Paylaş
LİSELERE Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınava hazırlanan 1 milyonu aşkın ortaokul öğrencisi ile lise son sınıfta olan, mezuna kalan ya da yeniden sınava girmek isteyen 3 milyondan fazla adayın katıldığı Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girecekler için zor bir dönem. Çünkü sınava giren 3 milyondan fazla adayın ancak yaklaşık 1 milyonu bir üniversiteye, LGS’de ise 1 milyon adayın yaklaşık yüzde 15’i merkezi sınavla bir liseye yerleşiyor. İstatistikler böyle ama bu yıl sınav deneyiminin yaşanacağı hemen her evde bugünlerde çocukların en iyi lise ve üniversiteye girmesi için hayaller kuruluyor. Bazı evlerde hayallere ulaşmak için hazırlıklar belki geçen seneden hatta bir kaç sene öncesinden başladı. Kimi zaman aileden kimi zaman da çocuğun kendisinden kaynaklanan baskılar, zorlamalar ve stres yükü arttıkça arttı. Evet hedefe konulan hayallere ulaşmak için bunlar belli dozlarda gerekli olabilir. Adına motivasyon ya da destek diyebiliriz ama unutmayalım ki bu zorlu bir süreç ve sınav bitinceye kadar çocuklarımızın omuzunda büyük bir yük oluşacak.
YARIŞA GİRİYORLAR
Bu dönemde agresifleşen, kilo alan, içe kapanan, ilaca başlayanların sayısı artar. Çünkü kimi zaman göstere göstere kimi zaman da çaktırmadan bir yarışa girer adaylar. Tüm bunlar, sınavlar bittiğinde eşin dostun, meraklı akrabaların “Kaç soru yaptın?”, “Nasıl geçti?”, “Nereyi istiyorsun?” gibi sorularının yanıtını şöyle göğsünü gere gere verebilmenin hazırlığıdır. Yine bu süreç gelecekteki kariyeri belirlediği gibi ailelerin çocukla ilişkisinin de mihenk taşıdır.
İşte bu nedenle meslek hayatım boyunca sınav hazırlık kurslarını beğenmeyip beş kez değiştireni, sınav kazandırma iddiasındaki özel öğretmenlerin kapısında sıra bekleyeni, piyasadaki tüm test kitaplarını çocuğun odasına yığanı da çok gördüm. Bakmayın bu oradan oraya koşturup, testlere, özel derslere sığdırılan günlere... Bunlar çocuğun kapasitesini sadece bir tık yükseltir.
HEDEFTEN UZAKLAŞMASIN
Unutmayın ne kadar sınav kitaplarına, derslerine boğarsanız çocuk sizin koyduğunuz hedeften o kadar uzaklaşır, çalışır gibi görünür çalışmaz.
Aile olarak dikkatli hareket edin. Çocuğunuzu kendinizden uzaklaştırmayın. Odasına kapanan çocuğunuzla iletişimi sıfırlamayın. Normali bulun. Yoksa sınav bittiğinde bozulmuş bir ilişki, hayal kırıklıkları, uzaklaşma kaçınılmaz olur.
İyisi mi siz siz olun, gerek LGS gerekse YKS’ye hazırlıkta şu hataları yapmayın...
FAZLA ÖZEL DERS DE KURS DA BIKTIRIR
1) SINAV HAYAT MEMAT MESELESİ DEĞİL: Çocuğunuzun gireceği bu sınava gereğinden fazla anlam yüklerseniz kaygı oluşur. Unutmayın hayatın her aşamasında sınavlar var. Bu çaba sadece kademeler arası bir geçiş için gösteriliyor. Zaten adayın altyapısı varsa sınavda başarılı olma şansı çok yüksek olur. Ama bu işin sırrı iyi bir program ve kendini tanımaktan geçer. Hazırlık sürecinde detaylara takılmayın, programı ertelemeyin.
2) KIYASLAMAYIN: Başarıya ulaşmayı en çok zorlaştıran unsur kıyaslamadır. “Komşunun çocuğu şu kadar soru çözüyor, kuzenin şurayı kazandı, şöyle hazırlandı” gibi sözlerle çocuğunuzu asla başkalarıyla kıyaslamayın. Herkes farklıdır. Aynı sınava girse de aynı sınıfta olsa da her bireyin kapasitesi, yolu, öğrenme şekli değişiktir. Aday öncelikle kendini keşfetmeli. Kıyaslama yapacaksınız çocuğu kendi gelişimiyle kıyaslayın. Onu kendi gelişimiyle motive edin.
3) ÖZEL DERSE BOĞMAYIN: Ne kadar çok özel ders alırsa o kadar iyi sınava hazırlık yanılgısına kapılmayın. Çocuğunuzun ihtiyacı olan, eksik olduğu konuları tamamlamak dışında ihtiyaç fazlası özel ders de kurs da bıkkınlık yaratır. Adaylar hazırlık sürecinde hangi soru tipini çözemediğini, nerede iyi olup, eksiklerinin ne olduğunu iyi bilmeli. Bütün bu hazırlıkları buna göre yapılmalı.
4) ÜÇ BEŞ YIL ÖNCEDEN HAZIRLAMAYA BAŞLAMAYIN: Sınava neredeyse okula başlarken hazırlanmaya başlayan, üç yıl beş yıl öncesinde tüm zamanını buna göre ayarlayanlar için bu süreç hiç bitmez. “Ne kadar erken hazırlanırsam o kadar iyi olur” diye düşünmek en büyük hatalardan biri. Onun yerine her dersin konularına hâkim olup tam öğrenmeyi sağlamak daha yararlı. Hazırlık süreci bir yıldan fazla olursa adaylar bunalır, kendini motive hissedemez. Yolun sonuna yaklaşmışken yorulmuş olur, zorlanır. Bir yıl öncesinden iyi bir programlama ile eksikleri tamamlayarak hazırlık mümkün. Amaç son yıl güvenli bir rota oluşturarak zamanı verimli kullanmak olmalı.
5) ‘KOÇ’LAR, DERSHANELER MUCİZE YARATMAZ: Unutmayın hiç kimse yoktan var etmez, sınav kazandıramaz. Bilgisi tam olan, zamanı iyi yöneten, sınav stresini aşan başarır. Sınava hazırlık sürecinde akademik destek alınabilir, aday stres yaşıyorsa psikolojik ya da psikaytrik destek de yararlı olabilir. Ama iş tanımı belli olmayan, herkesin adının önüne kolayca eklenen “koç”larla çalışmak, dershaneden dershaneye koşmak bazen motivasyonu azaltabilir. En iyisi aday kendini, aile de adayı iyi tanımalı. Sürekli başkalarından motivasyon bekleyenler her zaman başarılı olamaz.
6) SINAV AİLENİN DEĞİL ÇOCUĞUN: Çok soru çözmek başarının birinci koşulu değil. Çok soru çözmek verimi artırır ama garanti sağlamaz. Ama her çözülen soru, her yapılan deneme mutlaka bir şey öğretir. Denemeler araçtır, adayın kendini kontrolü ve analizi için önemli ipucudur. Adayın öncelikle kendisinin hangi noktada olduğunu bilmesi gerekir. Tüm bu hazırlık sürecinde ve tercih döneminde her zaman hatırlanması gereken en önemli konu bu sınavın ailenin değil çocuğun ya da gencin sınavı olduğu gerçeğidir.
SINAV TARİHLERİ
LGS: 15 HAZİRAN
YKS: 21-25 HAZİRAN
Paylaş