Paylaş
Yine kendimi çok kötü hissettiğim günlerdeyim.
Bu kez yaptığım değil, yapmadığım bir şeyden duyduğum bir pişmanlık yaşıyorum.
Yıl 2007, Nefes filminin setinden arıyorlar, “Antalya’da Tahtalı Dağı’nda çekimdeyiz, birkaç günlüğüne misafirimiz olur musunuz?” diyorlar.
Yıl 2008, Nefes’in yapım aşamasına tanık olmam için gelen telefon ve mailler devam ediyor.
Ve ben bir türlü denk getirip, gidemiyorum.
Orada olamıyorum ve kendi adıma önemli bir fırsatı, unutamayacağım bir tecrübeyi kaçırmış oluyorum.
Yalan yok, Nefes’i izlerken kendi kendime “Neden ama neden gitmedin bu sete” demekten bir hal oldum.
Çünkü karşımda gerek konusu, gerek oyunculukları, gerekse yönetmeninin ince ayrıntılarda gizli hüneriyle, etkileyici, çarpıcı bir film vardı.
Nefes’i sevmek için ille de asker filmi meraklısı erkeklerden olmak gerekmiyor.
İnsanı vuran, çarpan, sarsan, ağlatan, koltuktan kaldırmayan ve ajitasyona, duygu sömürüsüne müsait bir konuda bu kadar dik durduğu için alkışı hak eden bu
şahane filmi kadın erkek herkes sevecektir.
Not: Gişesi katlanarak artan Nefes, en önemli sinema sitelerinden olan imdb’nin macera filmleri listesinde birinci sıraya yükseldi. 10 üzerinden 9 puan alarak Schindler’in Listesi, Kıyamet, Zafer Yolları ve Arabistanlı Lawrence gibi önemli savaş filmlerini de geride bıraktı.
İzlenmez denileni izleten adam
Bu yıl Okan Bayülgen’in yılı.
“Şu kadın çirkin, ördeğe benziyor, kuşa benziyor” tarzı sevmediğim, gereksiz bulduğum açıklamalarından söz etmiyorum (biz kadınlar her zaman değil, ama bu durumlarda birbirimizi koruruz, her ne kadar dost sohbetlerinde benzer cümleler kursak da, erkekler bize dil uzattığında hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için moduna gireriz, girdik de!).
Neyse ki bu yazı Okan’ın söyledikleri değil, yaptıklarıyla ilgili.
Kanal D’de üç gece üst üste program (Disko Kralı, Medya Kralı, Muhabbet Kralı) yapıyor ve hepsi de çok iyi izlenme oranlarıyla kendinden söz ettiriyor.
Üstelik bunu aslında ulusal kanal reyting mantığına uymayan bir yöntemle yapıyor. Bazı gecelerde, geçen yıllarda CNN Türk ve NTV’de yaptığı içi dolu ama konukları medyatik ya da ünlü olmayan sohbet programlarını Türkiye’nin birinci kanalına taşıyor.
Kanal D’nin CEO’su ırfan şahin, bizimle yaptığı reyting toplantılarında hep “ızlenme oranları sadece ana kanallara değil, ‘others’a da gidiyor, onlarla da rekabet etmelisiniz” der.
İşte Okan, ölçülmeyen, ölçülse de ana kanallar arasında yer alamayan bu ‘others’daki, yani diğerlerindeki doluluğu en güzel haliyle Kanal D’ye taşıyor.
İzlenmez denen konular ve konuklarla çok başarılı oluyor.
Ve bu arada Kanal D’de her zamanki gibi bir kez daha televizyonculukta bir ilke imza atmış oluyor.
Köpekler ve kediler
Taksim The Marmara’nın sadık köpeği Ebru’yu hatırlarsınız. Taksim’in en sevimli simgelerinden biri olan bu köpeğin ölümü hepimizi üzmüştü.
Ama her yere böyle bir simge lazım dedirtmesi açısından da umut ışığı olmuştu.
Anadolu yakasının ıstinye Park’ı olarak anılan Palladium’un otopark girişinden ayrılmayan Biber de buranın maskotu olacak gibi. Biber inşaata başlandığı günden beri oradan ayrılmamış. Ve alışveriş merkezinin sevimli maskotu olmuş.
Köpek ve insan dostluğu başka bir şey; Ebru’ların, Biber’lerin çoğalması dileğiyle...
Not: Okuyucularım hep köpeklerden söz ettiğimi söylerken, kedileri ihmal ettiğimi yazıyor. Evet kedi insanı değilim belki ama kedileri de seviyorum, insanların onları ne kadar çok sevdiklerini de biliyorum. Ve bu vesileyle geçen hafta kedisi öldüğünde ağlayarak “beni en iyi sen anlarsın” diye telefon eden sevgili arkadaşım Berna’ya başın sağ olsun diyorum.
Vampirler için 8 bin dolar!
Biz Twilight’ın devamı New Moon filmini heyecanla bekleyelim, bu filmlerde yakışıklı vampir Edward Cullen’ı oynayan Robert Pattinson, James Dean’i örnek aldığını açıkladı.
Pattinson, Dean’in sadece saç stilini değil, aksan ve mimiklerini de taklit ettiğini söylemiş.
Yeni filmde ona bir de bu gözle bakmak lazım.
Bu arada New Moon, 20 Kasım’da vizyonda olacak.
Filmin galası ise 11 Kasım’da Londra’da.
Bu galaya katılmak isteyen Türk fanatiklere 8 bin dolar karşılığında gala davetiyesi sağlandığını duydum.
Nasıl yapıyorlar merak ettim doğrusu. Bir bilen ya da 11 Kasım’da orada olmak için 8 bin dolar veren varsa bana yazsın lütfen.
Paylaş