Videolu sözlük geldi

Henüz tanışmadıysanız çok şey kaçırmışsınız.
Türkiye’den, gençlerden sosyal medyaya yön verecek bir uygulama bu.
Geçenlerde Jolly Joker’deki konserimde tanıştım Scorp’un yaratıcılarıyla, sahne sonrası bu yeni uygulamayı anlattılar bana.
Sonra da hem üyesi hem de müptelası oldum.
Scorp, özellikle üniversiteli gençler arasında çok yaygın olan, farklı konular üzerine 15 saniyelik videolardan oluşan bir sosyal medya platformu.
İnternet sözlüklerinin videolu hali diyebiliriz aslında.
Videolu sözlük yani.
İnsanlar artık okumak yerine kısa videolar izlemeyi tercih ettikleri için (bkz. Snapchat) hemen moda oldu Scorp.
Benim için en önemli özelliği gençliğin neler yaptığını, nelerle ilgilendiğini, fikirlerini buradan görerek öğrenebiliyor olmam.
Üstelik burası sözlüklere göre çok daha gerçek, çünkü konuşanı karşınızda görüyorsunuz, takma isimler arkasına saklanmak yok.
“Scorp’un Vine’dan ne farkı var?” diyenleriniz olacaktır.
Şöyle söyleyeyim, Vine konu başlıkları olmadığı için mizahın ve fenomenlerin ön plana çıktığı bir mecra.
Scorp’ta da fenomenler var tabii; zeka, fırlamalık, güzellik/yakışıklılık takipçi sayısı üzerinde etkili.
Ama Scorp’ta asıl mesele konu başlıkları, ki bunlar insanların yaratıcılıklarını kamçılıyor.
Konu başlıkları nasıl mı, işte birkaç örnek; “Tuttuğunuz takım (ismini söylemeyin)”, “Yiyecek içecek kombini”, “Kaçırılırsanız ilk tepkiniz ne olurdu?”, “Semt çocuğu sorunsalı”, “Tekrar başlamalı dediğiniz diziler”...
Konular kadar cevaplar da ilginç, Scorp’a bir göz atın derim.

Neden Scorp?

Scorp’ta geçen gün “Ömür Gedik’e Scorp’u anlatın” diye bir başlık açıldı.
Girip cevaplayanların tek tek hepsini izlemenizi tavsiye ederim ama özet geçecek olursam kullanıcıların vurguladıkları Scorp özellikleri şunlar:
Ortamın samimi ve gerçek olması, yeni insanlar tanıyor olmaları, farklı şehirlerde bile arkadaşlıklar edinme şansı, düşüncelerini özgürce ifade edebilme imkanı ve tabii ortamın son derece eğlenceli olması.

Üniversitelilere alkış

Scorp ilk olarak üniversitelerde ekipleşmiş.
App Store’da açılmadan önce 27 üniversiteye giriş yapılmış, aktivasyon sağlanmış.
7 Şubat’tan yani açıldığı günden beri de limit gökyüzü olmuş Scorp’ta.
Üstelik tüm bunları sıfır bütçeyle yapmış bu girişimci üniversiteliler.
Belki bir gün milyon dolarlar edecek bir uygulamanın ilk duyuranlarından olmak bana nasip oldu.
Gençleri tebrik ediyorum, onlarlayım, artık Scorp’ta aralarındayım, her zaman yanlarındayım.

Gitmek Gerek Bazen

Gitmek mi zor kalmak mı?
Bazen ikisi de.
Özgür Aras “Gitmek Gerek Bazen” diye başlık atmış kitabına.
Gitmek Gerek Bazen çok günümüzden bir hikaye.
Şu ilişkilerde bir türlü kendini iyi hissedememe haline, kısırdöngülere, bir gün iyi iki gün kötü hallere bolca vurgu yapıyor.
Biraz da insanların mazoşist yapısına, yani kendini üzene bağlı olma, kopamama haline.
Ama umut etmekten geri durmamalı da diyor.
Kitabın ikinci baskıyı yapmasında bu pozitif mesajın etkisi vardır mutlaka.