Üstelik ev sahibi takımın kritik 3 puan mücadelesinde taraftarlarının olmaması, Çaykur Rizespor’a olan inançlarını ‘kaybettiklerini’ açıkça gösterdi. Alt sıralardan tamamen kurtulma çabasındaki Rizespor için fazlasıyla önemli olan bu maçta, ev sahibi 90 dakikaya ‘konuk’ gibi başladı. Özgüvenini yitirmiş gözüken Rizesporlu futbolcular, Karabük’ün maç trafiğinin ağır olmasına dua etsinler...
İLK YARI TRABZON
Sahada bölge paylaşımını çok iyi yapan bir Trabzonspor izledik. Birinci devre attıkları gol dışında çok basit pozisyonları da kaçırmasalardı, maç ilk 45 sonunda bitebilirdi. Özellikle sol tarafı iyi kullanan bordo mavili oyunculara, Mehmet Ekici’nin oyun zekası eklenince Trabzonsporlular, hemen hemen her hücumda kaleci ile karşı karşıya kaldı.
Fakat ikinci yarı dengeler değişti. Ersun Hoca’nın Oscar Cardozo’yu çıkarıp Fatih Atik’i oyuna alması, hücum anlayışını yok etti. Orta sahada yeterince oyuncu varken, neden bir orta saha oyuncusu daha sahaya sürülür ki? Bu hareket, Rizespor’u cesaretlendirdi. Böyle olunca da tehlikeli Rize atakları izledik. Fakat son vuruşlarda başarısız oldular ve Trabzonspor galibiyeti alıp, Kuzey’in Kralı oldu.
ARIKAN KURTARDI
Ligde her hafta başka bir takımın lider olduğu enteresan bir mücadele var.
Bu mücadelenin baş aktörü özellikle kendi sahasında rakiplerine geçit vermeyen Trabzonspor’dur...
Geçmiş yıllarda aynı sorumluluğu üstlenmiş, çoğu müsabakalardan başarı ile çıkmıştır bu takım.
O günler geldi birden aklıma Beşiktaş maçını izlerken...
ÖZER SOĞUKKANLI OLSA...
Fakat bir gerçek vardı, Trabzon oyuna beklenildiği gibi başlayamadı.
Oyunu kendi alanlarında kabul edip, Beşiktaş’ın üzerlerine gelmesini beklediler.
Topa daha çok sahip olan takım Beşiktaş gibi görünüyordu ama ilk yarı bir posizyonları bile (Sivok’un boş posizyondaki kafa vuruşu hariç) yoktu.
Özellikle G.Saray maçında oynanan ilk yarı futbolunu mumla aratan futbolculara sitem etsem herhalde hiç kimsenin itirazı olmaz. Ne baskı vardı ne de olumlu bir organize atak. Hele kanatları hiç kullanmadan nasıl gol bulunacağı çok büyük bir soru işareti. İlk yarı kötü G.Birliği performansına gol atamamak tam bir hayal kırıklığı yaşattı taraftarlara. Bırakın gol atmayı, rakip kaleye şut bile atılmadı. Bu da demek oluyor ki gol tamamen tesadüflere kalmış. Bu görüntü Trabzon’a yakışmıyor.
EKİCİ VE ÖZER
Özellikle takımın hücum anlamında çok etkili iki oyuncusunun olmaması Trabzon’un rakibe olan baskısı ve hücum zenginliği bir anda yok etti. Her ne kadar bazı maçlarda eleştirsek de, Ekici ve Özer takımın olmazsa olmazları. Eksik oyuncuların yokluğunda yükü daha çok omuzlarına alması beklenen Erkan ise maalesef performans düşüklüğünü sürdürüyor. Kapasitesi bu kadar yüksek bir oyuncunun takıma hiç bir katkı sağlamaması iç acıtıyor.
BIRAKIN ARTIK
Lige verilen 1 haftalık aranın, alınan son Konya yenilgisini unutturmuş olması gerekiyordu.
Nitekim öyle de oldu.
Trabzonspor’un bu maçı kazanacağını daha İstiklal Marşı okunurken, futbolcuların yüz ifadesinden anladım.
Çok inanmış ve arzulu görünüyorlardı.
Aşırı rüzgara karşı başladı maça Trabzonspor...
Ama rüzgarın karşısında bir fırtına vardı ki, bütün izleyenleri şaşkına çevirdi.
Bu oyunun bir ödülü olmalıydı ve o da 20. dakikada Özer’le gelince, skor 1-0 oldu.
İlk yarının son dakikasında önce Emre, sonra Burak topu direklere nişanlayana kadar sahanın bütün alanlarında, özellikle orta sahada çok üstündü Trabzonspor...
Geçen hafta Antep deplasmanında çok kötü bir futbolu ortaya koyup haklı bir mağlubiyet aldılar fakat önemli nokta şu, ne hoca ne de futbolcuların hiç bir ders çıkarmamış olması çok şaşırtıcı.
Oysa kahramanlar heryerde kahramandır. Saha içerisine bakıyorum, kimin ne yaptığı belli olmayan bir topluluk var sanki. Ne kanatlar çalışıyor ne de orta sahadan bir destek geliyor forvete. Hal böyle olunca tribünlere gelen az sayıdaki taraftarlar bile homurdanarak aslında isyanlarını ortaya koyuyordu. Fakat onlar bile bu kötü oyuna rağmen galibiyete razıydılar. İlk yarı söylenecek çok fazla bir şeyin olduğunu düşünmüyorum. İkinci yarı özellikle Deniz’in golüne kadar daha atak oynayan ve pozisyon bulan Akhisar oldu. Ama işi bitiren ve maça noktayı koyan Deniz Yılmaz oldu.
