Paylaş
İki kamyon, onlarca araç, 50’yi aşkın güzel insanla ormana atılmış köpeklere kulübe, mama ve ilaç yardımı götürdük.
Kulübeler el emeğiyle yapıldı, kamyona yüklendi ve bir konvoy halinde ormanın yolu tutuldu.
Ormanda bizi dört patili bir ordu karşıladı, sevgi yumağı ordusu.
Sallanan kuyruklar o kadar çok şey anlatıyordu ki.
Önce karınlarını doyurduk, sonra ilaçları verildi.
Ve sıra geldi kamyondan kulübeleri indirip, ormandaki Çarşı Barınağı’nı kurmaya.
Siyah beyaz bir sürü kulübeleri oldu evlatların.
Ormanın derinliklerinde karda, yağmurda fırtınada başlarını sokabilecekleri kulübeleri oldu.
Sonra masamızı kurduk.
Evlerden getirilen kekler, börekler sofraya dizildi.
Semaverde çay demlendi ve kamp ateşi yakıldı.
Ve tabii günün yorgunluğuna ilaç olan şahane bir dost meclisi havası, samimi sohbetler, bol kahkaha ve keyif...
Hayatımda geçirdiğim en güzel pazarlardan biriydi.
Çarşı Barınak projesi önümüzdeki haftalarda da devam edecek.
Çarşı Depo’da kulübeler inşa edilecek önce.
Ve bu kez şehir dışına çıkıp, Lüleburgaz’a Çarşı Barınağı kurmaya gideceğiz.
“Çarşı vicdandır” sloganı tüm Türkiye’ye yayılacak.
İyilik yapmak amacı etrafında toplanan insanlarla gidecek çok yolumuz, yapacak çok iyiliğimiz var.
Bize katılmak, katkıda bulunmak ise serbest, Dewe Pankart ve Haçiko hesaplarından rotalarımızı takip edebilirsiniz.
Yasak gelsin
İstanbul’da çekilecek yabancı filmlere yasak gelmeli.
Eski İstanbul göstereceğiz ayağına varoş, kenar mahalle koyma yasağı.
Ya da bir kenar mahalle sahnesine bir de modern İstanbul görüntüsü koyma şartı getirilmeli.
“Charlie’nin Melekleri” serisinin son filminin bir kısmının İstanbul’da çekilmiş olması tabii ki sevindirici.
Ama Kapalıçarşı’dan ve kenar mahallelerden öteye gidememiş olması sinir bozuyor.
Bir Kanlıca, bir Moda sahili, bir Bebek, bir Nişantaşı, bir Nispetiye Caddesi görmeyi istiyor insan.
Filme gelirsem, bol aksiyonla toparlanmaya çalışılan vasat bir filmden öteye gidememiş.
Beklentiyi düşük tutsanız bile keyif alamayabilirsiniz.
Bana tek çekici gelen tarafı Kristen Stewart oldu bu filmin.
Yine çok güzel, çekici, tarz ve cool’du.
Balıklar Mucize’ye ağladı
Mahsun Kırmızıgül’ün yazıp yönettiği “Mucize 2: Aşk” filmini galasında izledim.
Kapıda izleyicilere çikolata dağıttılar. Biraz mutlu olalım az ağlayalım diye olduğunu düşünüyorum.
Ama bu filme çikolata bile fayda etmez, ağlamaktan kurtuluş yok.
Solumda kızım Tayga vardı, Balık burcu olur kendisi.
Sağımda da Seray Sever, o da Balık.
Duygusal Balıklar özellikle son yarım saatte, aşırı yağmurda silecekleri yetişmeyen araba gibiydiler, gözyaşlarına mendil yetmedi.
Mahsun yine yapmış yapacağını anlayacağınız.
Mert Turak şahaneydi, 10 üzerinden yıldızlı 10.
Fikret Kuşkan malumunuz, şahane aktör.
Ve ekibe yeni katılan güzel Biran Damla Yılmaz’ın doğal oyunculuğu da etkiledi beni.
Ekipçe çok iyi iş çıkarmışlar.
Tebrikler “Mucize 2: Aşk” ekibine.
Paylaş