Paylaş
75 yaşındaki Adil Bey'den kozmetik mağazalar zinciri
Adil Karaağaç
Bilfar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Karaağaç, 1923 Konya doğumlu. 1947 İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunu. Askerliğini yaptıktan sonra 1948 yılında Konya'da kendi eczanesini işletmeye başladı. 1953 yılında Konya'da ecza deposu açtı. Yine 1953'de bir ithalat şirketi kurdu ve bir ithalat şirketi kurdu. 1965'de, Bilim İlaç'a ortak olarak girdi. Bu ortaklıktan birkaç ay sonra Bilim İlaç'ın Genel Müdürü oldu. 1974'de Bilfar Holding'in kurulmasıyla birlikte holdingin Yönetim Kurulu Başkanı ve Murahhas Azası görevlerini de üstlendi. 1980'e kadar Bilim İlaç'taki Genel Müdürlük görevini yürüttü. 1974'de İtalyanlar'dan satın aldığı Leda ile kozmetik sektörüne girdi. Halen Bilfar Holding bünyesinde Türkiye'nin en eski ilaç laboratuarlarından Hüsnü Arsan İlaç Sanayi, Bilim İlaç, Kopaş Kozmetik ve Denge Dış Ticaret bulunuyor.
DALİN, Tokalon, Ponds gibi markaların Türkiye temsilciliğini yapan Bilfar Holding'in 75 yaşındaki Yönetim Kurulu Başkanı Adil Karaağaç, Türkiye genelinde sadece kozmetik ürünler satan bir mağazalar zinciri kurmaya hazırlanıyor. Karaağaç, GAP'ın ihtiyacını karşılayabilmek için veteriner ilaçları da üretecek.
TÜRK ilaç sanayinin en eski isimleri arasında yer alan 75 yaşındaki Adil Karaağaç, artık kozmetik sektöründe de iddialı... Bilfar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Adil Karaağaç, önümüzdeki aylarda sadece kozmetik ürünleri satan bir mağazalar zinciri kurmayı düşünüyor. Türk halkının yakından tanıdığı Dalin, Tokalon, Ponds, Alix Avien, Voila gibi kozmetik markalarının üreticisi Bilfar, ürün yelpazesine çok yakında Revlon markasını da eklemeye hazırlanıyor.
Karaağaç, ilaç satışında Türkiye'nin dördüncü, ciroda ise yedinci şirketi olan Bilim İlaç'ın Çerkezköy'deki modern tesislerinde veteriner ilaçları da üretmeyi planlıyor. Karaağaç, veteriner ilaçlarıyla hem GAP'ın ihtiyacını karşılamayı, hem de ihracat yapmayı amaçlıyor.
Türk ilaç sanayi, harp sanayi gibi stratejik olduğunu ve yaşatılması gerektiğini söyleyen Karaağaç, ‘‘Türkiye yabancı firmaların ilaç cenneti olmasın’’ diyor. Adil Karaağaç ile eczacılıktan ilaç ve kozmetik sanayii patronluğuna geçişinin yanısıra, bundan sonraki projeleri üzerine sohbet ettik.
İlaç sektörüne nasıl girdiniz?
- Askerlik dönüşü büyük bir şans eseri eczane sahibi oldum. Zira o tarihlerde yasalar, on bin nüfusa bir eczane açmaya imkan veriyordu. Yeni eczane açma şansımız yoktu. 1948'de Konya'da satılan bir eczaneyi aldım. 1965'e kadar bu eczaneyi işlettim. Anadolu'da ilk ecza deposu açanlardanım. İlaç ticaretinin toptancılığına başladıktan sonra bir de ithalat şirketi kurdum. İlaç sanayinde kullanılan malzemelerin ithalatına başladım. Bütün arzum bir ilaç laboratuvarı kurmaktı. 1965'de Bilim İlaç Sanayi'ne, içinde bulunduğu şartlardan dolayı çok küçük bir payla ortak girdim.
İlaçta yeni yatırımlarınız olacak mı?
- Veteriner ilaçları üretmek için çalıyoruz. Ruhsat ve ürün geliştirme çalışmalarımız sürüyor. Bu ilaçları hem Çerkezköy'deki yeni tesislerimizde, hem de Maslak'taki fabrikamızda üreteceğiz. Gerekirse yeni tesisler de kuracağız. GAP'a paralel olarak Türkiye'nin veteriner ilaç ihtiyacının artacağını tahmin ediyoruz. Türkiye'nin hayvancılık sektörüne daha fazla önem vermesi gerektiğinden yola çıkıyoruz. Doğu'nun kurtuluşunda hayvancılığın geliştirilmesi çok önemli bir halka olacaktır.
