Paylaş
SEKİZİNCİ sınıf öğrencilerinin liseye geçiş maratonu LGS’de merkezi sınav sona erdi. Sırada iyi bir üniversiteye geçiş için yapılacak Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) var. Önümüzdeki hafta yaklaşık 3.5 milyon aday bir üniversite kapısını aralamak için yarışacak. Bu zor dönemeçte bugüne kadar hep adaylara öneriler yapıldı. YKS’ye sayılı günler kala, “Bir de onların penceresinden bakın” diyen Altınbaş Üniversitesi Psikoloji Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Dilek Şirvanlı Özen, Z kuşağını anlamak ve özellikle bu kritik dönemde çocuklara destek olmak isteyen anne-babalara önerilerde şu bulundu:
1- DENEYİMLERİNİZİ PAYLAŞIN: Üniversite, bölüm tercihinde ebeveynler kendi deneyimlerini, kendi görüşlerini çocuklarıyla paylaşabilirler. Ancak bunu yaparken sadece yol göstermeli, karar verici konumda olmamalılar.
2- KIYASLAMA YAPMAYIN: Her bireyin eşsiz, benzersiz ve biricik olduğunu unutmasınlar. Yani onların çocuklarının da yetenekleri, ilgi alanları ve değerleri biricik, diğer insanlardan farklı. Dolayısıyla çocuklarını ne başka çocuklarla kıyaslasınlar ne de kendileriyle meslektaş olmaları yönünde zorlasınlar. Siz mühendis olabilirsiniz ama çocuğunuz belki de çok iyi bir sanatçı olma yolunu seçecek.
3- KENDİ HAYALLERİNİZİ DAYATMAYIN: Anne-babalar, özellikle kendi olmak istedikleri ancak olamadıkları meslekleri çocuklarına dayatmamalı. O olamamışlık, hayallere ulaşamamışlık anne ve babanın kendisine aittir, çocuğa değil.
4- BAZI MESLEKLERİ ZORLAMAYIN: Tüm meslekler gerekli ve önemli. Aileler, çocuklarını statüsü, kazancı yüksek ama onların özelliklerine uygun olmayan mesleklere yöneltmemeli.
5- GERÇEKÇİ OLUN: Anne-babaların çocuklarından beklentileri gerçekçi olmalı. Çocuktan yeteneklerinin, potansiyelinin üstünde başarı beklemek ve bu konuda baskı yapmak doğru değil.
TEDMEM ARAŞTIRMASI: EĞİTİMDE 15 SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ
Türk Eğitim Derneği Düşünce Kuruluşu (TEDMEM), KONDA ile önemli bir çalışmaya imza attı. “Seçimin kaderi eğitim vaatlerine mi bağlı” başlıklı araştırma ülkemizde eğitimle ilgili önemli verileri ortaya koyuyor. 1950’den itibaren tüm siyasi partilerin seçim dönemlerinde eğitime önemli bir yer ayırdığını aktaran araştırma, 1950-2018 yılları arasındaki genel seçimlerde siyasi partilerin eğitim vaatlerini gerçekleştirme durumlarını değerlendirdi. 3 bin kişilik örneklem üzerinde yapılan kamuoyu araştırmasında ilginç verileri paylaşan TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu şunları söyledi:
- Son 25 yıldır eğitim sisteminde sınavlardan kaynaklanan olumsuzlukların giderilmesi gerekçe gösterilerek 15 sistem değişikliği yapıldı.
- Ortalama görev süresi 2.1 yıl olan 12 bakan görev yaptı.
- Hemen her seçimde sınavların ve YÖK’ün kaldırılacağı vaatlerinde bulunuldu.
- Eğitim bütçesinin her yıl nominal olarak arttığı ve merkezi yönetim bütçesinden aslan payının eğitime ayrıldığı düşünülürse ortada bir etkinlik ve verimlilik sorunu olduğu açıktır.
- Toplumun genelinde en sorunlu eğitim kademesi lise olarak görülüyor. Mevcut sistemde liseler, gençleri ne hayata ne de üniversiteye hazırlıyor.
- Toplumun yüzde 34’ü, gençlerin ise yüzde 45’i üniversitede okumak için harcanacak parayı iş kurmak için kullanmayı tercih ediyor.
- Eğitimde en önemli sorun sınav sistemi.
- Lisede 11’inci sınıfta mezuniyet olmalı. Buradan mezun olanlara okul başarı puanına göre meslek yüksekokulları, ön lisans programları ve açıköğretim programlarına geçiş verilmeli.
- 12’nci sınıfta ileri lise diploması yer almalı, yükseköğretime geçiş tek sınavla yılda en az iki kez yapılmalı.
- 18-24 yaş arası kitlenin sorulan sorulara verdiği cevaplara göre her 3 gençten 1’i eğitimin sınavlara dayalı olmasını Türkiye’deki eğitim sisteminin en önemli problemlerinden biri olarak görüyor. Bu yanıtı yüzde 34’le eğitimcilerin niteliği ve yüzde 33’le eğitimin siyasetin kontrolü altında olması takip ediyor. Gençlere göre en sorunlu kademeler ise lise ve üniversite.
- Kızların eğitime katılımının artırılması, eğitimde fırsat eşitliği, mesleki eğitimin güçlenmesi de gençlerin beklentileri arasında yer alıyor.
Paylaş