Anayasa Atar’a emanet

Hükümetin başlattığı yeni anayasa tartışmasında, herkesin merak ettiği tek konu içerik. İşte bu sorunun yanıtını vermek için rota çizildi. Ve anayasa çalışması Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Yavuz Atar’a emanet edildi.

Haberin Devamı

Anayasa konusunda günlerdir konuşulan başlıklar arasında tek netleşen bu. Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan değerlendirmelerden sonra, yeni anayasayı ete-kemiğe büründürecek ekibin başına Atar getirildi. Şimdi Atar, bu konunun uzmanı olan tüm kesimlerin temsilcilerinden oluşan bir komisyon kuracak. İşte o komisyonda kimlerin olacağı ve ortaya çıkacak taslak, çok şey anlatacak.

Bu yol haritasına göre, oluşturulacak anayasa ekibinin ortaya bir metin çıkarması konusunda öyle çok acele edilmeyecek. Bu taslak, ikinci aşamada, partinin genel merkez ve grup yönetiminin katıldığı daha geniş bir ekiple tartışmaya açılacak. Bu, anayasa metnine siyasi dokunuşların yapıldığı, sadece uzman ve teknokratların bakışından çıkarıldığı aşama olacak. Bu aşamalarda Cumhurbaşkanı sık sık ortaya çıkan metin hakkında brife edilecek.

Haberin Devamı

Sonra üçüncü aşamaya geçilecek ve taslak metin, önce Cumhur İttifakı’nın ortağı MHP’ye götürülecek. Tabii, bu noktaya gelene kadar MHP’nin çalışmanın içeriğinden hiç haberdar olmayacağını düşünmek yanlış olur. Bir dizi toplantılardan sonra taslak metin, kamuoyunda tartışmaya açılacak.

Bundan sonraki aşama daha önemli. Çünkü Meclis’te uzlaşma aranma noktasına gelinecek. Taslak metin, muhalefet partilerine götürülecek. Bu partilerde, şimdikinden farklı bir tavır görülürse, Meclis Başkanlığı’nın organizasyonunda bir uzlaşma komisyonu kurulması söz konusu olacak.

Zaten, yeni anayasanın Meclis’ten onay alması için muhalefetin desteği gerekiyor. Bırakın uzlaşma ile TBMM’den geçmesini, referanduma götürülebilmesi için bile muhalefete ihtiyaç var.

Plan böyle. Aşama aşama izleyeceğiz. Bu çalışmanın zor ve uzun bir yolu olduğu kesin.

PANDEMİ KİTAP KULÜBÜ

Pandemi süreci, hem Meclis çalışmalarını hem de milletvekillerinin yaşamlarını belirgin şekilde etkiledi. Bu dönemde, milletvekillerinin yüzde 30’unun koronaya yakalandığını, evlerde vakit geçirmek için yeni hobiler bulduklarını bu köşede okudunuz.

Bu kez, farklı bir aktivite edindiler. Örneğin, kitap okuma oranı milletvekilleri arasında çok arttı. TBMM’nin zengin kütüphanesinin de buna çok büyük katkısı var. Sadece kitap okumakla kalmayıp, genel kurul çalışmaları sırasında, birbirlerine kitap özetleri anlattıkları ve kitap listesi paylaştıklarını duyduk. Bir nevi Pandemi Kitap Kulübü oluşturulmuş.

Haberin Devamı

Hatta iki ayda 16 kitap okuyup, her hafta üç kitap bitirmek için karar alanları biliyoruz. Kitap konularına gelince, daha çok Türkiye’nin yakın siyasi tarihine ilgili duyuluyor. Komplo teorileri ve derin devlet analizleri bu sıralar çok ilgi çekiyor. Örneğin, Cem Ersever’in kitaplarının revaçta olduğunu gördük. Türkiye’nin bilim tarihini ele alan kitapları tavsiye edenler de var, şiir kitaplarını önerenler de. Alev Alatlı’nın kitaplarının da sohbet konusu yapıldığını biliyoruz.

Evlerde bahçelere çeki-düzen verme zamanı geçti. Sırada yoğunluktan okunamayan kitaplar var.

Milletvekillerinin, kitaplar üzerine yaptıkları analiz ve yorumları, kürsü sataşmalarından daha keyif verici bulduklarını da anımsatalım.

Haberin Devamı

NİYE ÇOĞALAMIYORUZ?

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, 2009 yılında Türkiye’nin doğurganlık hızı 2.08’e düştüğünde, herkese üç çocuk tavsiyesi tartışma konusu olmuştu. TÜİK’in son nüfus verileri 2020 yılında nüfus artış hızında önemli bir düşüş olduğunu gösterdi. Doğal olarak muhalefet de insanları çocuk yapmaktan alıkoyan şeyin ne olduğunun araştırılması istedi.

CHP İstanbul Milletvekili Dr. Ali Şeker, sadece Türkiye’de değil, dünya genelinde, salgın, ekonomik kriz ve sorunlarla anılan 2020 yılındaki nüfus artış hızındaki anormal bir düşüşün nedenini, “Pandemi mi, ekonomik kriz mi, beyin göçü mü?” diye sordu.

Şeker, TÜİK rakamlarından yola çıkarak, 2019’da binde 13.9 olan yıllık nüfus artış hızının, 2020 yılında binde 5.5’e gerilediğini, nüfusun 2020 yılında bir önceki yıla göre 691 bin 750 kişi daha az arttığını anımsattı. Şeker, toplumu evlenip yuva kurmaktan ve çocuk yapmaktan alıkoyan başlıkların neler olduğunun hükümet tarafından araştırılmasını istedi.

Haberin Devamı

Sorular isabetli, yanıt merak konusu.

Yazarın Tüm Yazıları