Paylaş
◊ Kusursuz ebeveyn olma arzusu neden kaynaklanıyor?
- Çocuklar yetişkinlerin geçmişteki halleridir. Bugün kendi çocuklarına sürekli kural koyan anne babalar da bir zaman çocuktular. Onların da annesi, babası vardı. Herkesin onlar için de bir planı vardı onlar çocukken...
Ya başarılı olmasını istemişler, ya ev işlerinde kendilerine yardım etmesini ya da çok uslu bir çocuk olmalarını.
Bazen “Sen daha çocuksun” denilerek ondan fikirlerini gizlemişler, bazen de “Sen artık kocaman oldun” diyerek çocukluklarını görmezden gelmişler. Bu koşullar içinde onlar daha küçük bir çocukken duyguları olan bir varlıktan ziyade tahtadan yapılma bir Pinokyo gibi görülmüşler.
Oysa onların da bir tek arzusu vardı; gerçek bir çocuk olabilmek. Bunun için de çocukça oyunlar oynamaya ihtiyaç duymuşlar ama anne babaları çok çalıştığı için o oyunlara eşlik edememişler.
Bu nedenle de o dönemin çocukları, bazen ev işini oyun sanmış bazen de kendisine emanet edilen kardeşiyle kavga etmeyi...
Bu süreç içinde o çocuklar büyümüş ve bugünün anne-babaları olmuşlar. Evet, belki bunlar fiziksel olarak geçmişte kaldı ama duygusal olarak bizimle bugünlere kadar geliyor.
Şimdi o çocuklar bugünün ebeveynleri oldular ve kendi anne babalarının onlara yaşattıklarını, çocuklarına yaşatmak istemiyorlar. Bunun için de ‘kusursuz ebeveynler’ olmaya çalışıyorlar.
◊ Peki çocuğuna masal prensi veya prensesi gibi davranmak ebeveyni ‘kusursuz’ yapar mı?
- Hayır. ‘Kusurlu çocukluk’ öyküsüne sahip kişiler ‘kusursuz ebeveyn’ olabilirler mi? Örneğin “Çok zekisin!” denilen çocuk, ondan daha başarılı insanlar olduğunu gördüğünde büyük bir hayal kırıklığı
yaşar veya mücadelenin altında ezilebilir.
“Çok güzelsin!” denilerek büyütülen bir çocuk, güzelliğini kaybettiğinde sevilmeyeceğini düşündüğü için bedeninden başka bir şeyle uğraşmayabilir veya güzelliğin sevilmeye yettiğini düşünerek, kendini geliştirmeye ihtiyaç bile duymayabilir.
“Ne kadar da uslusun, aferin sana!” denilen bir çocuk hata yaptığında değerini kaybedeceğini düşündüğü için hayatını asla ulaşamayacağı bir mükemmellik arayışı içinde harcayabilir ya da “Ne kadar olgun bir çocuksun sen!” diye
nitelenen bir çocuk, belki de oynaması gereken oyunları çocukça bularak oynamaktan vazgeçebilir ve gelecekte hayatında kocaman boşluklar oluşabilir.
Yani ebeveynler ne kadar ‘kusursuz’ olmaya çalışırsa, çocuklar o kadar yara alır.
◊ Bu konuda anne-babalara önerileriniz neler?
- ‘Kusursuz ebeveyn’ olma çabasını bir yana bıraksınlar ve çocuklarıyla, gelişimine uygun olan oyunları birlikte oynasınlar. Birlikte eğlensinler...
Ancak oyun oynarken de ‘kusursuz’ olmaya çalışmasınlar. “Ağaç yeşil olur”, “Tencereden araba olmaz” demesinler. Hayal güçlerini ‘çocukça’ duygularla birleştirerek gerçekten eğlenmeye odaklansınlar.
Günde düzenli olarak sadece 15’er dakika bile oyun oynasalar, çocuklarının geleceğine büyük katkı sağlamış olurlar.
Hadi gidelim
Elf Müzikali
Bol şarkılı, danslı, özel kostümlü, ses ve ışık efektli bu müzikalde çocuklar çok eğlenecek.
Yer: İstanbul-Watergarden Performans Merkezi
Tarih: 27 Ocak Cumartesi
Saat: 12:00-14:00
Yaş: 4+
İletişim: (0216) 338 56 36
Fiyatı: 222 lira
Yarın okuyun
İstanbul’daki en büyük mozaik parçasına ev sahipliği yapan Kazlıçeşme Sanat, bir çocuk kitabına ilham oldu. Bizans, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinin izlerini süren “Zamansız Şehrin Çocukları”
kitabının yazarları Almila Aydın, Nilay Yılmaz ve Seda Öğretir’le çok özel bir röportaj yaptık. Yarın hürriyet.com.tr’de okuyabilirsiniz.
Paylaş