Haritanın neresindesiniz?

BİR fotoğraf bazen kitaplar dolusu bilgi ve mesaj içerir. Dünkü Hürriyet’te uzun yıllar unutulması mümkün olmayan böyle bir -daha doğrusu iki- fotoğraf vardı.

‘Bir fotoğraf’ demek de doğru, ‘iki’ demek de...

Aslında iki fotoğraf birbirini tamamlıyordu.

Bunlardan birinde muhafazakár giyimli bir bayan, bir lokantada kendi başına ve biraz da etraftan sıkılmanın verdiği mahcubiyetle yemeğini yerken görüntülenmişti. Bu hanım, ‘resimaltı’nda verilen bilgiye göre Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın eşi imiş. Sayın Bakan’la birlikte Samsun’dan Ankara’ya giderken yol üzerindeki Kavak İlçesi’ne yakın bir lokantada, partinin ilçe teşkilatı Bakan’a ve yanındakilere yemek ikram etmiş.

Lokantada Bakan Yıldırım ile Samsun Valisi ve milletvekillerine ‘L’ şeklinde bir masa kurulmuş. Tamamı erkek olan bu takım oturup yemek yemeye başladıktan az sonra, onlara 2 metre kadar mesafedeki bir masaya Bakan’ın eşi yani yukarıda sözünü ettiğimiz Sayın Semiha Yıldırım gelmiş. Ya kendisini ‘protokol’ masasına layık görmemiş veya erkeklerle aynı masada oturmayı aldığı terbiyeye ve alışkanlıklarına uygun hissetmemiş.

Sayın Bakan da, ‘Benim eşim benden ayrı bir masada nasıl yemek yer?’ dememiş. Tam tersine ‘Erkeklerin oturduğu masada kadının işi ne?’ diye düşünmüş olmalı ki olay böylece yaşanmış.

Tek başına yemeğini yiyen Bayan Semiha Yıldırım sessizce kalkıp arabaya dönmüş. Sayın Bakan ile Samsun’un milletvekilleri, valisi ve partinin diğer ileri gelenleri bu tablonun hiçbir tarafını yadırgamamışlar. Anlaşılan ‘zaten böyle olması gerekirdi’ der gibi bir değerlendirme yapmışlar.

Cumhuriyetin hem de Türkiye’yi çağdaş uygarlıkla bütünleştirme iddiasındaki hükümetin ‘bakan’larından birinin eşinden söz ediyoruz.

Öyle bir ‘bakan’ ki, eşi ‘erkeklerle aynı masada yemek yeme’ hak ve özgürlüğüne sahip değil. Ayrıca bunu yapacak cesaret ve özgüveni de yok.

Binali Yıldırım eğer Avrupa Birliği ülkelerinden birinin bakanı olsaydı, eşine layık gördüğü statüyü savunan bir bakanın ülkesini destekler miydi?

İkide bir ‘medeniyetleri uzlaştırma’ sözü eden Sayın Başbakan ‘harem-selamlık’ veya anlayışını hangi medeniyetle nasıl uzlaştıracak?

Sayın Semiha Yıldırım’a hiçbir şey demiyoruz. O geleneklerine, göreneklerine bağlı bir eşi yansıtıyor.

Biz onu ikinci sınıf sayan kafaya söylüyoruz. Çünkü ‘kadını erkekten önde’ tutmayan ama lafa gelince ‘cennet senin ayaklarının altındadır’ diyerek kadınları uyutacağını sanan zihniyete karşıyız. Ona söylüyoruz.

Çağdaş Cumhuriyetimizle seksen senedir bu mücadeleyi yapıyoruz. Çünkü uygarlığın, aydınlığın bizim dediğimiz doğrultuda olduğunu biliyoruz. Zaten bilmesek de her şeyin bize o gerçeği gösterdiğine tanık oluyoruz.

Ne var ki bunca yıl sonra bu noktada olmaktan da üzülüyoruz.

Hürriyet’te yayınlanan fotoğraf(lar)a bakıp Adalet ve Kalkınma Partisi mensupları medeniyet haritasının neresinde olduklarını tayin etmeliler.

Beğeniyorlarsa, devam etsinler. Sonunda Brüksel’e değil ama Fatih’in Çarşamba semtine ulaşırlar.
Yazarın Tüm Yazıları