Tasarruf mu, israf mı?

TBMM Başkanı Bülent Arınç'ın ‘‘lojmanlar’’ konusuna yine değindiği bildiriliyor.

Malum... AKP iktidarı, milletvekili lojmanlarını satmak gibi bizce çok doğru bir karar aldı ya... Sayın Arınç bu nedenle milletvekillerinin alkışlanması gerektiğini söylemiş.

Eğer bu kararı milletvekilleri oturup birlikte (örneğin TBMM Genel Kurulu'nda) vermiş olsalar, alkışlanmaları gerçekten gerekirdi. Ama durum öyle değil. Bu AKP liderliğinin tercihi. Hepsi bu.

Zaten asıl mesele TBMM lojmanları değil. Mesele öteki lojmanlardan ve kapısında eğitim tesisi gibi devleti alay konusu eden bir tabela bulunduğu halde genellikle bürokrasi ağalarının tatil geçirmeleri için kullanılan tesislerden nasıl kurtulunacağıdır.

Öteki lojmanlar deyince bazıları var ki, dokunamazsınız. Örneğin mahrumiyet bölgesindeki lojmanları korumaya mecbursunuz. Çünkü kamu personelini o yörelere başka türlü gönderemezsiniz.

Keza rütbeli askerler gibi, güvenlik kuvveti mensupları gibi ‘‘görevlerinin niteliği’’ gereği lojmanda oturmaları zorunlu olanlara elbet lojman vereceksiniz.

Yeni kurulan üniversitelerin öğretim üyelerine lojman vermezseniz o üniversiteyi geliştirmekte zorlanırsınız.

Vali ve büyükelçi yahutbaşkonsolos gibi temsil görevi üstlenen insanlara da lojman tahsis etmek zorunludur. Aksi halde kendi devletinizin saygınlığı ile oynamış olursunuz.

Demek ki bazı istisnalar olmalıdır. Ama bu istisnaları belirlerken objektif ölçütler uygulanmalıdır. Bu kayıtlarla bakıncaBülent Arınç'ın söyledikleri doğru olur. Ve kamu elinde bulunan 237 bin adet lojman, dinlenme tesisi vb. binadan gereksiz olanlar satılarak rakam belki 10 belki 20 bin gibi bir sınıra çekilebilir.

Ancak bürokrasinin bu konulardaki direncini kırmak hiç de kolay değildir. Nitekim -son hükümet dahil- istisnasız her hükümet ‘‘tasarruf’’ önlemleri alır. Örneğin ‘‘makam arabalarının sayısını en aza indirmeye’’ karar verilir. Üç gün beş gün o karar uygulanıyormuş gibi yapılır. Bir de bakarsınız ki, bir ay bilemediniz iki ay sonra eski tas eski hamam her şey başa dönmüş.

Merhum Turgut Özal da bir yandan ‘‘tasarruf genelgesi’’ yayınlar öte yandan da bakanların eşlerine, sekreter hanımlara resmi araba tahsis ettirirdi.

Şimdi de ‘‘resmi arabaların tek havuzda toplanacağından’’ söz ediliyor. Tıpkı Arınç'ın -temelde çok haklı- gereksiz lojmanlardan kurtulma arzusu gibi.

Arzu iyi de... Şimdi tasarruf amacıyla alınan kararlar, bir süre sonra ‘‘Meğer ihtiyaç varmış’’ diyenler tarafından tersine çevrilince devlet için yeni bir savurganlık sebebi olmayacak mı?
Yazarın Tüm Yazıları