Bu oyun anlayışı ilerki haftalar için nekadar yeterli olur bilinmez ama şu bir gerçek, bu kadar para harcanan takımın ezici üstünlüğü olmak zorunda.
USTA İŞİ GOL
Her maçta olduğu gibi ya gol atarak ya da asist yaparak maça damgasını vuran bir Mehmet Ekici çıktı yine ortaya. Belki o vurduğu top kaleye hedeflenmişti ama kötü vuruşu takımın usta golcüsü Cardozo’ya pas olarak gelince topukla gelen ikramı geri çevirmedi Paraguaylı ve takımını kötü futbola rağmen öne geçirmeyi bildi.
Fakat karşılarında Mesut Hoca’nın gelişiyle kimlik değiştiren Gençlerbirliği hiç de öyle kolay teslim olmayacağını ve direneceği gösterdi. Dakikalar 36 yı gösterirken Petrovic’in müthiş füzesi, takım arkadaşlarını soyunma odasına tabelada üstünlükle gönderdi.
DIEGO-EMRE OLMAZ!
EMRE ile Diego ilk 11’de hiçbir maçta yan yana başlamaz.
Çünkü bir takım sadece hücüm düşünürse, kaptırılan her top kalenizde tehlike yaratır.
Bu arkadaşların defansa dönüşleri yok. Bu da Topal’ın aslında o mevkide çok yalnız mücadele ettiğinin işareti.
Hâl böyle olunca Topal, çok daha fazla efor sarf ederek aslında üç kişilik oynadığını geçen hafta da bu hafta da biliyordu. Ama onun için hiç fark etmez.
Ve takım aynen beklediğim gibi yaptı. Hatta o kadar hızlı ki ilk 15 dakikada iki net pozisyonu değerlendirmediler.
İki önemli noktaya değinmeden geçemeyeceğim;
1-Neden Bosingwa ısrarlı bir şekilde stoper oynatılmak isteniyor?
2-Fatih, gerçekten kim tarafından torpilli? İyi niyetli olabilir ama eğer Trabzon’da oynuyorsan rakibine karşı bir farklılık yaratman gerekiyor...
SEFA’M OLSUN!
Helâl olsun sana Beşiktaş, gurur duydum. Bütün Türkiye de sizinle gurur duydu, haydi şimdi finale!
‘Yangında kurtarılacak ilk evrak’ gibi bir imza töreni olur mu? Üstelik bu ülkenin 4. büyük diye lanse edilen ve 10 yıl gururla taşıdığım Trabzonspor’a bir hoca geliyor. Bu ülke (yöneticiler) tarafından çok tecrübeli sayılan bir hocasın ama sen Sivas’a elen İstanbul’a git, Kasımpaşa’ya puan kaptır Bodrum’a git!
Sana bu kadar inanan başta sayın başkan olmak üzere, bu renklere gönül vermiş taraftara hesabı nasıl vereceksin gerçekten çok merak ediyorum? Sezon başında yapılan 27 milyon Euro’luk harcamanın ardından Avrupa’da, ligde ve kupada istenileni veremeyen bir Trabzonspor, bu kötü gidişata artık bir son vermeli. Bu rekor harcamalara rağmen Ziraat Türkiye Kupası’ndan elenmiş, Avrupa Ligi’nden elenmiş ve ligde de 6. sırada bulunduğunu hatırlayınca gerçekten içim acıyor. Senin şahsınla bir sorunum yok ama hocalığınla var! Umarım hangi takımı çalıştırdığının farkına varırsın.
GELELİM MAÇA
İlk maçta gerek Mehmet Ekici gerekse Constant ve Bosingwa gibi değerli oyuncuların olmaması Trabzon için bir sıkıntıydı. İkinci Ekici ve Bosingwa sahadaydı ve bu oyuncuların hem oyun hem de skor olarak nasıl etkili olduklarını görebildik. Belki de ilk maçta bu oyuncular olsaydı Trabzonspor Avrupa’da bir tur daha atlayabilirdi. Herkes ilk maçtan sonraki yazımdan dolayı beni ağır eleştirmiş olabilir ancak kendi evinde 4-0 mağlup olan Trabzonspor ile bu maçtaki Trabzonspor arasında büyük fark var. Trabzonspor, evinde başarılı tek pas yapmakta dahi zorlanıyordu ancak deplasmanda kurduğu baskı ve oyun tarzını lige yansıtabilirse istenilen sonuçlardan uzağa düşmeyecektir. Onur’un sakatlığından sonra kalesinde büyük sıkıntılar yaşayan Trabzonspor ilacını Kayseriden buldu. Hakan’ın bu maçta da kritik kurtarışları vardı ve bu kurtarışlar skorun başa baş gitmesinde önemli faktördü. Ben inanıyorum ki Trabzonspor doğru kararlar alacaktır. Artık elimizde sadece lig kaldı ve umarım önümüzdeki yıl Avrupa’ya katılmak için istenilen yerde bitirebilirsiniz...