Paylaş
Spoiler bomba gibi bir konuya parmak basıyor üstelik.
İlişki bozmak için yem olarak kullanılan genç kızlara!
Dünyada olduğu gibi bizde de işadamlarına, sanatçılara ilişkilerini ve kariyerlerini yıkmak için gönderilen yem kızlar gerçeği bu kez sinemada kendine yer bulmuş.
Konu şöyle:
Ses tellerinde sorun yaşayan şarkıcı Marianne ve sevgilisi Paul, yaz tatillerini İtalya’daki evlerinde geçirirken bir anda Marianne’in eski sevgilisi Harry de bu tatile dahil oluyor.
Hem de uzun zamandır görmediği 22 yaşındaki baştan çıkarıcı kızı Penelope ile birlikte!
Harry’nin amacı yıllar önce ayrılmaya karar verdiği ama sonrasında bir türlü unutamadığı Marianne’i geri almak.
Kızın aslında Harry’nin öz kızı olmadığını, Marianne’in ilişkisine çomak sokmak için getirilmiş bir yem olduğunu bu erotizm ve gerilim dozu yüksek filmin sonlarına doğru anlıyoruz.
Dakota Johnson, Tilda Swinton, Matthias Schoenaerts ve Ralph Fiennes’in başrolleri paylaştığı film “erkeklere gönderilen yem kızlar” konusunda insana tokat gibi çarpıyor.
Allah kimsenin başına vermesin tabii.
Harbiye yıkılıyor
Harbiye Açıkhava Tiyatrosu harbiden yıkılıyor.
Ama seyirciyle.
Aylardan Ramazan.
Okullar tatil.
İstanbul sokakları çok da dolu değil.
Ama Harbiye gerçekten yıkılıyor.
Vodafone Red konserlerinin finalindeki Kenan Doğulu konserinin fotoğraflarını gördüm, ağzına kadar doluydu.
Bir gece önceki o müthiş Teoman konserinde ben de oradaydım.
Yine dolup taşmıştı.
Eğlence, müzik ve konser hayatı bitiyor mu diye endişe ederken bu görüntüler gerçekten çok iyi geldi.
Umarım konserler yaz boyunca böyle sorunsuz devam eder.
Bodrum Bodrum
Sanatçılar bayramda Kıbrıs’ta konser verecek haberleri her yerdeyken, Ramazan ayını konserlerle Bodrum’da geçirdiler.
Ben geçen hafta Yalıkavak Agency ve ardından da bu hafta sonu Rixos’taki Bir Dilek Tut etkinliğinde sahnedeydim.
Ve her uçakta Bodrum’da program yapmaya giden bir başka sanatçıyla karşılaştım.
En son Yeşim Salkım’la uçtuk.
İkinci çocuktan sonra uçak korkusu geri gelmiş.
Her uçuş öncesi pilotların secerelerini çıkarıyormuş.
Neyse ki bizimki az türbülanslı, sorunsuz bir uçuştu, bolca sohbet ettik.
Konserler devam ederken bir yandan da kendi hayat hikayesini anlattığı bir kitap yazdığını söyledi.
Ekim ayında okuyacağız Yeşim’in kitabını.
Sabırsızlıkla bekliyorum.
Viking şehrine gidiyorum
Siz bu yazıları okurken ben “yılın en güzel bir haftası” olarak nam salmış bir müzik festivali olan Roskilde’ye katılmak üzere Danimarka’ya uçuyor olacağım.
Viking şehrinden gelecek yazılarımı bekleyecek müzikseverlere duyurulur.
Paylaş