Aslanı öldüren insanımsı!

Fakiri sokak kedisini yakalayıp kesiyor, zengini Afrika’ya gidip parayı bastırıp koruma altındaki aslanı avlıyor.
Zimbabwe’de Cecil adlı aslanı yasak avlanmayla öldüren Amerikalı dişçi Walter James Palmer bu zevk(!) için 50 bin dolar verdi.
Palmer, 13 yaşındaki Cecil’i türlü numaralarla güvenli bölgeden çıkartıp, önce okla yaraladı, sonrasında 40 saat can çekişen hayvanı silahla vurup başını kesti.
Ne alçakça bir plan, öyle değil mi, tam insana göre.
Olay medyaya yansıyıp infial yaratınca Palmer sırra kadem bastı tabii.
Vahşi hayvan avlama hobisi olduğu söylenen bu manyağın (ki geçmişinde kadına taciz de var) zaten artık ne insan içine çıkacak ne de işini gücünü yapacak hali kalmıştır.
Beter olsun.
Ama beter olması için peşini de bırakmamak lazım.
Siz de lütfen change.org’a girin ve yasak avlanmaya, bu adama karşı başlatılan kampanyaya imzanızı atın.

Rap, aşık atışmasına benziyor

Ali Aksöz’le pazar günkü Kelebek için denizde röportaj yaptığımıza bakıp hep yüzüyoruz sanmayın.
Ali’yi sahilde sadece şemsiyelerin altında kitap okurken görebilirsiniz.
Dünyaları okuyor
gerçekten de.
Bu haliyle plajımızın tek Avrupalısı diyebilirim.
Bu kadar okuyan yazan bir oyuncu bulmuşken şu soruları da sormadan olmazdı tabii.
İşte röportajımızın devamı...
* “Ben bu işe girdiğimde eğitimim arka planda kalacak, dış görünüşüm konuşulacak ama zamanla dünya görüşüm de sorulacak diye umuyordum” demişsin bir röportajında. Ben şimdi sana onu sormak istiyorum. Dünya görüşünle ilgili ne söylemek istersin?
- Ben, insan ırkı yeterince eğitilmişse politikanın çürük ve gereksiz bir şey olduğuna inanmışımdır. İnsan, üzerinde yaşadığı gezegene saygılı davranacak, bizimle beraber yaşayan canlılara sahip çıkacak, çünkü onlardan daha zeki...
* Zeki miyiz o kadar sence? Her tür saçmalık bizde!
- Her toplumun mümkün olduğu kadar bilimsel, sanatsal eğitime ulaştırılması, dogmatik olandan kaçındırılması gerektiğine inanıyorum. Herkesin sanat ve bilim tartıştığı ütopik bir dünya istiyorum açıkçası. Biz yüzeysel işler peşindeyiz. Diğer tarafta insanlar akıl almayacak şeylerle, Higgs bozonu, kuantum fiziği, astronomi çalışmalarıyla uğraşıyorlar. 9 sene önce Pluton’u keşfetmek için gönderdikleri New Horizons’dan datayı eksiksiz indirebilmemiz bile 6 ay sürecek. Böyle bir vizyon, girişim, ihtiras, özgüven, bilimsellik... Biz bunlarla yan yanayız. Ama başka şeylerle uğraşıyoruz.
* Sosyal medyada müzik zevkin de çok konuşuluyor. Herkes hayranlık duyuyor. Ne dinliyorsun?
- Blues, oldies caz, eski de bir rapper’ım, çok rap dinlerim. Çocukluktan beri...
* Türkçe rap’i nasıl buluyorsun?
- Ben hâlâ Cartel’in en iyi rap grubu olduğunu düşünüyorum. Mode XL de son albümlerine kadar çok iyiydi. Tabii Sagopa ve Sirhot da iyidir.
* En çok nesini seviyorsun rap’in?
- Ritim, müzik ve söz uyumu çok önemli. Sözler o kadar önemli ki, mesela hakkıyla söyleyebilmek için kalın ünsüzlerin ritmin vurduğu noktalara denk gelmesi gerek. Rap’i ve battle’ı hep Türk kültüründeki aşık atışmasına benzetmişimdir.

Mini konserler geliyor

Cem Belevi’yle tanışıklığımız eski.
Onu ben müzisyen olarak tanıdım; gitar çalan, kendi bestelerini söyleyen yakışıklı genç olarak.
Ama o müzik kariyerinin yanına oyunculuğu da ekledi.
Şu sıralar Fox TV’de yayınlanan İnadına Aşk’ta oynuyor ve her geçen gün hayran kitlesi artmakta.
Hayranlarının James Franco’ya benzettiği Cem’in benim için en değerli özelliklerinden biri de hayvansever olması.
HAÇİKO’ya üye olan Cem Belevi’yle birlikte eylül ayından itibaren çeşitli D&R’larda ve AVM’lerde sokak hayvanları yararına mini konserler vereceğiz.
Şimdiden haberini vermiş olayım, detaylar çok yakında...