Paylaş
‘Yo’ bizim lugatta ‘yok’tan mütevellit ‘hayır’ anlamına geliyor ama dünyadaki durum farklı. Çok daha pozitif. Hiphop’ta özellikle siyahi şarkıcılar ellerini öne geriye uzata kısalta bolca kullandıkları kelime çoğu yerde selam çakmakla aynı.
Tayga sardı başıma ‘yo’yu.
Yo’laşıp duruyoruz bu aralar.
Yo, yo, yo, yo, yo....
Bir ‘yo’ pek çok anlama birden geliyor...
Günaydın, naber, toplantın bitti mi?, seni düşünüyorum, uğrasana...
‘Yo’ göndermek aslında telefonu çaldırıp kapatmak gibi.
Ama sadece bu da değil, başka eğlenceleri ve faydaları da var. Mesela ‘yo’ sayesinde lokasyon yollayabiliyor, video, fotoğraf paylaşabiliyorsunuz. Index’ten üye olduğunuz sitelere ‘yo’ yolladığınızda onlar da size hizmet sunmaya başlıyorlar.
Türkiye’den henüz bir gazete yok ama USA Today ‘yo’yu keşfetmiş bile, ben hemen üye oldum.
Komik videolara, kedi videolarına, sinema, spor haberlerine, müzik eleştirilerine de ‘yo’ gönderdim.
Bunlar klasik olanlar, çok acayip özellikler de var ‘yo’da.
Yumurtanızı katı mı istiyorsunuz, yoksa rafadan mı?
Katı ise ‘hardboiledyo’, rafadan ise ‘softboiledyo’ya ‘yo’ gönderiyor ve yumurtayı kaynayan suya atıp talimatı beklemeye başlıyorsunuz.
Tek yapmanız gereken ‘yo’ geldiğinde yumurtayı sudan almak.
Afiyet olsun!
Bu arada ‘Yo’ uygulaması ücretsiz, applestore’dan yükleyebilirsiniz. Yo!
Uçak korkusuna son!
Cumartesi akşamı Doğuş Mesarya restorandaki konser için Kıbrıs’a uçuyorum. Yanımda adının Mete Özmerter olduğunu, Kıbrıs-İstanbul- Londra üçgeninde yaşayan bir finansçı olarak sürekli seyahat ettiğini tanışınca öğrendiğim son derece kibar bir beyefendi var.
Uçağa biner binmez çantamdan tabletimi, telefonumu ve kulaklıklarımı çıkardığımı görünce “size özellikle uçaklarda kullanmak için bir kulaklık modeli tavsiye edebilir miyim?” diyor.
Bendeki de son model bir kulaklık aslında, bundan daha iyi ne olabilir ki diye düşünüyorum. Sonra Mete bey, Bose in Ear Noise Cancelling ile tanıştırıyor beni. Bu kulaklığı takıyor ve başka bir dünyaya geçiyorsunuz. Interstellar filminde kara delikten diğer
boyuta geçme anı gibi. Huzurlu, sessiz, sakin, büyülü. Kulaklık uçak yolculuğunun en rahatsız edici unsuru olan motor sesini tamamen kestiği için özellikle uçak korkusu olanlara tavsiye ediliyor ve çok iyi geliyormuş. Bir de güzel bir müzik dinlerseniz hava boşluklarını ve sallantıları da sallanan koltuk niyetine geçiştirebilirsiniz.
Ben söylüyorum, tablet yazıyor
Kıbrıs uçuşunu benim için bir teknoloji semineri haline getiren Mete (Özmerter) beye bir teşekkür de beni ipad’imdeki bilmediğim bir kolaylıkla tanıştırdığı için. Şu anda bu yazıyı size konuşarak yazıyorum, daha doğrusu ben konuşuyorum iPad yazıyor. Hem de büyük bir hızla. Çok kolay, siz de hem telefonunuzda hem de tabletinizde bunu yapabilirsiniz. IOS 8 yüklüyorsunuz. Notları açıp tuşlar ekrana geldiğinde harflerin altında hemen solda mikrofon tuşu çıkıyor. Bu tuşa basıp konuşmaya başladığınızda ağzınızdan çıkanların hepsi ekrana yazılmaya başlıyor. Sihir gibi. Kalemle yazmak eskilerde kalmıştı, çok yakında klavyeyi de unutabilirim. Peki o arada ne mi yapabilirim, konuşarak yazarken, özgürleşen ellerimi, parmaklarımı biri sağıma diğeri soluma yatıp onları sevmemi bekleyen köpeğim Sheba ve kedim Gojira için kullanabilirim tabii.
Paylaş