Kimin yanına gömüleceksiniz?

Sakata gelmeyeyim diye açtım Ahmet Hakan’a sordum, “Dinimizde gömülmeyle ilgili kurallar var mıdır?” diye.

Haberin Devamı

Ahmet, “Ben de iç açıcı bir konudan bahsedeceksin diye aldım telefonu elime, gömülmeyle ilgili bula bula beni mi buldun?” falan diye biraz yakındı, söylendi ama cevabı da verdi sonunda.
Öyle bir şey yokmuş, “Öldükten sonrasına karışmıyorlar, nereye istersen oraya gömülebilirsin” dedi.
Muhabbetin açılma noktası, geçtiğimiz günlerde hayata veda eden Elizabeth Taylor’ın, iki kez evlenip boşandığı Richard Burton’ın yanına gömülmek istemesi.
Taylor, iki kez boşanmış olsa da “Bir daha evlenmek isterdim” dediği, hayatının aşkı, 1984 yılında ölen Richard Burton’la birlikte gömülmek istediğini her fırsatta dile getiriyordu.
Burton’la zaman zaman oturup bunun sohbetini yaptıklarını bile söylemişti.
Gerçi bu pek de mümkün değildi.
Çünkü Dylan Thomas şiirleri ve İskoç köklerine uygun olarak kırmızı bir elbise ile gömülen Richard Burton’ın İsviçre’deki mezarının hemen yanındaki yeri Burton’ın son eşi Sally satın almıştı.
Hatta iki mezarın orta yerine kocaman bir mezar taşı da koydurmuştu.
Elizabeth Taylor’ın, her ne kadar istese de Sally’yi aşıp buraya gömülmesi olası değildi.
Neyse, Sally’nin fendi Elizabeth’i yendi ve Elizabeth Taylor sonunda hayatının aşkı Richard Burton’ın yanına değil, yakın dostu Michael Jackson’ın yanına, Los Angeles’a gömüldü.
Bu hüzünlü hikâyenin ardından sorumuz belli: “Nereye, kimin yanına gömülmek istiyorsunuz?”
Kimisi annem babam diyor, kimisi çocuklarım, kimisi sevdiğim, eşim.
“Doğduğum topraklar olsun da nasıl olursa olsun” diyenler de var.
Bakın buradan yazıyorum... Ben, doğup büyüdüğüm İstanbul’da, Jim Morrison şiirleriyle ve tüm sevdiklerimle yakın yerlere gömülmeyi hayal ediyorum.
Aile başına iki-üç evcil hayvan düşen Belçika’da çok sayıda kişi ölümlerinden sonra daha önce kaybettikleri hayvanlara yakın yerlerde gömülmek istediklerini bildirmişlerdi.
Aynen, ben de köpeklerime, kedilerime de yakın olma arzusundayım.
Ölüm korkusunu biraz olsun azaltanlardan biri de sevdiklerimizle olmaya devam etmek değil midir zaten!

Haberin Devamı

Kime yalan söylenmez

Aynı film birini vezir ederken diğerini rezil edebilir.
Geçen cuma vizyona giren “Hayatım Yalan” (Just Go With It) filminde Nicole Kidman ve Jennifer Aniston’ın durumu da aynen böyle.
Amerika’da 11 Şubat’ta, yani Jennifer Aniston’ın doğum gününde vizyona giren “Hayatım Yalan”, 20 yıldır arkadaş olan Jennifer Aniston ve Adam Sandler’ı ilk kez birlikte kamera karşısına geçiriyor.
Sürpriz konuk oyuncu kadrosunda ise Nicole Kidman var.
Kidman, Aniston’ın oynadığı Katherine’in lise yıllarından beri gıcık olduğu kıskanç, mükemmeliyetçi ve hırslı Devlin rolünde son derece sahte ve zoraki tavırlar sergiliyor.
Ne o bu romantik komediye ne de bu romantik komedi ona yakışmış.
Tam bir yanlış eşleşme durumu söz konusu.
Gitmiş güzelim soğuk, duru güzellik, yerine estetikli, yapmacık, zorlama esprilerle güldürmeye çalışan B sınıfı bir oyuncu gelmiş.
Jennifer Aniston ise her zaman yaptığı işi yine iyi yapıyor. Romantik komedilere yakışıyor bu kadın.
Ve kim ne derse desin, bodur tavuk misali, hâlâ güzel.
Filmin göz alıcı güzel kadını rolünde her ne kadar Victoria’s Secret modellerinden Brooklyn Decker olsa da, Jennifer Aniston’ın yaşına rağmen, ondan aşağı kalır yanı yok.
Bu işte hileler de yok değil tabii.
Bu denge kurulsun diye Decker hayli salaş ve makyajsız bırakılmış, Aniston ise makyajın ve son moda kıyafetlerin tüm nimetlerinden yararlanmış.
“Hayatım Yalan” filminde en çok konuşulan işte bu üç kadın.
Bir de filmin cümlesi tabii: “Doğru kadın hayatında hiç yalan söylemediğindir!”

Yazarın Tüm Yazıları