Portakalı kim yiyecek

Antalya’da festivali yarıladık. Artık yarışma filmlerinden ve hatta ufukta turuncu turuncu göz kamaştıran portakallardan söz edebiliriz.


Ödülleri kimin alacağı jürinin iki dudağı arasında tabii, ama şimdiye kadar izlediğimiz filmlerde öne çıkan performanslar oldu gerçekten.

Selim Evci’nin ilk uzun metrajlı filmi "İki Çizgi"de, Gülçin Santırcıoğlu’nun performansını beğendim.

Yeşim Ustaoğlu imzalı "Pandora’nın Kutusu"nun Fransız oyuncusu Tsilla Chelton çok başarılı ama tabii ki Antalya’da ödüle uzak.

GENCO ERKAL ALKIŞLANDI

İngiliz yönetmen ve Alman ortak yapımcıyla festivale alındıktan sonra "Bu Türk filmi mi" sorusuyla karşılaşan "Pazar: Bir Ticaret Masalı"nın başrol oyuncusu Tayanç Ayaydın portakala yakın bir performans sergilemiş.

Locarno’da En İyi Erkek Oyuncu Ödülü’nü alan Tayanç filmde kısa yoldan köşeyi dönmeye çalışan bir adamı canlandırıyor.

Altın Portakal’da En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Ödülü de bu filmdeki rolüyle Genco Erkal’a gidebilir.

Gala gösterimlerinde tezahürat genelde sonda olur. "Pazar: Bir Ticaret Masalı"nda Genco Erkal’ın döktürdüğü sahnede salonda müthiş bir alkış koptu.

Bu coşkulu alkış ödül töreninde Erkal için pekala tekrarlanabilir. Bu yıl her filmde iddialı isimler var ama "Vicdan"ın tüm oyuncuları göz dolduruyor. Nurgül Yeşilçay, Tülin Özen ve Murat Han. Bakalım etkili performansları hangisine ödül getirecek?

Galası bu akşam yapılacak olan "Üç Maymun" da gerek yönetmeni, gerekse oyuncularıyla festivalin iddialı filmlerinden.

KADİR İNANIR NEREDEYDİ

Ve geleyim Altın Portakal’a kabul edilmesiyle ilgili hoş olmayan söylentiler çıkan "Son Cellat"a.

Gazetelerde "Son Cellat"ın kötü bir film olduğunu, festivalde yarışmasının nedeninin ise Kadir İnanır olduğunu yazılmıştı. Peki ne oldu biliyor musunuz?

Kadir İnanır’ın varlığı nedeniyle yarışmaya alındığı iddia edilen filmin galasına İnanır gelmedi.

Kim bilir belki de tüm bu söylentiler moralini bozmuştur... Ya da "filmi benim için mi kabul etmiştiniz, alın ben de gelmiyorum o zaman" demiştir...

Ya da dizi setindedir, işi vardır...

Kapanışa gelirse bu soruları cevaplar belki.

Ya da gelmez, filmin ödüle uzak olduğu yönündeki söylentiler yüzünden Antalya’dan uzak durduğu dedikodularını doğrulamış olur.

AMAN MICKEY ROURKE’U KIZDIRMAYALIM

Antalya’nın son dakika sürprizlerinden olan Mickey Rourke’un başrolde olduğu "Güreşçi"nin (The Wrestler), oyuncunun katılımıyla gerçekleştirilecek olan galası bu cumartesi yapılacak. Pek bir havalıyız, çünkü Darren Aronofsky imzalı "Güreşçi"yi Amerika’dan önce izleyeceğiz.

Üstelik Venedik’te Altın Aslan alan, Toronto’da gösterilen "Güreşçi"nin aldığı övgüler öyle böyle değil.

Otoriteler filmde The Ram adlı eski bir güreşçiyi canlandıran Rourke’u Oscar’ın en güçlü adaylarından biri olarak görüyorlar.

Baştan söyleyeyim; Mickey Rourke sevdiğim ve izlemeye bayıldığım bir aktör. Ama işimize sevgiyi karıştırmayalım. İşin dedikodu kısmına ve Rourke’un botokslu olduğunu düşündüren resimlerine gelmek zorundayım.

Bu cumartesi Antalya’da ona "Yüzünüzde botoks var mı" diye soracak cesareti toplayacak bir arkadaşımız çıkacak mı, merak ediyorum gerçekten...

Ya da 9,5 Hafta’daki o meşhur sahnede neler hissettiğini... Ya da güzeller güzeli Carre Otis’i neden dövdüğünü...

Bunlardan birini sormayı planlayan arkadaşlara bir iyilik yapıp, Mickey Rourke’un eski bir boksör olduğunu hatırlatayım. Bir rivayete göre Rourke hakkında kötü eleştiriler yazanlara da yasak koyar, görüşmezmiş.

Şimdi ben bu yazıyla cumartesi günü onunla konuşma hakkımı yitirmiş mi oldum acaba? Belki de tam tersi oldu, oyunculuğunu övdüğüm için uzun bir görüşme sağladım!

Hadi bardağın yarısı dolu olsun bakalım.
Yazarın Tüm Yazıları