Paylaş
Her derin konuda olduğu gibi bu konularda da, tartışmaların sonu gelmez o başka. Ancak, sonu gelsin gelmesin, kesin yargı mümkün olsun olmasın, insanlık kendine dair her şeyi sorun etmeden yaşayamaz, insanı diğer canlılardan ayırt eden en önemli özelliklerinden biri budur.
HAYIR UMMAYIN
Diğer taraftan, ahlak veya etik tartışması yapmanın asgari koşulu, tartışmanın temel kaygısının bizatihi ahlak veya etik kaygılar, akıl yürütmeler olmasıdır. Bu açıdan, merkezinde CHP Genel Başkanı’nın bulunduğu skandalın, ahlaki zeminde tartışmasını yapmak mümkün değil. Bu skandal, içinde bulunduğumuz siyasi krizin tırmanış eğrisinde gelinen son nokta. Kıran kırana bir mücadelenin, belden aşağı vurma yöntemlerini devreye soktuğu bir ortamda ahlaki bir tartışma yapılamaz.
Böyle bir ortamda en çok yaralanan ahlaki veya etik değerler ve kaygılar olur. Birileri, siyasal hedefli olduğu için, olayın mahiyetini hafifsemeye, görmezden gelmeye yatkın hale gelir. Kendilerinden birinin benzer bir ahlaki zaafını örtbas etmekte hiç sakınca görmeyen diğerleri ise, ahlak bekçiliğine soyunur. İkiyüzlülük, diz boyunu aşar, boğaza dayanır. Ve inanın, nihayetinde hepimiz böylesi bir çirkef içinde boğulur kalırız.
İçinde bulunduğumuz siyasi krizin hepimizi boğacağı gerçeğini görmezden gelmekte ısrar devam ediyor. Ettikçe, işler sarpa sarıyor, sardıkça, iş çirkefe dökülüyor, siyasi kriz, en sefil düzeyde, ahlaki krize dönüşüyor. Bundan kimse hayır ummasın.
BAYKAL’SIZ CHP BÜKÜLÜR
Tarzını, içeriğini beğenelim veya beğenmeyelim, demek ki, CHP gerçekten, etkili muhalefet yapmaya başladı. Yoksa, bunca yıl sonra bir kaset çıkmaz, Baykal bunca hedef olmazdı. Benim bu olaydan anladığım budur. Parti bu olay karşısında ne tavır alır, Baykal ne yapar bilemem. Bildiğim, sosyal demokratların yıllardır, Baykal’a ilişkin sızlanmaları ve suçlamalarına karşın, halihazırda Baykal’sız bir CHP’nin belinin büküleceğidir. Belli ki, kasetçiler de bu gerçeği gayet iyi biliyormuş ki, iyi bir zamanlama ile devreye girdiler.Çok çirkin, çok yaralayıcı, çok umut kırıcı!
Çok güzel!
Ben öyle on parmağında on marifet entelektüellerden değilim, sanattan pek anlamam, ama özellikle bazı dostlarımın işlerini severim, mümkün mertebe izlerim. Son günlerde iyice bunaltıcı hale gelen siyasi ortam içinde, Arzu Başaran’ın sergisini gezmek bana çok iyi geldi. Günlerdir, gazete ve televizyonlardan üzerime yürüyen çirkin lekeleri, zihnime Arzu’nun sergisinden asılı kalan harika izlerle kovuyorum. Sergi, MAC Galeri’de hafta sonuna kadar devam ediyor, görmeyen ve ilgilenenlere şiddetle tavsiye ederim. Çok güzel, çok onarıcı ve belki çok umut vaat edici!
Paylaş