Yüz körüymüşüm demek ki.
Daha önceden bir yerlerde karşılaşmış olduğunuz insanların yüzlerine bakıp bakıp tanıyamıyorsanız, hatırlayamıyorsanız siz de yüz körü olabilirsiniz.
Bunun çok kişiyle tanışmakla falan da alakası yok, tam anlamıyla bilişsel bir bozukluk.
Brad Pitt de böyleymiş, hatta bu nedenle yanlış anlaşıldığını söylemiş, daha önce tanışmış olduğu insanların yüzüne boş boş baktığı için ‘ukala’, ‘bencil’, ‘yanına yaklaşılmaz’ ve ‘egoist’ olmakla suçlandığını da eklemiş sözlerine.
Yunanca kökenli ismiyle prosopagnozi, bizdeki adıyla yüz körlüğü kardeşliğimiz hayırlı olsun.
Kanada da yasakladı
Bravo Kanada hükümetine.
Geçen hafta resmi bir açıklama yaptılar ve
- 90’lar fırtınası tüm hızıyla, hatta daha artarak devam ediyor. Bu proje nasıl doğdu?
- Metin Özülkü: Uzun zamandır Hakan Eren’le aklımızda böyle bir düşünce vardı. Daha önce Gazino Show projesini yapmıştık. Sonra da sevdiğimiz arkadaşlarımızla bu projede buluştuk, bunun talebini de görüyorduk sektörde.
· 90’ları özel kılan şeyler neler?
- Metin Özülkü: 90’lı yıllarda yapılan şarkılar bugün hâlâ çok ilgi görüyor, gençler tarafından da çok beğeniliyor. Anneler çocuklarına öğretiyor. Derken bunun bir ihtiyaç olduğu fikri hasıl oldu. Farklı gruplar playback denemelerini yapmıştı. Biz ise canlı program yapmayı tercih ettik.
Fotoğraflar: Emre YUNUSOĞLU
Bu yolculuk için kişi başına 250 bin dolar ödeyenler, eve dönebilselerdi, ömür boyu Titanik’i nasıl da yakından gördüklerini anlatacaklardı. Ayrıcalıklı olmanın tadını çıkaracaklardı belki de.
Çok param olsa ben de gider miydim?
Hayır galiba.
Bir kere o parayı oraya harcamazdım.
Dahası bedava da olsa gitmezdim.
Klostrofobim var benim, denizaltına binemem. Keşke onlar da binmeseymiş.
“İş kadında bitiyor. Aldatmaması için kadın erkeğine her şekilde yetebilmeli. Ben de erkeğime yetebilecek bir kadın olduğumu düşünüyorum.”
Kendince bir yöntem bulmuş Feyza...
Ama ben aldatılmamak için uğraşmayı, birilerine yetmeye çalışmayı da insana pek yakıştıramıyorum.
Tabii ki ilişkine özen gösterirsin, emek verirsin ama bunu aldatılmamak için mi yaparsın?
Erkek kendisine yetmeyen, o da ne demekse artık, kadını aldatma hakkına mı sahip oluyor şimdi?
Ben pek anlamadım bu işi!
Telefon fırlatan fırlatana
Dünya basını, “I’m Good” (Blue) şarkısıyla ortalığı kasıp kavuran Bebe Rexha’nın New York konseri sırasında kafasına atılan telefonun etkisiyle yere yığılmasını konuşuyor.
Sahnede performans yapıyorsunuz.
Seyirciler arasında kalabalıkta gözünüze bir pankart çarpıyor. Sizin adınız yazıyor üzerinde.
Buraya kadarı normal, alışık olduğumuz durumlardan.
Ama ya sonrası...
Olay Blink-182 grubunun konserinde gerçekleşti.
Grubun davulcusu Travis’in geçen yıl evlendiği eşi Kourtney Kardashian kocasının sahnede olduğu konserde şu pankartı açtı; “Travis, hamileyim”.
Orada değildim, Travis şoka girdi mi, elindeki bagetleri fırlattı mı ya da o heyecanla davulu patlattı mı bilmiyorum.
Bunu diyen tek ben değilim tabii, çevredeki herkes onu görünce aynı şeyi söylüyor.
9 yıl aradan sonra setlere dönme kararı alan Özgü Namal’la Bodrum’da kaldığı otelde buluştum.
Fiziken en son bıraktığım gibi çok güzel, gencecik, huzurlu.
Farkındalığı çok yüksek, pırlanta gibi iki çocuğu var.
Bu buzdolabı meselesini sorduğumda Özgü, toksik her şeyden uzak kalmak olarak açıkladı sırrını.
Yıllar önce “Cinemania”da konuk aldığım Özgü, “Yeri geldiğinde bir çocuk, yeri geldiğinde genç bir kız olacağım, yani her rolü yapacağım” demişti.
Bakalım yeni dizide nasıl bir rolle çıkacak karşımıza...
Barbie-Oppenheimer savaşı
Çok özlemişiz.
Rock konserlerini.
Hep birlikte şarkı söylemeyi.
Hep birlikte zıplamayı, kendinden geçene dek kafa sallamayı.
Johnny Depp ve Alice Cooper’ın başrollerde olduğu Hollywood Vampires konserine doğru giderken 1990’lara döndüm, Ahmet San zamanlarını hatırladım.
Her şey 1992 yılında Bryan Adams’ın Türkiye’de gerçek anlamda ilk stadyum konserini vermesiyle başlamıştı.
Oradaydım, hiç unutmuyorum, aşırı eğlenmiş, kendimi başka bir dünyada hissetmiş, günlerce etkisinden çıkamamıştım.
İnönü Stadı’ndaki konserler yıldızlar geçidiyle devam etti.
Kedili insanların, yani bizlerin hayatı aynen şöyle:
◊Yaşam düzenini, tatillerini kedilerine göre ayarlarsın.
◊ Üzgün ya da hasta olduğunda en büyük destekçilerin ve şifan kedilerindir.
◊ Telefonunda ve sosyal medyanda kedilerine ait sayısız fotoğraf vardır.
◊ Çizik ve ısırıklar hayatının vazgeçilmezleri olur, onlarsız eksik hissedersin.
◊ Onlarla çocukluğuna döner ve oyunlar oynarsın.
◊ Önce evine, sonra odana, sonra da yatağına girip beraber uyumaları kaçınılmazdır.