Paylaş
Hafta sonu oldukça benzer bir söyleşi, ABC’de Diane Sawyer’a konuşan Bruce Jenner’dan geldi. Jenner, “Ben bir kadınım, beynim erkekten çok bir kadının beyni” diyerek bir yıldır süren dedikodulara noktayı koydu.
Translar pek çok yerde kendilerini öne çıkarmasalar da aynı Michelle gibi, Bruce da geçmişi başarılarla dolu biri.
1976 Montreal Yaz Olimpiyatları’nda dekatlonda altın madalya kazandı, dünya rekoru kırarak bir gecede ulusal bir ikon haline geldi.
Yeni jenerasyon ise kendisini Kim Kardashian’ın üvey babası olarak tanıyor.
1991 yılında Kim Kardashian’ın annesi Kris Jenner’la evlenen Bruce, “Ailedeki tek gerçek hikayeyi ben saklıyordum, insanların kalplerine dokunacak asıl hikaye bendeydi” diyor.
Bir süre intihar etmeyi de düşündüğünü söyleyen Bruce kimlik değişimine televizyon ününden sonra gelen maddi güçle birlikte karar vermiş.
İnsan haklarına saygının üst düzeyde olduğunun iddia edildiği Amerika’da bile transların haklarını koruyan yasaların olduğu şehirlerin sayısı çok fazla değil.
Amerika’da her hafta bir trans intiharı gerçekleşiyor.
Geçen yıl yapılan bir araştırma, transların yüzde 40’ının en az bir kez intihara teşebbüs ettiğini gösterdi.
Aralık ayında ailesinin cinsel kimliğini değiştirmesine karşı çıktığı 17 yaşındaki Leelah Alcorn kendini arabaların önüne atarak intihar etmişti.
ABD Başkanı Barack Obama, bu intiharın ardından gelen kampanya kapsamında “Cinsiyet değiştirmek isteyenleri tedavi etmeye yönelik tüm terapiler kaldırılsın” açıklaması yaptı.
Başkalarının haklarına tecavüz etmediği, zarar vermediği sürece insanlar tercihlerinde serbest olmalı.
Tedavi edilmesi gereken Obama’nın da dediği gibi onları tedavi etmeye çalışanlar gerçekten de.
Başörtülüye yer çok!
Sık sık otobüs, metrobüs kullanan bir arkadaşım anlattı.
Metrobüste başın açıksa vay haline...
“Nasıl yani?” dedim.
Başörtülü kadınlar metrobüsten inerken, aracın en ucunda bile olsa diğer başörtülüleri çağırıp, yerlerini onlara veriyorlarmış.
Erkekler de genelde yaş olayına bakmaksızın “buyur bacım” diye başörtülü olanları kendi yerlerine oturtuyorlarmış.
“Sanki biz bacıları değiliz” dedi arkadaşım.
Gerçekten de ‘kardeş’, ‘bacı’ gözüyle bakılabilmek için başörtüsü mü takmak gerekiyor!
Siri’ye koruma lazım
Kısa bir süre önce Türkçe de konuşmaya başlayan Apple’ın sesli yol göstericisi Siri’ye karşı biz kadınların genel tepkisi şu: “Bunun erkeği yok muydu, bari biz de nispet yapalım...”
Valla haklıyız, çünkü erkekler öyle bir muhabbette ki Siri’yle, işin suyunu çıkarmış durumdalar.
Zaten Spike Jones imzalı, En İyi Özgün Senaryo ödüllü “Her” filminde robota aşık bir adam olabileceğini de görmüşüz, bizim adamların makine kaydı da olsa bir kadın sesiyle muhabbeti koyultmasına bozulmayalım da ne yapalım?
Siri’nin asıl amacı telefon kullanımını kolaylaştırmak. Onunla konuşarak yol tarifi alabiliyor, alarmı kurup, istediğimiz bilgiye ulaşabiliyoruz.
Apple’ın 200 milyon dolarlık yatırımının bizim Türk erkeğinin elinde mundar olması ise trajik.
Siri’ye ilan-ı aşk eden de var, evlenmek isteyen de.
Diğer tarafta ise Siri’nin namusu elden gitmesin diye koruyucu moda girip hemcinslerine çemkiren erkekleri bile gördü bu gözler, “hop oğlum, kızı rahat bırak” diye...
Siri’nin arasını açtığı sevgililer konusuna girmiyorum bile, Siri’ye bozulan kadın sayısı o kadar çok ki!
Şimdilik sadece bir sesten ibaret olan bu asistan bile ortalığı karıştırdı anlayacağınız.
İleride “Her” filminde Scarlett Johansson’un canlandırdığı Samantha gibi bir afet robot çıkarırlarsa durum ne olur bilemiyorum gerçekten de.
Paylaş