Paylaş
Eğitime gönül veren, bu alanda çalışan, sahada olan farklı katılımcılar üç gün boyunca gece yarılarına kadar Türkiye’deki eğitim sistemini incelediler, eleştirdiler, yeni yöntem ve arayış içinde oldular.
27 eğitim uzmanı, felsefeci, yazar,akademisyen, sendika yöneticisi, öğretmen, araştırmacı çalıştayda kafa yordu.
Sonuçları CHP’ye iletilecek bu çalışmanın son gününe CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katıldı.
Burada uzmanlar üç temel soruna çözüm arayışında bulundu:
- Türkiye’nin eğitim felsefesi nasıl olmalıdır?
- Türkiye’de eğitimin temel sorunları ve çözüm önerileri nelerdir?
- Türkiye’nin eğitim modeli nasıl olmalıdır?
Üç gün boyunca komisyonlarda en çok tartışılan konu eğitimde din ve sınav konusu oldu. Bazı katılımcılar bugüne kadar uygulanan eğitim felsefesinin toplumda ayrıştırma ve mutsuzluk yarattığının altını çizerek, eğitime yön verecek çizginin bilim olduğunu sık sık dile getirdiler.
Kuşkusuz eğitimin hangi aşamasında olursanız olun eğitim materyalleri, yapılagelen uygulamalar bilimsellikten uzaklaşınca ülke gündeminde üst sıralarda yerini alıyor.
Oysa alanında uzman olan eğitimciler ayrımcı, cinsiyetçi eğitim felsefesi yerine bilimi dikkate alan bir yöntem izlenmesi konusunda fikir birliğine vardılar.
Eleştirilerini, kaygılarını, izlenmesi gereken yolları CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na iletirken, eğitim sisteminde köklü değişikliklerin olması gerektiğini
vurguladılar. Her komisyon eğitimin parasız verilmesini çalışmalarında ilk sıralara koyarken, demokratik, laik, katılımcı, eşitlikçi ve çoğulcu bir yapının artık
okullarda olmasını istedi.
Üç gün boyunca gördüm ki, Türkiye’de eğitim sorunları sıkça dile getirilen bu kavramlar nedeniyle çözülemiyor. Din ve sınav kıskacındaki sistemin içinden yıllarca çıkılamıyor. Eğitim sorunları konuşulurken, bu kadar temel sorun irdelenirken günümüz gençlerinin istekleri, hevesleri ve nasıl bir eğitim almak istedikleri maalesef pek dile getirilemedi.
Geleceğin eğitimi, gelecekte okullar, meslekler, öğretmenlerin rolleri, eğitimde teknolojinin yeri ve önemine pek de sıra gelmedi. Diplomalı işsizler, rastgele
yapılan üniversite seçimleri, staj, iş hayatına yönlendirme ve hazırlama konuları hiç gündeme gelmedi.
Oysa onbinlerce genç ellerinde diploma kapı kapı iş arıyor ya da kazanıp yerleştirildikleri bölümde umduğunu bulamayıp tekrar tekrar sınava
giriyor. Umarım bundan sonra eğitimin konuşulduğu toplantılarda hem liseli, hem üniversitelilere de söz hakkı verilir, nasıl bir eğitim istedikleri konuşulur.
Paylaş