Paylaş
İngilizler eğer Milli Futbol takımlarının Teknik Direktörü Glenn Hoddle'ı görevden uzaklaştırmasalardı, Türk-Osmanlı tarihçisi Gilles Veinstein'in Fransa'da başına gelenler belki de dikkatimizi çekmeyecekti...
Önce bu iki olayı özetleyelim:
Glenn Hoddle insanların öldükten sonra tekrar dünyaya geleceğine inananlardanmış. O yüzden olacak The Times gazetesine verdiği bir demeçte, ‘‘Tanrı size ve bana iki el, iki ayak ve yarım bir beyin vermiş. Bazı insanlar bir nedenden ötürü böyle doğmamış. Kader daha önceki hayattan çiziliyor. Ne ekersen onu biçersin. Hayatınızda başınıza gelenlere bakıp, 'neden?' diye kendinize sormalısınız’’ dedi diye, bilir misiniz ki, başına gelmedik kalmadı. Adeta lanetlendi ve Futbol Milli Takımı'nın Teknik Direktörlüğü'nden kovuldu.
Öteki olaya yani Fransa'dakine gelince:
Hepimizden yardım ve destek bekleyen ve İnternet ortamında PKK, ASALA, JCAG gibi terör örgütlerinin Web Sitelerindeki iftiralarına karşı ülkemiz ve ulusumuz adına savaş veren bir avuç aydın bildirdi:
Kurdukları Türk Tanıtma Fonu'nun, (http//www.turkishforum.com) mesajına göre, yukarıda sözünü ettiğimiz Fransız tarihçi Gilles Veinstein, 1995 senesinde ‘‘Histoire’’ isimli bilimsel dergide ‘‘Ermeni soykırımı kavramını kabul etmediğini’’ yazmış. ‘‘O dönemde Türkler Ermenileri, Ermeniler de Türkleri öldürdü. Bu bir iç savaştı’’ demiş.
Vaay, sen misin bizim istediğimiz gibi yazmayan, diye gazetelerde, TV'lerde Prof. Veinstein'a yapmadıklarını barıkmamışlar. Gerçi Histoire'in Genel Yayın Yönetmeni Veinstein'ı savunmuş ama, son olarak 24 Ocak günü, Fransa ve Belçika'da yayın yapan ‘‘Canal+’’ isimli TV kanalında ‘‘Ermeniler’’ konulu bir program yayınlanmış ve Prof. Veinstein'in, ‘‘tarihi inkâr ettiği için’’ daha önce üyeliğe seçildiği ‘‘College de France’’dan istifa etmesi veya hükümet tarafından buradan azledilmesi istenmiş.
Anımsayacaksınız aynı görüşü paylaştığı için meşhur tarihçi Prof. Dr. Bernard Lewis de bir Fransız mahkemesi tarafından mahkûm edilmişti.
Yani ‘bilimsel doğru’ya, ‘bilim’ değil, ‘mahkeme’ karar vermişti.
Aynen Ortaçağ'da ‘‘dünya yuvarlaktır’’ diyerek Kilise'nin görüşlerine karşı çıkan Galile'nin başına gelen gibi.
İnsan, ikide bir Türkiye'ye gelip bize ‘‘Düşünceleri ifade özgürlüğü’’ konusunda ahkâm kesen (aslında Türkiye'de ifade özgürlüğü kısıtlıdır) Batı'lı dostlarımızdaki bu ikiyüzlülük adına utanç duyuyor.
Hoddle'ın görüşü bizce de düpedüz saçmadır. Hele doğuştan özürlü olan insanları rencide edici bir beyan, en azından kaba ve insan sevgisinden yoksun bir yüreğin işidir. Buna tepki göstermek de doğrudur. Ama o nedenle bir insanı adeta aforoz etmek hiçbir uygar topluma yakışmayan bir kusurdur.
Aynen Prof. Lewis ve Prof. Veinstein'a Fransızlar'ın yaptığı gibi.
Bu dostlara sormak lazım: Sizin Lewis'e, Veinstein'e yaptığınızla, Hitler'in Thomas Mann'a kızıp kitaplarını yaktırması veya Humeyni'nin Salman Rüşdi'yi ölüme mahkûm etmesi arasında ‘‘özde’’ ne fark vardır?
Paylaş