Paylaş
BEDENİMİZİN herhangi bir bölgesinde meydana gelen ağrı, sızı, yanma, şişkinlik gibi sorunların genellikle pek üzerinde durmayız. Çünkü günlük koşuşturma ve sorumluluklarımız buna izin vermez. Zaten bu tür küçük sorunlar genellikle bir süre sonra kendiliğinden yok olur. Biz de bunları; “damar damar üstüne bindi, bunu bünye yapıyor, ters bir hareket yaptım herhalde” gibi geleneksel teşhislerle geçiştirir pek üstünde durmayız. Oysa unutulmamalı ki vücudumuzda meydana gelen bu tür küçük sorunların mutlaka bir nedeni var ve belki de bunlar bizim için bir sinyal yani haberci. Eğer bu sinyalleri iyi okursak ilerde büyüyebilecek bir çok sağlık sorunumuzu henüz başlangıç aşamasındayken kolayca çözebiliriz.
MASA BAŞI VE EKRAN KARŞISI
Bu anlattıklarımın çocuklarımızla ne ilgisi var diye düşünebilirsiniz. Ama çocuklarımızın henüz hayatın başında olmaları sağlık sorunlarıyla muhatap olmayacakları anlamına gelmiyor. Özellikle günümüz koşullarında çocuklarımızın eskiye oranla daha fazla masa başında yani bilgisayar karşısında vakit geçirdiklerini göz önünde bulunduracak olursak onların da bedenlerinde duruş bozukluğuna bağlı olarak erken yaşta sorunlar yaşayabileceklerini düşünmeliyiz. Daha doğrusu bu konuyu sadece düşünmekle kalmayıp çözüm önerileri de sunan uzmanlara kulak vermeliyiz. İşte bu uzmanlardan biri İstanbul Kültür Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. N.Ekin Akalan. Prof Dr. Akalan gelişmekte olan çocukların oturma şekli ve alışkanlıklarının gelecekteki ağrıların sinyalini verdiğini belirtiyor. Üstelik bu durumun 6 yaş öncesi çocuklar için bile geçerli olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Akalan ailelere şu uyarıları yapıyor:
SINAV ZAMANI ARTAN AĞRILAR
Prof. Dr. Akalan, duruş, yaşam şekli ile ağrının yakın ilişkisi olduğunu belirterek, küçük yaşta önlemler alınması gerektiği vurgusunu yapıyor ve şunları söylüyor: “Çok zeki ve okulda başarılı çocuklarımızda sınav dönemlerinde çok artacak şekilde diz arkası kaslarda kısalık, obezite, sırt-boyun ağrısı görüyoruz. Bu aslında oturarak çalışma mantığının bir ürünü. Sınava hazırlanırken binen stres yanlış postür (duruş) alışkanlıkları ile birleştiğinde ağrı sonucunu doğuruyor. Ayrıca bu postür kalıcı hale gelebiliyor. Bu tarz duruş bozukluklarının kalıcı hale gelmesiyle ilgili şöyle bir örnek verebiliriz: Mesleğinde çok başarılı, etkin bir cerrah tanıdığınızı düşünün. Hatta bazı ameliyatları ondan başka yapacak cerrah yok. Ancak bu arkadaşınız obez ve çok yoğun bel ağrısı çekiyor. Çocuğunuzu ona ameliyat ettirmek ister misiniz? Çocukların da çalışma postürleri ve fiziksel aktiviteleri ile başarıları, karar verme yetenekleri arasında yüksek bir ilişki var. Bu işin çocuklarda erken yaşta çözülmesi gerekiyor. Burada sınıf öğretmenlerine de çok iş düşüyor ama öncesinde bu öğretmenlerin konuyla ilgili eğitim almış olması gerekiyor.
SİNYALLERE DİKKAT EDİN
“Ağrı olmadan önce ağrının oluşacağı yeri bulmak mümkün. Bunun başarılabilmesi için tutkulu bir ekibin teknoloji ile buluşması gerekli ki bu ülkemizde var. Bu bakış açısı bizi kitaba göre tedavi metodu yerine hastaya özel değerlendirme ile tedavi metodu oluşturulmasına doğru götürmektedir. Bu neden okullarda 6 yaşından itibaren çocukların duruşunu, fiziksel alışkanlıklarını izleyip ileride bu alışkanlıkların oluşturabileceği sorunları raporlamaya çalışıyoruz. Oturma şeklimiz, ayakta duruşumuz, beslenmemiz, kullandığımız eşyalar gibi etkenlerin tümü bedenimizde anormal yüklenmelere neden olabiliyor. İşte bu anormal yüklenmelerin ileride ağrı oluşturabileceğini ama ülkemizde bu konu hakkında çalışan ekiplerin olduğunu bilmemiz bence çok faydalı olur.”
SPORCULARDAKİ BASIŞ SORUNLARI
Sporcularda basış problemleri zıplama ve koşu mekaniğindeki küçük değişiklikler ileride büyük sakatlıkların temellerini atıyor. Aslında bu gerçeğe ilk uyanan ve üzerinde akademik araştırmalarda bulunan sporcu sağlığı bölümü oldu. Şöyle düşünelim, bir sporcunun koşarken dizinin sadece 5 derece fazla bükülmesine neden olan küçük bir kas iskelet problemi var diyelim. Bu küçük problemin bir antrenman boyunca her adımda dize artı bir yük bindirdiğini varsayalım. İşte bu yük 10dk’lık orta hızda koşuşta 1000 (bin) kere tekrarlanacaktır. Bir antrenmanın bir saat kadar sürdüğünü ve haftanın 6 günü yapıldığını düşünürsek bu küçük problem kendini birkaç yıl içinde sakatlığa ulaştıracak kadar yükselecektir. Kültür üniversitesinde yaptığımız küçük bir çalışma, voleybolcularda taban düşüklüğünün, sayı almada çok önemli bir parametre olan zıplama yüksekliğinin azalmasında çok etkin olduğunu ispatladı.
Paylaş