
5. Şu şarkıyı terennüm edip zıplayarak bitiriyorum hadiseyi: ‘Aşkın açamadığı kapı, kanatlanıp uçamadığı yer mi var?’ (‘Üstad’ Demet Akalın)
Neredeyiz? New York’ta mı?
Mısır Apartmanı’ndaki bir dairede Absolutpartisindeyiz. Ortam şahane, içkiler şelale! (halkı alkole teşvik mi ediyorum ne?)
Bir arkadaşım dedi ki, ‘Neredeyiz acep, New York’ta mı?’ Biraz öyle gibiydi gerçekten. Absolut partisinde tarzlar uçuşuyordu havada. Spor-abiye kadınlar, erkekler. Bir de yabancılar çok fazlaydı.
Ve Ece Sükan. Absolut çantaları için bir defile tasarlamış, hem komik, hem de eğlenceliydi.
Kanyon’a hücum!
‘Yaşam alanı’ olarak tanımlıyorlar Kanyon’u. Asla alışveriş merkezi olarak değil. Öyle de olacak gibi.
Kanyon’un tanıtım partisinde işin beyin takımından Markus Lehto’yla konuştum. ‘İnsanlar buraya sadece alışveriş etmek için gelsinler istemiyoruz’ dedi. Bu yüzden Kanyon, sabah 02.00’ye kadar açık olacakmış.
Bu arada, Kanyon’da yerin altına doğru katlar iniyor ya, Markus’a ‘Depreme dayanıklı mı burası?’ diye sordum. ‘9 şiddetindeki bir depreme bile dayanıklı’ dedi Markus.
‘O zaman’ dedim, ‘Güneş tutulması sonrası burada konaklıyoruz, haberiniz olsun!’