PaylaÅŸ
ZANA’NIN HATIRI
Ancak hem Zana’nın hatırı var, hem epeydir Diyarbakır’a gitmemiştim, iyi bir vesile olacağını düşündüm.
Gelmeden konferansın mahiyetini bilmiyordum, dört farklı ülkede (İran, Suriye, Irak, Türkiye) yaşayan Kürt kadınlarının ilk buluşmasıymış. Komşu ülkelerden gelenler arasında öne çıkanlar doğal olarak Irak’tan gelenler. Farklı politik grupların temsilcileri olduğu için tek sesli de konuşuyor değiller. O nedenle aralarında ciddi tartışmalar geçiyor. Zaten konferans, genel olarak, benim sandığım kadar romantik bir havada olmadı.
Kürtlerin kimlik sorunlarının kadınlara yansıması ötesinde, bölgede baskın geleneksel yapı ve kadına karşı tutumların sorun edildiği son derece serinkanlı değerlendirmeler yapıldı.
Benim daha çok merak ettiğim, bölgedeki son siyasal atmosfer, açılım ve Anayasa değişikliği konusunda BDP çevresinin düşündükleriydi.
Diyarbakır’da bulunmak, Güneydoğu’da genel siyasal atmosferi algılamak açısından her zaman çok önemli oluyor. Ancak ben bu fırsatı hemen hızlı değerlendirmelere dönüştürme yanlısı değilim.
Åžimdilik sadece, bir kez daha, en önemli meselelerden birinin, Türkiye’de yaÅŸayan Kürtlerin genel kamuoyuna meramlarını daha iyi anlatma ve kuÅŸkuların gölgesinden kurtulma olduÄŸunu hatırladık, hatırlatalım.Â
Leyla Zana, DTP eski milletvekili Aysel Tuğluk, BDP milletvekilleri Sabahat Tuncel ve Gülten Kışanak ile konferanstan fırsat buldukça ayaküstü sohbet etmeye çalıştık. Ancak konferansın gündemi benim beklediğimden çok daha yoğun.
KISA KESTÄ°M
Tüm bölgeden gelen Kürt kadınlarını dinlemek fırsatını da kaçırmamak lazım diye düşündüm. O nedenle yine de, genel siyasi deÄŸerlendirme sohbetine fırsat bulma umudunu koruyarak, konferansı izlemeye devam ediyorum. Bu nedenle de, izninizi rica ederek, yazıyı kısa kesiyorum.  Â
PaylaÅŸ