Bir vatandaş olarak

SEÇİME kadar bir buçuk yıl veya daha azı böyle geçecekse yandık.

Haberin Devamı

Sadece ülkede kavgadan gürültüden geçilmediği için değil! Bunca önemli meselesi kapıda bekleyen, yeni bir anayasa yapması gereken ülkede konuşulanlar ve bunları konuşma düzeyi umutlarımızı kararttığı için böyle söylüyorum.


Siyasette polemikten, popülizmden uzun boylu uzak durmaya imkân yok, biliyoruz ama bu kadarı fazla ciddiyetsizlik, fazla sorumsuzluk olmuyor mu?

SİYASET ANLAYIŞI

Mevcut tablo şu; muhalefet ülkenin ciddi gündemine ilişkin kapsamlı alternatif bakışlar geliştiremediği için, polemiğe yükleniyor. Yönetme kabiliyetini yitiren iktidar, bu imkânın üzerine atlıyor. Böylece, gelsin peygamber tartışması, gitsin Cüppeli Ahmet Hoca dedikodusu.

Yıllar önce yapılmış bir densizliğin, Emine Erdoğan’ın GATA’ya alınmaması konusu ile ne ilgisi vardı da muhalefet partisi mal bulmuş Mağribi gibi bu meseleyi gündeme getirdi?

Haberin Devamı


Koca Meclis böyle bir saçmalık üzerine utanıp sıkılmadan birbirine girdi. Daha sonra, Deniz Baykal’ın Cüppeli Ahmet Hoca’ya “geçmiş olsun” demesinde ne fevkaladelik var da, iktidar bu konuyu ortaya atıp, doymak bilmeden konuşup duruyor?


Bu sıradan bir seviyesizlik meselesi de değil, siyaset anlayışı meselesi.


Herkes başı sıkışınca polemiklere sarılacak, birbirinin tabanını kapmaya çalışacak, sonra da bundan hayır beklenecek!


Anlayış bu!


Muhalefet bu yolla etkin olunamadığını hâlâ anlamadı mı? İktidar, her başı sıkıştığında konuyu dini hassasiyetlere çekmekle her zaman işini yürütemeyeceğini artık fark etse iyi olmaz mı?


Bari bazı polemikler hayırlara vesile olsa da, ciddi bir konuya bağlansa, o da yok. Emine Erdoğan’ın GATA’ya alınmaması ne nedenle gündeme gelmiş olursa olsun, bu ülkenin aşması gereken bir meseledir, geçiştirilmek yerine, başörtüsü konusuna ciddi bir hal çaresi bulmak üzere tartışma konusu yapılmalıdır.

Asker-sivil ilişkisi, esrarengiz darbe planlarının kavgası yerine ciddi bir Anayasa tartışması ile nihayetlenmelidir.


Bu konularda muhalefet, görüşlerini, projelerini gelecek seçime kadar net bir şekilde ortaya koymalıdır. Bu arada, iktidar karşısına çıkan her sorunu, “provokasyon”, “ideolojik” deyip savsaklamak veya dikkatleri başka yere çekmeye çalışmak, olmadı susturma gayreti yerine, bir sonraki dönem bu ülkeyi nasıl yönetmeyi düşündüğünü toplumla paylaşmalıdır.

Haberin Devamı


Hiçbir şey olmuyormuş gibi davranarak iktidar olunmaz; itirazlara, eleştirilere, taleplere makul karşılıklar aramak ve bulmaya çalışmakla iktidar olunur.

‘DİKTA’ DENİLİR

Aksi takdirde buna iktidar değil, “dikta” denilir. Diyenin dilini kesmeye çalışmanın da başta iktidar kimseye faydası olmaz.


Bir vatandaş olarak, siyasi heyetlerden beklentilerim bunlar. Bu kaygı ve talepleri paylaşan herkesten de, oturup, dikkate alınmayı beklemek yerine, beklentilerini her şekilde gündemde tutmaya çalışmalarını tavsiye ediyorum.

Yazarın Tüm Yazıları