İTALYA ’da "Temiz Eller Operasyonu"nun meşhur savcısı DiPietro var ya...
İşte bu ünlü savcı, geçenlerde gazetelere ilan verip "uluslararası camia"ya bir çağrı yaptı. Ben New York Times’ta gördüm. İlanın başlığı şu: "İtalya’da demokrasi tehlikede."
Tam sayfa ilanda DiPietro, Berlusconi’nin yargıdan kaçmak için son girişimini özetlemiş. Berlusconi hükümeti, Adalet Bakanı Angelino Alfano’ya atfen "Alfano Kanunu" diye anılan bir kanun çıkarmaya gayret ediyormuş. Bu kanun, başbakan, devlet başkanı, meclis ve senato başkanlarının yargılanmasını engellemeyi hedefliyormuş.
DiPietro, bu kanunun İtalyan Anayasası’nın Üçüncü Maddesi’ne aykırı olduğunu söylüyor. 6 Ekim’de İtalyan Anayasa Mahkemesi, bu kanunun Anayasa’ya uygunluğu konusunda karar verecekmiş. Hal böyleyken Berlusconi, Adalet Bakanı, Anayasa Mahkemesi Başkanı ve Anayasa Mahkemesi’nin bir üyesi gizlice bir akşam yemeği yemişler. Haber gazetelere sızmış ve doğrulanmış.
DiPietro diyor ki: "Anayasa Mahkemesi Başkanı ve bir üyesinin, kanunun muhatabı olan siyasetçilerle buluşması kabul edilemez."
İTALYA DİKTATÖRLÜĞE KAYIYOR
Bu tablo karşısında çaresiz kalan DiPietro, uluslararası camiayı, İtalya’ya demokratik ilkeler doğrultusunda baskı yapmaya davet ediyor.
İtalya’nın bir "diktatörlük"e dönüşmesini engellemeye çağırıyor.
Ergenekon soruşturması İtalya’daki "Temiz Eller Operasyonu"na benzetildiğinde, İtalyan demokrasisinin, bu operasyondan sonra hiç de sanıldığı gibi düze çıkmadığı hususuna dikkat çekmeye çalışmıştım. En meşhuru İtalya’da gerçekleşen bu tür operasyonlar, derin devletlerin tasfiyesi falan değil, Soğuk Savaş döneminin derin devlet konseptinin değişmesinden başka bir şey değildi. Şimdi bu husus, bizzat, bu operasyonun "cesur savcısı"nın ağzından bir kez daha teyit ediliyor.
ERGENEKON İÇİN DERS
Hatırlayalım: Bizim "Ergenekon Eller" operasyonunun heyecanıyla DiPietro Türkiye’ye davet edilmiş, kendisiyle konuşmalar, röportajlar yapılmıştı.
Şimdi aynı arkadaşları, kahramanları DiPietro’ya yeniden kulak vermeye davet ediyorum.
Sadece askeri vesayetle mücadele etmekle olmaz, demokrasileri tehdit eden sadece darbe ihtimali değildir diye bunca zamandır dil döküyorum. Büyük Türk liberal ve demokratlarının çoğunun sivil otoriteryanizm tehlikesi konusunda titizlenmeye hiç niyeti yok.
Hukuka güvenmekle bile iş bitmiyor... Bakın, gelinen son noktada, güya koskoca "İtalyan derin devleti"yle mücadele vermiş olan "kahraman" DiPietro’nun elinden bir şey gelmiyor. Çareyi gazeteye ilan verip "uluslararası camia"ya, İtalya’ya baskı yapmak için çağrı yapmakta bulmuş.
Ne acıklı, ne hüzünlü ama en önemlisi ne "düşündürücü" değil mi? Meselemiz gerçekten demokratikleşme ise, işin düşündürücü yanını görelim, bu acıklı, hüzünlü hale düşmeyelim.
"Temiz Eller Savcısı"nın çağrısına kulak verelim, derin derin düşünelim.