Paylaş
Ama şimdi keyiften tef çalıp oynuyorlar. Çünkü -kendi beyanına göre- bir eşi daha, bin yılda bir gelmeyecek olan (inşallah 2 bin yıl bekleriz) sevgili liderleri Tansu Çiller'in yolundan giderek, ‘‘RP oylarının yüzde 5'ini alıp sınıfı geçme’’ hayaliyle bir takım projeler üretiyorlar.
Son proje çok basit: Partinin iki bilgesine, yani Mehmet Gölhan ile Hasan Ekinci'ye göre, RP'li (yakında bağımsız olacak) milletvekilleri, partinin kapatılmasına tepki niteliğinde olmak üzere sine-i millete dönecekler, yani milletvekilliğinden istifa edecekler. Böylece TBMM'yi genel seçime gitmeye zorlayacaklar. RP taraftarları bu sırada yeni bir parti kursalar bile toparlanamayacakları için, RP'nin seçmenleri DYP'ye oy verecekler. Ve Tansu Çiller (Allah korusun!) tekrar başbakan olacak.
Yalnız projenin uygulanması için birkaç koşulun gerçekleşmesi gerekiyor. Önce ‘‘istifa edecek kadar saf olan en az 26 milletvekili bulmaya’’ ihtiyaç var. Çünkü Anayasa, genel seçim bir yana, bir ara seçim yapılması için bile, tüm üye sayısının en az yüzde 5'inin boşalmasını zorunlu sayıyor. Halen 2 üyelik boş olduğuna göre, 26 sandalyenin daha boşalması gerekiyor.
Gerçi biz önce Mehmet Gölhan ile Hasan Ekinci istifa etseler ve RP'lilere ‘‘sine-i millete dönmenin faziletini’’ gösterseler iyi olur diyoruz ama, şimdi olmayacak dua ile vakit yitirmek istemiyoruz.
Çünkü hafızalarını yitirmedilerse, Gölhan ile Ekinci'nin bile boşa basacak kadar saflık yapmayacaklarından eminiz.
Hele bizim Muharrem Sarıkaya'nın bugünkü ‘‘Ankara Kulisi’’nde anımsattığı gibi, seçime bir kere gidilince Tansu Çiller'e en yakın olmalarına karşın 1995'te listenin en dibine konulup seçilemeyen Bekir Sami Daçe, Yalçın Öğütcan, Ateş Amiklioğlu örnekleri ortadayken...
O nedenle Sayın Gölhan ile Ekinci hayale kapılmasın... Onlar bu kafa ve bu politika anlayışıyla sine-i millete değil çok çok sinemaya giderler.
Ama biz asıl, RP'nin kapatılması olayını öteki partilerin nasıl değerlendirebileceğini merak ediyoruz.
Öyle ya... Karar yürürlüğe girdiği anda Meclis'teki bağımsızların sayısı (Erbakan'ın despotimizden kurtulmuş 147 RP'liyle birlikte) 160'ı bulacak.
Şimdi Erbakan'ın bile hukuk devleti, demokrasi, insan hakları, özgürlük gibi kavramları savunduğu bir dönemi yaşadığımıza göre, bu sayıda bağımsız milletvekiliyle Anayasa'da istenen değişiklikler yapılabileceği gibi, hukuk devleti ve insan hakları açısından önemli pek çok yasa da kolayca çıkartılabilir. TBMM ilk defa şimdi ‘‘Kurucu Meclis’’ olabilir.
RP'nin kapatılmasına, terekesi kime kalır diye bakacağımıza, demokratik rejim ve hukuk devletini güçlendirmek için nasıl yararlanabiliriz diye bakmak sizce de daha doğru olmaz mı?
Paylaş