Paylaş
Hollywood yıldızlarının sadece para için kabul ettiği rollerin hangileri olduğunu böyle filmleri izleyince rahatlıkla anlayabiliyoruz.
Yönetmen Brian A. Miller şanslı olacak ki yapımcılar kendisi için gerçekten de önemli oyuncuları bir araya getirmişler.
Bir de onlar için uygun roller yazılmasını sağlasalar daha iyi olacakmış tabii!
‘Taken’ (96 Saat) çakması diyebileceğim Prens’te Jason Patrick elinden geleni yaparken, John Cusack ve Bruce Willis küçücük rollerle filmin izleyiciyi cezbetmesi beklenen yüzleri olarak yerlerini alıyorlar.
HİKÂYE KALIPLARININ ÇOK ALTINDA
‘Prens’ yeraltı dünyasına uzanan bir intikam hikâyesi.
Buna hikâye demek ‘hikâye’ kelimesine haksızlık olabilir tabii.
Çünkü Prens hikâye kalıplarının çok altında kalan bir performansa sahip.
Alabama’da yaşayan Paul (Jason Patric), kızından bir süre haber alamayınca onun sağlığından şüphe etmeye başlıyor.
Neler olduğunu anlamak için Louisiana’ya gittiğinde kızının uyuşturucu problemi olduğunu ve bir uyuşturucu çetesinin eline düştüğünü fark ediyor.
Buradan ilerleyen Paul, kendini intikam hikâyeleriyle dolu bir hesaplaşmanın içinde buluyor.
ÜNLÜ YÜZLER KISA ROLLERDE
Prens’te senaryo kopuk, çekimler sıradan, oyuncular paralarını almaktan başka bir şey düşünmüyor gibi.
Paul kendisine bilgi vermeyen herkese haddini bildirirken filmin zamanı birkaç çatışma ve bir arabalı kovalama sahnesi ile doldurulmaya çalışılıyor.
Prens filmini Bruce Willis ve John Cusack için izlemeye gidecekleri uyarmam gerek.
Her ikisi de misafir oyuncu kıvamında rollerde.
Özellikle John Cusack’in neden orada olduğuna anlam veremeyebilirsiniz.
Willis ise filme o kadar kayıtsız ve ilgisiz davranıyor ki, zorla oynatılmış ya da verilen parayı beğenmemiş gibi duruyor.
50 CENT İLE AYNI SAHNEDE
Prens ağırlıklı olarak Paul rolündeki Jason Patric’in filmi.
Patric bir ölüm makinesine dönüşen babanın hayal kırıklığı ve öfkesini olabildiğince yansıtmış.
Prens’in en iyi şeyi kendisi.
Böyle başarısız bir senaryoda ve Hollywood’un en kötü oyuncularından biri olan 50 Cent ile aynı sahnelerde oynaması ise kuşkusuz en büyük şanssızlığı.
Paylaş