Paylaş
İFŞA EDİLEN DELİLİK
Seviştikten sonra şiir yazmalar, yılbaşı gecesi Edith Piaf’ın mezarı başında elinde bir şişe şarapla ağlamalar, beton yalamalar...
Gonca Vuslateri’nin Ayşe Arman’a anlattıklarından bir demet yasemendi tüm bunlar.
Kimisi röportajı, “Tüh be, yazık etti kendine! Kariyerinin en dikkat çekici döneminde bu kadar marjinal açıklama yapılmaz ki” diye yorumladı.
Kimisi de, “İlginç olmak adına kendini paralamış” diye...
İlk yorumu yapanları fazla garantici, fazla dikkatlibuluyorum. Kariyer adına başka türlü biri gibi davranmanın, hanım hanımcıkmış gibi görünmenin manası yok ki..
Gonca Vuslateri’nin ilginç olmak uğruna eteğindeki tüm taşları döktüğüne de pek inanmıyorum.
Gonca’nın anlattıklarından tek hissettiğim şu: Olgunlaşmamış bir delilik onunki...
Hani deliysen (birilerine/topluma göre deli yani) bunu anlatma, detayına girme, ispat etme deliliğine soyunmazsın ya.
Çünkü “delilik” çok ifşa edilirse zemini kayıyor, anlamsızlaşıyor, “mezarlık seven tuhaf kız” diye karikatürize edilip zihinlerin bir köşesine biblo gibi konuyorsun.
Bu da o hesap...
17’LİK YAŞLI SESLER
O Ses Türkiye’deki 16-17 yaşındaki yarışmacıların seçtikleri şarkılar ne kadar ağır, ne kadar da kaderin tokadını yemiş depresif şarkılar oluyor her seferinde.
Bu gençlerin ruhu erkenden yaşlanıyor mu?
Ya da tarz olarak kendilerine/seslerine yakın buldukları arabesk eserler onları hızla yaşlandırıyor mu?
BEN LANA, UZAYLI ÖPÜŞGEN LANA
Maçka Küçükçiftlik Parkı’ndaki Lana Del Rey konseri son zamanlarda izlediğim en tuhaf konserdi.
Çünkü Lana seyircisine dost bir uzaylı olarak onların arasına karıştı.
Karışmakla kalmayıp neredeyse ön sıradakilerin hepsiyle öpüştü, sarıldı, ellerini kollarını posterlerini filan imzaladı. Geriye kalan yarım saatte ise şarkılarını söyledi ve aniden konser bitti.
Bilseydim konserin böyle altın günü ruh halinde geçeceğini evde dinler dururdum Summertime Sadness’ı. Hani kalkıp konser alanına gitmeye gerek yoktu...
TÜRK MAGAZİNİ İŞGAL ALTINDA
Azeriler Sinan Akçıl- Ebru Şallı yakınlaşmasını ortaya çıkardı.
İngilizler Ebru Polat’ı Mesut Özil hakkında konuşturdu ve Mesut’un “burnunun aktığını”, Ebru’nun ise sesini üşütmemek adına ünlü futbolcuyu şeker şeker reddettiğini filan öğrendik.
Türk magazini işgal altında diye hey heylenebilir miyiz?
Canım magazinimize bile el atıldı, elalem yapıyor yapacağını, böyle olmaz efendiler diye naralar atabilir miyiz?
Bence yeridir...
AÇIKHAVA’DAKİ ALKOLE SİVİL TAKİP
Gelenektir; Harbiye Açıkhava konserlerinde protokolde oturan bazı izleyiciler, eğer sahnedeki şarkıcıyla muhabbeti varsa ya da ekipten birilerini tanıyorsa konser arasında kulise girer.
Ve haliyle orada ikram edilenler yenilir, içilir.
Geçenlerde bir tanıdık anlatıyordu:
“Kulisten yerime dönüyordum, çünkü konserin ikinci yarısı başlıyordu. Tam kapıdan girecektim ki, görevliler uyardı. Elimdeki içeceği konser alanına götürmeme izin vermediler.
Çünkü sivil takip varmış. Sorun yaşanıyormuş.
Ben de elimdekini yere bıraktım.
Oysa elimdeki kağıt bardakta alkol bile yoktu!”
Paylaş