İhracatınız ne durumda?
- Bugüne kadar ihracatımız düzenli değildi. Bundan sonra hedefimiz düzenli ihracat yapmak. İki ay önce açılan Çerkezköy'deki Betalaktamik tesislerimizde ağırlıklı penisilin türü ilaçlar üretiliyor. Amacımız çevre ülkelere, Avrupa Birliği ülkelerine, Güney ve Kuzey Amerika ülkelerine ürünlerimizi satmak. Bunun için çok büyük bir altyapı olşturduk. Veteriner ilaçlarında da çevre ülkelere ihracatı düşünüyoruz. Kozmetikte ihracat şansımız daha büyük. Romanya, Ukrayna, İran, Türk Cumhuriyetleri gibi ülkelere ihracat yapıyoruz.
Bilfar'ın cirosunun ne kadarı ilaç sektöründen?
- 1997 ciromuz 15 trilyon liraydı. 10 trilyon liralık bölümü ilaçtan.
İlaç sektöründeki pazar payınız nedir?
- İlaçta son üç yıldır pazar payını artıran üç firmadan biriyiz. Türk Lirası satışta pazarın yüzde 4.03'ü, kutu bazında satışta ise pazarın yüzde 5.7'si bizim. Yani ilaç satışında dördüncü, ciroda yedinci şirketiz. Amacımız, 2002 yılında ciro sıralamasında ilk beş firma arasına girmek.
İlaç ve kozmetik sanayi dışında yatırımı hiç düşündünüz mü?
- Hayır, hiç düşünmedik.
Kozmetik sektörüne nasıl adım attınız?
- 1974'de Türkiye'nin tek kozmetik firması olan Leda'yı İtalyan sahibinden satın aldık. Leda; Tokalon, Ponds, Cire Cepthine gibi markaların üreticisi.
Kozmetik markalarınızın pazardaki yeri nedir?
- Kozmetik ürünlerinde Procter & Gamble ve Unilever'den sonra biz geliyoruz. Çocuk bakım serisindeki kendi markamız Dalin'le pazarın yüzde 55-60'ını elimizde tutuyoruz. Dalin'i 18 yıldır üretiyoruz. Kuaförlere dönük saç boyası İvola, pazarın yüzde 55'ine sahip. Kişisel kullanım boyası Voila ve Linn kepek şampuanımız da var. Kozmetikte Alix Avien, bizim kendi markamız. Fransız markası izlenimi veren Alix Avien markasını hem Fransa'da, hem de dünyada kozmetik sektöründe tescil ettirdik.
Bu sektörde yeni yatırımlarınız olacak mı?
- Yakında Revlon saç bakım ürünlerini de Türkiye'de üretip satacağız. Yabancı firmalarla işbirliğine her zaman açığız. Bir de, Kopaş Kozmetik bünyesinde, sadece kozmetik ürünlerinin satılacağı mağazalar açmayı düşünüyoruz. Burada, bizim ürünlerimizin dışındaki markalar da yer alacak.
Türkiye yabancıların
ilaç cenneti olabilir
İlaç sanayiinin şu andaki sorunları neler?
- İnsan sağlığını ilgili olduğu için ilacın fiyatı devlet kontrolünde. Siyasetçiler de, fiyat konusunda çok çekimser hareket ediyorlar. Özal döneminde bir kararname çıkmıştı, ‘İlaç sanayi yüzde 15 para kazansın’ denildi. Bu kararname o tarihten bu yana uygulanmadı. Bu, ilaç sanayini sıkıyor. Bu karanamenin uygulanması, ilaç sanayine bir favör getirmeyecek. Bu bir hakkın teslimi olacak. İlaç sanayi gelişme hızını kaybettiği anda bu Türkiye'nin zararına olur. Dışardan muaazzam ilaç gelmeye başladı. Burası yabancı firmaların bir ilaç cenneti haline gelebilir. Ve ilaçlarını istedikleri fiyatla satabilirler. Türk ilaç sanayi, harp sanayi gibi stratejik bir sanayidir. İthal ilaç firmaları mallarını gümrükten çeker çekmez günlük fiyat alabiliyorlar. Biz ise üç ayda bir zorlanarak fiyat alabiliyoruz. Türkiye yabancılar için çok cazip bir pazar.
Paylaş