Paylaş
Oysa “Suriye siyaseti” döndü dolaştı, Türkiye ile Suriye arasında vize uygulamasının kalkmasına kadar vardı. Şimdi bu neviden adamlar, bölgesel barış sürecinin en önde gelen destekçileri oldular.
“Hayat ne garip” diyeceğim ama aslında hiç de garip falan değil...
Bu neviden adamlar, iktidar neredeyse, nereye yönelirse oraya meyleder ve geçinir giderler. Sadece hatırlamadan ve hatırlatmadan edemedim.
DOĞU KONFERANSI’NI HATIRLAYAN YOK
Diğer taraftan...
Bölgede diyalog siyasetlerinin öne çıktığı bir günde, henüz bu siyasetin izi yokken Suriye’ye de, Ermenistan’a da ilk giden barış grubunu, yani “Doğu Konferansı”nı hayırla yad eden yok. En tuhafı o grubun içinde yer alan bazıları da bu girişim hakkında nedense tek laf etmek istemiyorlar.
Yine “hayat ne tuhaf” demiyorum. Böyledir bu işler... İktidarlara uzak duranları ve yapıp ettiklerini kimse hatırlamak istemez.
Her şeye ve tüm ihtiyatlılığıma rağmen Ortadoğu konusundaki son gelişmelerden son derece memnun olduğumu tahmin edersiniz.
Üstelik son gezisine eşlik ettiğim Dışişleri Bakanımız Davutoğlu, İran dönüşü (benim fazla iyimser bulduğum) siyasetinin “taammüden bir iyimserlik” olduğuna işaret ederek, yüreğime su serpti.
İYİMSERLİK VE KUŞKUCULUK
Sohbetin bir yerinde Ahmet Davutoğlu, “İyimserim, iyimser olmadan eyleme geçmek mümkün değildir. Yaptığım şeye sonuna kadar inanıyorum, inanmasam kimseyi ikna edemem” dedi.
Sonuçta ben de “kuşkucu” yaklaşımların faydası olduğu kadar, eyleme geçmeyi engelleyen fazladan bir tedbircilik gibi bir zaafı olduğunun farkında olduğumu itiraf etmek durumunda kaldım.
Sonuçta bölgede hızlı bir barış ortamı imkânı hemen hemen hiç yok.
Tam tersine her an bir küçük kıvılcım her şeyi altüst edebilecek gibi görünüyor. Dahası Türkiye, İran ile müzakere sürecinin ilk adımına ev sahipliği yapacak ama müzakerelerle gidilecek yol da uzun değil gibi.
Ama diğer taraftan, ne bölgenin, ne dünyanın bir ikinci Irak senaryosuna tahammülü olmadığı da kesin. Barış ve diyalog siyasetlerinin bu noktadan yükselmesi ve ön bulması ihtimali bile umut vaat edici...
O halde bu yolda büyük bir kararlılık ve gayret gösteren Davutoğlu’nun iyimserliği sebepsiz değil ve sonuçsuz kalmayacak diye düşünebiliriz.
Ortadoğu siyaseti açısından yoğun geçen bir haftanın ardından umutlarımız barış ve diyalog siyasetinin, Türkiye’nin öncülüğünde sonuç alması...
Hepinize ve bu bölgede yaşayan herkese iyi bayramlar...
Paylaş